Depremi müvekkilim mi yarattı?

Güncelleme Tarihi:

Depremi müvekkilim mi yarattı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2005 16:03

Marmara Depremi'nde Yalova'da yaptığı ve sattığı bazı binaların yıkılması sonucu “birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verdiği” gerekçesiyle yargılanan Veli Göçer ile ortaklarının avukatı mahkemede ilginç bir savunma yaptı. Sanıklardan Zafer Coşkun'un avukatı Tahsin Sönmez." Suçun oluşması için binanın kendiliğinden olduğu yere çökmesi gerekiyor. Oysa bina deprem sonucu yıkıldı. Depremi müvekkilim mi yarattı" diye konuştu.

Haberin Devamı

Marmara Depremi'nde Yalova'da yaptığı ve sattığı bazı binaların yıkılması sonucu “birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verdiği” gerekçesiyle yargılanan Veli Göçer ile ortakları ve mimarına verilen 25'er yıl hapis cezası kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozulmasının ardından sanıkların yargılanmasına Konya'da devam edildi.

Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Veli Göçer ile mimar İsmet Kösebalaban ile haklarında gıyabi tutuklama kararı bulunan sanıklar Zafer Coşkun ve Can Göçer'in avukatları katıldı.

Müdahiller Mustafa ve Şerife Ergüden ile Salim Çakır da duruşmada hazır bulundu. 
    
Mahkeme Başkanı'nın, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararı ile ilgili sorusu üzerine savunma yapan sanık avukatlarından Tahsin Sönmez, hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan müvekkili Zafer Coşkun'un suçsuz olduğunu öne sürdü. Olayda müvekkilinin kusuru olmadığını öne süren Sönmez, şunları kaydetti: “Suçun bu derece oluşması için binanın kendiliğinden olduğu yere çökmesi gerekiyor. Nitekim binalar deprem sonucu yıkılmıştır. Şimdi soruyorum size; depremi müvekkilim mi yarattı? Depremi müvekkilim yaratmadığına göre suçta oluşmamıştır. Bundan dolayı müvekkilim Zafer Coşkun hakkında verilen gıyabi tutuklama kararının kaldırılmasını istiyorum.”
 
Kösebalaban'ın avukatı Semra Coşkuntuna da söz alarak binaların yıkılmasında müvekkilinin herhangi bir suçunun olmadığını iddia etti. Coşkuntuna, sağlık durumunun iyi olmadığını ileri sürdüğü müvekkilinin tahliyesini istedi.

Haberin Devamı

GÖÇER'İN AVUKATINDAN MÜVEKKİLE TEPKİ...
  
Mahkeme Başkanı'ndan söz alan Göçer'in Avukatı Abdulkadir Çiçek, Göçer'in müteahhit olmadığını, iyi bir arsa satıcısı olduğunu iddia etti.

VELİ GÖÇER AĞLADI

17 Ağustos 1999'da Marmara Bölgesi'nde meydana gelen depremde Yalova Çınarcık'ta yaptırdığı konutların yıkılmasının ardından 168 kişinin ölümünden sorumlu tutulan müteahhit Veli Göçer, mahkeme başkanından tahliyesini isterken ağladı. Göçer'in avukatı Abdülkadir Çiçek müvekkili için, “Veli Göçer müteahhit değil, iyi bir arsa pazarlamacısı” dedi.

Haberin Devamı

5 yıldır mahkemede bir türlü sorunlarını anlatamadıklarını savunan Çiçek, “Müvekkilim şirkete ortak olduğunda binalar zaten bitmişti. Ruhsat başına ceza ilk defa bu şekilde uygulanıyor. TCK'da yer alan 383. madde deniz kazaları ve yangınlarda kullanılıyor. Ancak, deprem dış etmenler sonucu meydana geldiği için bizce bu durumda uygulanmamalı” dedi.

Savunma esnasında müdahil Mustafa Ergüden tarafından sözü kesilen Çiçek, sinirlenerek “Burası tiyatro değil susun. Bir türlü sesimizi duyuramıyoruz hep sizin yüzünüzden” diye tepki gösterdi.

Bir kez daha söz verilmeden konuşması durumunda Ergüden'i mahkeme salonundan çıkaracağını belirten Mahkeme Başkanı, Çiçek'e “Burada siz de sesinizi yükseltemezsiniz. Her şeyin bir adabı var” dedi.

Haberin Devamı

Söz alan Veli Göçer ise “55 aydır tutukluyum. Benimle birlikte koğuşta bulunan herkes dışarı çıktı. Ben sizden sadece tek bir şey istiyorum; adalet önünde herkes gibi eşit olmayı” dedi.

Duruşmaya verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin belirttiği eksik hususların giderilmesine, Veli Göçer ve İsmet Kösebalaban'ın tutukluluk hallerinin devamına, Zafer Coşkun ve Can Göçer hakkında verilen gıyabi tutuklama kararının da devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Yalova'nın Çınarcık İlçesi'nde 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nde yaptırdıkları binaların yıkılması ve 168 kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle sanıklara verilen 25'er yıl hapis cezasına ilişkin kararı bozmuş, bazı usul eksiklikleri ile 1 Haziran'da yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu'nu (TCK), bozma kararına gerekçe göstermişti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!