Güncelleme Tarihi:
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki deprem felaketinin derinden etkilediği Hatay'da binlerce kişi enkaz altında hayatını kaybederken geriye onların acısıyla yaşamak zorunda olan yakınları kaldı. Antakya ilçesindeki Orhanlı Mahallesi'nde bulunan ve ilk depremde yıkılan 5 katlı Ölçer Apartmanı’nda da onlarca kişi hayatını kaybetti. Apartmanın 1'inci katında 8 kişi yaşayan Keklik ailesi, enkaz altında kaldı. Coşkun Keklik, çocukları Şükrü Efe ve Fethiye Sultan’ın cansız bedenine ulaşıldı. Coşkun Keklik’in annesi Fethiye, babası Şükrü (68), eşi Fatma (39), diğer çocukları Eren (4) ile Hatice Keklik (12) ise yaralı olarak kurtarıldı. Durumu iyi olan Fethiye Keklik ve torunu Eren Antakya'da çadıra yerleştirilirken, sol bacağı kesilen gelini Fatma, eşi Şükrü ile diğer torunu Hatice Keklik ise çevre kentlerdeki hastanelerde tedaviye alındı. Yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatan Fethiye Keklik, bundan sonra iki torunu ve gelini için yaşayacağını söyledi.
ANNE, KURTULUŞUMUZ YOK, DEPREM HIZLANDI
Antakya'da 50 yıldır yaşadığını belirten Fethiye Keklik, deprem gecesi uyanık olduğunu, o anları aklından çıkaramadığını söyledi. Acısının büyük olduğunu anlatan Keklik, "Gökyüzü simsiyahtı. Hafif sallantı başladı. Oğlumla gelinim yatak odasından koştular. 'Oğlum deprem oluyor, kaçalım' dedim. ‘Anne kurtuluşumuz yok, deprem hızlandı’ dedi. Merdivenlerden inemedik çünkü ilk orası yıkıldı. Kendimizi aşağıya atamadık. İki bina birbirine girdi. Sağdaki kapı sola, soldaki kapı sağa geçti. Oğlum ve gelinim kolonun altında kaldı. Beni, eşim ve iki torunumu televizyon sehpası kurtardı. Onun üstüne tavan devrildi. Korkudan bayıldık. Ben ayılınca sağıma soluma baktım. Eşimin ayağı elime değdi. Diğer tarafımda 4 yaşındaki torunum vardı. ‘Allah için bizi kurtarın diye bağırmaya başladım. Yağmur yağıyordu. İki Suriyeli bizi oradan çıkardı. Oğlumu, 19 yaşındaki kız torunumu, 16 yaşındaki aşçılık okuyan erkek torunumu kaybettim. Gelinimin sol bacağı kesildi. Tutacak bir dalımız kalmadı” diye konuştu.
‘BEN DE ORADA ÖLMEK İSTEDİM’
Torunu Eren’le çadırda kaldıklarını ve her gece gözyaşı döktüklerini anlatan Keklik, “Ben de orada ölmek istedim. ‘Hepsi gitti ben de gideyim’ dedim ama iki torumun, eşim ve gelinim kurtuldu. Yaralarımın sarılması için her şeye ihtiyacım var. Bu toprakların önemi kalmadı. Sadece iki torunum, eşim ve gelinim önemli. Benim için gerisi bitti. Gelinim sakat kaldı. Onları, ömrümün yettiği kadar bırakmayacağım. Onlar babalarından bana bir hediye. Gelinim için yardım istiyorum. Gelinimin tedavisinin ardından bir arabayla buraya getirilmesini istiyorum. Onları bırakmak istemiyorum. Nasıl yaşayacağız bilmiyorum” ifadelerini kullandı. (DHA)