Güncelleme Tarihi:
Marmara Denizi'nde 26 Eylül günü saat 13.59'da 5.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Merkez üssü İstanbul'un Silivri ilçesi açıklarında, yerin 6.99 kilometre derinliğinde olan deprem, başta İstanbul olmak üzere Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bursa, Bilecik, Balıkesir, Çanakkale ve İzmir'de de hissedildi.
Deprem nedeniyle İstanbul'da bazı yapılarda çatlaklar oluştu. Büyük paniğe neden olan deprem nedeniyle İstanbul'da çok sayıda vatandaş, geceyi dışarıda geçirdi.
Depremin ardından kentsel dönüşümle ilgili süreçleri en güncel haliyle öğrenmek ve hasarlı bina bildirimi yapmak için kurulan Alo 181 Çağrı Merkezi'ni çok sayıda kişi aradı.
Demirören Haber Ajansı'nın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan edindiği bilgilere göre; 26 Eylül'den sonra Alo 181 Çağrı Merkezi'ne gelen aramalar, yaklaşık yüzde 15 arttı. Çağrı merkezini bu tarihten sonra 31 bin 819 kişi aradı. İstanbul’dan arayan 12 bin 85 kişiden 6 bin 460’ı binasında hasar olduğu ihbarında bulundu. 5 bin 625 kişi ise kentsel dönüşüm hakkında bilgi aldı.
ARAMALARIN YOĞUN OLDUĞU İLÇELER
İstanbul’dan aramaların yoğunlaştığı ilçeler ise Avrupa Yakası’ndaki Küçükçekmece, Bahçelievler, Bağcılar, Avcılar ve Fatih oldu. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanından çağrı merkezine aramaların devam ettiği bildirildi.
24 SAAT AÇIK HAT
Depremlerde can kaybı yaşanmaması, vatandaşların güvenli binalarda oturmasının sağlanması ve konu hakkında doğru bilgi edinilebilmesi için çağrı merkezi 24 saat hizmet veriyor. Arayan vatandaşların oluşturulan kayıtları, işlem sırasına göre yerinden incelemeye alınıyor.
İletişim hattını kentsel dönüşüm ve deprem konularında arayanlara, risk tespiti nasıl yaptırılır, başvuru şartları, riskli alan, devlet destekleri olan kredi-faiz destekleri, kira yardımı ve harçlardan muafiyetler başta olmak üzere pek çok konuda bilgi veriliyor.
'İSTANBUL’DAKİ YAPILARIN YARISI DAYANAMAZ'
Kentsel Dönüşüm Uzmanı Mimar Nihat Şen, 4-5 saniye süren 5.8 büyüklüğündeki depremin insanlarda paniğe neden olduğunu belirterek "Vatandaşlarımız telefon hattını arayarak ne yapacaklarını, hangi yolu izleyeceklerini sordular. Vatandaşlarımız bu konuda hala maalesef yeterli bilgiye sahip değiller" dedi.
İstanbul'un 16 milyonluk nüfusuyla, Türkiye’nin beşte birini barındırdığını belirten Şen, "Maalesef vatandaşlarımız hala deprem ve yaşadıkları bina konusunda ne yapacaklarını bilemiyor. Tabii burada AFAD’ın ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kamu spotlarıyla yaşanan son depremden sonra 12 bini İstanbul’da, 30 bin kişi bu hattı arayarak bilgi sahibi olmak istemiş.
Hatta 5 bin 253 vatandaş binalarının riskli olup olmadığı ile ilgili ihbarda bulunmuş. Bu 5 bin 253 riskli binanın 4 bin 972'sini, vatandaş kendi binası ile ilgili aramış. 211’i okul, 12’si hastane, 48’i de diğer kamu kuruluşlarından aramışlar ve binalarının sağlam olup olmadığıyla ilgili ihbarda bulunmuş. 3 bin 758 vatandaşın binaları incelendiğinde 1579 hasarlı bina tespit edilmiş.
Demek ki çok şiddetli olmayan 5.8'lik depremde bile binalarının tespitini isteyen vatandaşlarımızın yapı stoklarının yüzde 45'inin hasarlı olduğu ortaya çıktı. Bugün İstanbul'da yaklaşık 3 milyon 600 bin konut yapı stoku bulunuyor. Bu durum, yapı stokunun en az yüzde 50'sinin olası bir Marmara depreminde dayanıklı olmayacağını gösteriyor."
'3 MİLYON 600 BİN YAPI İÇİNDE 5 BİN HASARLI BİNA TESPİTİ GERÇEKÇİ DEĞİL'
Vatandaşların oturdukları binanın depreme dayanıklı olup olmadığını Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine veya bakanlığın lisans verdiği kuruluşlara başvurarak tespit ettirip, yeniletebileceklerini ifade eden Şen, "5 bin küsur hasarlı bina ihbarı var ama tabi bu sayının çok daha fazla olması lazım. Bugün 3 milyon 600 bin civarında bir konut yapı stokundan bahsediyoruz.
3 binli, 5 binli rakamlar çok az. Bence bu sayının artması lazım. Vatandaşlarımız oturdukları binanın sağlıklı olup olmadığını kontrol ettirmelerinde yarar var" dedi.
'YÜZDE 11,1 TAŞINMAK İSTEDİ'
Depremden sonra İstanbul'da yaşayan vatandaşların yüzde 11.1'inin ikamet ettikleri yerden taşınmak istediğini belirten Şen, en çok taşınma olan ilçeleri yüzde 41 ile Bağcılar ve yüzde 31 ile Avcılar olarak sıraladı. Şen, "Depreme hazırlıklı olmalıyız, yapılan çalışmalar var ama yeterli olduğunu söylemek mümkün değil" diye konuştu.
Bir binanın güçlendirme ile sağlıklı olup olmayacağını ancak statik hesaplamalarla ve zemin yapısına göre cevap verilebileceğini ifade eden Mimar Nihat Şen, "Buna göre, çelik takviyeler, karbon lif uygulamalar olabilir, kuşaklama dediğimiz kolon, kiriş betonarme güçlendirmeyle olabilir.
Tabii burada binanın yaşı, hangi sistemle yapıldığı, beton agregasının nasıl olduğu, zemin yapısının nasıl olduğuyla da çok ilişkili. Her bina güçlenecek diye bir şey yok ama, şu anki deprem yönetmeliğine göre incelendiğinde binaların güçlendirilmesi hasarın en aza indirilmesine sebep verebilir" şeklinde konuştu.
'DEPREM SİGORTASINDA YÜZDE 70 ARTIŞ OLDU'
Mimar Şen, depremden sonraki bir haftalık süreç içinde zorunlu deprem sigortasında da ciddi bir artış görüldüğüne işaret etti. Şen, "Yaklaşık yüzde 70'lik bir artış olmuş.
İstanbul'un 3 milyon 600 binlik konut stokunun 2,3 milyonu, yani yaklaşık yüzde 64'ü zorunlu deprem sigortası yapmış durumda. Marmara Bölgesi'ni baz aldığımızda yaklaşık 6 milyon yapı stokunun 3,8 milyonu zorunlu deprem sigortasını yaptırmış durumda. Sadece tapu işlemlerinde, elektrik veya kiralama işlemlerinde ve bankadan kredi aldığınızda zorunlu deprem sigortası mecburiyeti var, bunun daha geniş bir alana yayılması faydalı olur" dedi.
'HAT BİLİNİYOR AMA DAHA FAZLA BİLGİ GEREK'
Vatandaşlar ise Alo 181 hattından haberdar olmalarına rağmen, daha fazla bilgilendirmeye ihtiyaç olduğu görüşünü paylaştı. Bir vatandaş, "Alo 181 hattı deprem sonrasında oturulan binada hasar olduğu takdirde resmi yetkililere bildirmeye yarıyor.
İhtiyaç halinde destek alınabiliyor. Hattın depremden önce de aranıp binanın güçlendirmeye ihtiyacı olup olmadığını öğrenebiliyoruz" diye konuştu.
Bir başka vatandaş ise "Depremle ilgili önemli bilgilerin olduğu bir hat olduğunu biliyorum. Ancak halkın bilinçlenmesi gerekiyor. Bu bağlamda yöneticiler de halkı bilinçlendirecek bilgiler vermeli. Japonya'yı görüyoruz, halkın toplu görüntülerinde bir panik yok, öğrendiklerini tatbik ediyorlar, bizde bu bilgiler yok" dedi.