Güncelleme Tarihi:
Tarihin en büyük deprem felaketlerinden birini yaşayan Hindistan'da, Türkiye'deki gibi bir ulusal dayanışma patlaması yaşanmadı. 50 TV kanalından biri deprem görüntüleri yayınladı, Bombay gibi büyük kentlerde yaşayanlar, felakete pek ilgi göstermediler. Hint filmi kesintisiz oynamaya devam etti...
Hindistan, gelmiş geçmiş en büyük deprem felaketlerinden birini yaşadı. Merkezi Gucerat eyaletindeki Bhuj kenti olan 7.9 şiddetindeki depremde ölen insanların sayısının 125 bine yaklaştığı öne sürülüyor.
1999'da çok daha az kayıpla da olsa benzer bir felaket yaşayan Türkiye ile Hindistan arasında, gösterilen tepkiler açısından hem farklılıklar, hem de benzerlikler var.
Depremin hemen ardından ülkeye dünyanın dört bir yanından arama-kurtarma ekipleri akın ediyor. AKUT, GEA ve Sivil Savunma'nın da aralarında bulunduğu yüzlerce kişilik kurtarma ekipleri, hiçbir destek görmeden, karanlıkta el yordamıyla yolunu bulmaya çalışarak rastgele kurtarma çalışmalarına başlıyor. Birkaç gün sonra, gazeteler, Hint bürokrasisinin böyle bir olay karşısında çaresiz kaldığını yazmaya başlayarak devleti eleştiriyor. Depremin 10. gününden sonra Hint hükümeti ülkede kalıp, inatla hala birilerini kurtarabileceklerini düşünen arama-kurtarma ekiplerini kibarca ‘‘Artık bu saatten sonra yaşayan kalmamıştır. Gidebilirsiniz’’ diyerek kovuyordu.
Bütün bunlar, Türkiye'den de çok iyi bildiğimiz manzaralar.
Ancak, Hindistan'da farklı olan, toplumun deprem karşısındaki tepkisi. Marmara Depremi'nden sonra bütün Türkiye toplumu ayağa kalkmış, uzun yıllardır görülmeyen bir dayanışma duygusu herkesi sarmıştı. Gazete ve dergi sayfaları, televizyon ekranları aylarca deprem haberleri ve röportajlarına ayrılmış, hatta tatil yerlerine gidenler bile duyarsızlıkla suçlanmıştı. Depremin ülkedeki sivil toplum bilincini uyandırdığı bile söylenmişti.
İşte Hindistan'ın Türkiye'ye benzemeyen yönü de burası: Ülkenin bütününde depreme karşı böyle bir ulusal duyarlılık ve dayanışma havası doğmadı. Medyanın tutumu da bunda önemli bir rol oynadı. Hindistan'da bulunan ulusal ya da yerel 50'ye yakın TV kanalı olmasına rağmen, hiçbiri deprem faciasına ağırlık vermedi, hatta ikinci, üçüncü günden sonra hiç bahsetmez oldular. Sadece bir tek kanal konuya duyarlıydı. Diğerlerinde o meşhur Hint filmleri, şarkı klipleri ve yarışmalar devam ediyordu.
Hindistan'ın en önemli kentlerinden biri olan Bombay, ilk günden itibaren güncel yaşamlarına hiçbir kısıtlama yada farklılık getirmeden devam ediyor, Hint Okyanusu sahillerini kocaman balonlarla kuşbakışı izleyenlerin rahatı hiç bozulmuşa benzemiyordu.
Açlığın ve hastalıkların cirit attığı sokakların çok uzağında olmayan bu Hint okyanusu sahillerinde, ülkedeki sosyal uçurum ortaya çıkıyor. Hintliler 200 Rupi karşılığı, Hint Okyanusu'nu kuşbakışı 10 dakika izliyor.
Yoksullar, Pizza Hut'ın önüne gelemiyor. Çünkü dükkanın korumaları onların kötü görüntü sergilemesini istemiyor. Zengin Hintliler de az komik değil: Hafta sonu tatillerinde, sanki çok lüks bir Fransız lokantasına gider gibi süslenerek fastfoot (ayaküstü) lokantasına gidiyorlar.
Deprem bölgesinde binlerce çocuk yetim kaldı. Bir çoğunun anne ve babası göçük altında. Zaten zor şartlarda hayatta kalmaya çalışan çocuklar, şimdi tek başlarına kaldı. Tek avuntuları gelen gıda ve ilaç yardımları. O da bir süre sonra bitecek.