Güncelleme Tarihi:
Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi'nde Derince ilçesi Yavuz Sultan Mahallesi 60 Evler mevkisindeki bir bina yıkıldı. Binanın enkazı altında kalanlardan 7'si hayatını kaybetti. Binanın fenni sorumlusu olduğu gerekçesiyle mimar mühendis Figen Yapıcı hakkında Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde “dikkatsizlik tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek” suçundan dava açıldı.
Mahkeme heyeti yargılama sonucunda Yapıcı hakkında geçen yıl kasım ayında 5 yıl ağır hapis cezası verdi. Ceza, Yargıtay tarafından bu yılın ocak ayında onandı.
Tutuksuz yargılanan Yapıcı, kesinleşen hapis kararının ardından teslim olmadı ve avukatı Hayati Baştan aracılığı ile “adil yargılama yapılmadığı” gerekçesiyle AHİM'e başvurdu.
“KARARLAR ARASINDA DERİN FARKLILIKLAR VAR”
Avukat Hayati Baştan, yaptığı açıklamada, benzer olaylar karşısında yerel mahkemelerce verilen kararlar arasında “derin” farklılıklar bulunduğunu iddia edere, söz konusu kararın müvekkili ve birçok insanı tatmin etmediğini savundu.
Farklı kararların, müvekkili ile ilgili davada ve deprem nedeniyle açılmış diğer pekçok davada açıkça göründüğünü ifade eden Baştan, tartışılan konuların başında ise zaman aşımı ile ilgili değerlendirmelerin geldiğini söyledi.
Pekçok sanığın zaman aşımından yararlanarak ceza almaktan kurtulduğunu, ancak bunun müvekkili için söz konusu olmadığını ifade eden Baştan, bu durumun temel insan haklarına, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu savundu. Baştan, şunları kaydetti:
“Yine hiçbir bilimselliği olmayan ve uzman kişilerce hazırlanmayan bilirkişi raporları da mahkeme kararlarında etkili olmuştur. Bu raporlarda belirtilen kusur oranları hatalıdır. Bu davada en az sanıklar kadar kusurlu görünen onay mercisindeki kişiler hakkında kusur oranları belirlenmeden karar verilmiştir. İdarenin sorumluluğu göz ardı edilmiştir.
Deprem bölgesi olan bu bölgeyi hiç kısıtlama getirmeksizin imara açan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile projelere onay veren belediyeler hakkında işlem yapılmamıştır. Mücbir sebep ve kaçınılmaz deprem gerçeği göz önüne alınmamıştır.”
Kararın müvekkili ve kamu vicdanını tatmin etmediğini dile getiren Baştan, iç hukuk yollarının tükenmesinden dolayı davayı AİHM'e taşıdıklarını belirterek, “Eğer bir suç işlenmişse herkesin kanun önünde, eşitlik ilkesi çerçevesinde sonucuna katlanması gerekir. Amacımız suçluyu korumak değil yüce adaletin gerçekleşmesini sağlamaktır” diye konuştu.