Güncelleme Tarihi:
İstanbul Şûrası Toplantıları'nın ilki ‘‘İstanbul ve Deprem’’ başlığıyla geçen cumartesi günü başladı. İlk gün ‘‘Deprem ve İnsanlık Bilinci’’, pazar günü ise sabah ‘‘Afet Deneyimleri ve Çıkarılacak Dersler’’ konuları tartışıldı. Cemal Reşit Rey Salonu'ndaki toplantılara halk büyük ilgi gösterdi. İşte konuşmalardan bazı notlar:
BM Temsilcisi Alfredo Witchi Cestari: İnsan yerleşim yerleri doğru seçilmeli ve planlanmalı. Yerel kurtarma ve sağlık birimleri oluşturulmalı ve bu birimlere ve halka etkin bir eğitim verilmeli. İstanbul’un bu depreme karşı maliyeti çok yüksek önlemler alması gerekir. İstanbul gibi bir mücevheri koruyacak hiçbir önlemin maliyeti yüksek değildir.
l Vali Erol Çakır: İstanbul'daki 2 milyon 500 bin konutun depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğunu tespit etmek mümkün değil. Vatandaşlar kendi konutlarını gözden geçirmeli ve afete dayanıklı hale getirmeli. Yerel Yönetim Reformu’nun hazırlanmasında ülke şartları ve üniter yapı göz önünde tutulmalıdır. İstanbul'da sivil savunma sistemi revize edildi, bir Afet Yönetim Merkezi oluşuturulması için belediye ile ortak çalışma sürüyor.
l Mikhail Shahmarian (Rusya Doğal Afetleri Tahmin ve Değerlendirme Enstitüsü): 1900 yılından itibaren Türkiye'de olmuş depremden, deprem sonrasında Marmara kıyılarındaki kirlenmeye kadar detaylı haritalarımız var. Tüm dünya için yapılmış elektronik haritalarımız var. Marmara Depremi'nde 5 bin-22 bin ölü, 24 bin-31 bin yaralı olabileceğini öngördük. Bu bilgi iki saat içinde bilgisayarın ekranına gelmiştir. Deprem bölgesinde 20 bin yerleşim, 230 farklı model ev şeklini tespit ettik. Binaları depreme dayanıklı ve dayanıksız binalar diye kategorilere ayırdık. Depremde o bölgenin ne kadar ekonomik zarar gördüğünü, kaç kişinin evini kaybettiğini, ne kadar konut yapılacak, bunların hepsini bilgisayarda görmek mümkün.
l Mehmet Yıldırım (İTO Başkanı): 50 milyarlık kredi açan kurumlar, müesseselere sigortan var mı diye sormadılar. Bölgedeki binalar sigortalı olsa idi sıkıntı yüzde 90 değil yüzde 10 olurdu. Devlet arsa üretsin. Devlet Dünya Bankası'ndan alacağı kredilerle altyapıyı yapabilir. Özel sektör konutları yapar. Bölgedeki kooperatiflere kredi verilerek de konut sorunu çözülebilir.
l Sakıp Sabancı: Türkiye’nin deprem, yangın gibi olaylar konusunda birikimi vardır. 500 yıl önce yapılan binalar yaşanan birçok depreme karşı hala ayaktadır. Depremin ardından hemen suçlu bulundu. Müteahhitler. Peki bu inşaatlara ruhsatı ya da iskan iznini verenler kim? Sabancı Holding bünyesindeki Aksigorta’da deprem ve yangın eğitim merkezleri mevcuttur. Bütün sigorta şirketlerinin böyle bir eğitim yapması gerekir.
l Hüsamettin Kavi (İSO Başkanı): Temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçme vakti geldi. Tepeden meseleleri çözmeyi bırakmalıyız. Çözüm tabanda. Mahallelerin sorunu olmazsa çözülecek sorun da kalmaz. Standartların tanımlanması gerekiyor. Konutun kalitesi insanların vicdanlarına bırakılamaz. Bu süreci denetleyecek bağımsız kurumlar olmalı.
l İbrahim Betil (Eğitim Gönüllüleri Vakfı Başkanı): Temiz, şeffaf bir hukuk devleti olmalıyız. Sivil toplum kuruluşlarına daha fazla yetki verilmesi halkın yönetime katılmasında yarar sağlar. İstanbul'da 80 binin üzerinde kuruluş var. 15 bin okul ve okul aile birliği. Kalanı vakıflar, sendikalar vb. Okula bir dil sınıfı, bilgisayar sınıfı açmak için bile Ankara'ya başvuruluyor. Çünkü herşey Ankara'dan düzenleniyor.
l Prof. Dr. Mehmet S. Aydın (9 Eylül Üniv. İlahiyat Fak. Dek.): Doğal Afetler Kültürü üzerine düşünmemiz lazım. Mevcut bilgiyi dahi kullanamamışız. Sivil toplum örgütlerinin daha iyi çalışabilmesi için hukuki düzenlemelerin yapılması lazım. Doğal afetler ilahiyatı geliştirmeliyiz. Oralara tıpkı psikiyatrlar gibi manevi hizmetleri, inanç ve ahlaki desteği götürecek insanlar gitmeli.
l Prof. Dr. İlber Ortaylı: İnsanlar bilgileri temiz kaynaktan almalıdır. Temiz kaynaktan almazsa kirli kaynağa başvurur. Yapı bilgisizliği, laubali inşaat bizi buraya getirmiştir.
l Dr. Philippe Masure (Paris Ulusal Jeoloji Kurumu Müdürü): Karar alma mekanizmalarının başındaki yetkililerin bilincini artırmaya yönelik eğitim çalışmaları yapılmalı. Bizim amacımız eyleme yönelik bir inisiyatif oluşturmak.
l Aydın Bolak: Depremden sonra yapılacaklar konusunda halk, bilinçli insanlar, konularında aydınlatılmalı. Deprem sırasında masanın altına mı gireceğiz, dolabın yanında mı duracağız? Bunları bile bilmiyoruz.
l Ümit Özerol (Büyükşehir Belediye Başkan Yard.): İstanbul Büyükşehir belediyesi depremden sonra doğal gaz kaçağını önledi. 51 noktada 89 araç ve binin üzerinde eğitimli insan arama kurtarma çalışması yaptı. 365 yaralı ve 465 ölü enkazdan çıkarıldı. Defin hizmetleri ücretsiz yapıldı. Barınma için deprem bölgesine 1807 çadır gönderildi, 818 sahra tuvalet yapıldı.
l Richard M. Walden (Operation USA Sivil Koordinasyon Temsilcisi): Los Angeles İstanbul'un sismik kardeşi sayılabilir. Ama orada bir pazar sabahı, deprem konulu bir toplantıda 500 kişilik bir grup göremezsiniz. Sizin ilginizden anlıyorum ki, depremden gerekli mesajı almışsınız. İstanbul'da sivil toplum örgütleri çok zayıf. Bu konuda Amerika güçlü bir ülke. 10 milyon nüfuslu İstanbul için en az 100 bin eğitimli insana ihtiyacınız var. Biz de depreme hazırlıklı değildik, ama 7 yıldır aralıksız olarak çalışıyoruz. Artık hazır durumdayız.
l Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir (İTÜ İnşaat Fakültesi): Bir sismolog, dört katlıdan yüksek binada oturmayın dedi. Herkes her konuda konuşuyor. İnsanlar bilgili olduğu konularda konuşsun. Tabii ki dört kattan yüksek olan güvenli binalar yapılabilir. Dünkü toplantıda büyükşehir belediye başkanı, iyi mimar-mühendis yok dedi. Bence herkes kendini sorgulasın. Belediyelerin de bir çok hatası var. Beton kalitesi ile hasar arasında sıkı bir ilişki var. Türkiye'de beton çok kötü yapılıyor. Onarım, güçlendirme, takviye aynı şeyler değildir.