Güncelleme Tarihi:
Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) Türkiye Direktörü Ruben Cano, Türk hükümetinin 6 Şubat depremlerinde evlerini kaybeden milyonlarca depremzedeye geçici ve kalıcı barınma sağlama konusunda iyi bir iş çıkardığını ancak uluslararası toplumun barınma ve insani yardımlar açısından daha fazla yardım sağlaması gerektiğini kaydetti. Yaklaşık 50 bin insanın yaşamını yitirdiği 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılmasında önemli faaliyetler yürüten IFRC’nin Türkiye Direktörü Cano, Hürriyet’in sorularını yanıtladı.
“Henüz normal bir yaşam sürecek bir durumda değiller. Çadırlarda ve konteynerlerde yaşıyorlar. Yaşamak istedikleri yerde, mahallelerinde, evlerinin, ailelerinin ve akrabalarının yanında değiller. Pek çok insan işini kaybettiği için hâlâ dış desteğe bağımlı yaşıyor ki bu da insanın özsaygısını zayıflatan bir durum. En acil gereksinim kalıcı barınma. Hükümetin inşa ettiği çok sayıda konteynerkentle ve yapımını planladığı evlerle iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum. Ancak önümüzdeki bir ile iki yıl boyunca insanlar normal bir hayat süremeyecek.
İKİ HAYATİ ÖNCELİK
Şu anda önceliklerimizden biri odağımızı depremzedelerin geçim kaynaklarına yöneltmek, insanların yeniden iş sahibi olmalarına ve işletmelerini yeniden kurmalarına yardımcı olmak ve tarımsal faaliyetlerine geri dönmelerini sağlamak. İki şey hayatta kalan depremzedelere normale dönme hissi verebilir: Biri yeniden bir eve, diğeri ise yeniden bir işe sahip olmak, yani kendi ayaklarınız üzerinde durabilmek ve ailenize bakabilmek.”
DESTEK GEREKİYOR
Bölgenin yeniden ayağa kaldırılması ve hayatın normalleşmesi çabalarına uluslararası toplumun da katılması gerek. Dürüst olmak gerekirse çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Dünyanın dört bir yanından 70 ulusal derneğin, Maldivler dahi Türkiye için bağış toplamasıyla büyük bir dayanışma dalgası oluştu. Ancak halihazırda 105.5 milyon İsviçre Frangı bağış toplamış durumdayız, hedefimiz ise 400 milyon İsviçre Frangı (yaklaşık 12.3 milyar TL). Yani gerekli olanın sadece yüzde 26’sına sahibiz. Finansal ortakları ve bağışçıları Türkiye ile dayanışmaya devam etmeye davet ediyoruz, çünkü barınak ve nakit açısından hâlâ parasal ihtiyaçlarımız olduğunu söyleyebilirim.”
600 BİN KİŞİYE YARDIM ELİ
- Depremin ardından yapılan faaliyetleri özetlerken Türk Kızılay ile yapılan işbirliğini de vurgulayan Cano, şunları dile getirdi: “Türk Kızılay herhangi bir afet durumunda gıdadan sorumlu olduğu için, bizim sağladığımız destek de temel olarak gıda üzerineydi. Önayak olduğumuz bir diğer önemli alan ise depremzedelere ilk süreçte yapılan nakit yardımıydı. Türk Kızılay ile birlikte onlara temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri market kuponları sağladık. Daha sonra farklı bağışçılardan, hükümetlerden ve Kızılhaç ile Kızılay derneklerinden gelen ekstra nakit yardımlarını da 130 binin üzerinde aileye ulaştırarak yaklaşık 600 bin kişiye yardım sağlamış olduk. Ayrıca depremden etkilenen bölgede yaklaşık 1.7 milyon mülteci olduğunu da biliyoruz. Bu mülteciler için de AB tarafından finanse edilen bir program aracılığıyla ek nakit sağladık. Bu yardımları özellikle kadınlar ve çocuklar için sağlanan psikolojik destek gibi koruma tedbirleri ile destekledik.”