Güncelleme Tarihi:
İHTİYAÇ sahiplerine dağıtılması gereken onbinlerce adet mont, kazak, pantolon gibi giysileri semt pazarlarında satmakla suçlanan 13 kişi hakkında dava açıldı.
İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 13 sanıklı dava dosyasının gerisinde, bir yıl kadar önce yapılan bir ihbar yer alıyor. İçişleri Bakanlığı’na yapılan ihbar sonrası İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri harekete geçti. İhbarda, çeşitli giyim firmalarının yaptığı yardımları, Türk Kızılayı Sancaktepe Şubesi’nin eski koordinatörü Emrah Aytar’ın, pazarcılık yapan babası İsmail Hakkı Aytar eliyle semt pazarlarında sattığı bilgisi yer aldı. Jandarma ekipleri, alınan mahkeme kararları sonrası, şüphelileri adım adım izledi.
Emrah Aytar, geçen Haziran'dan beri tutuklu
HASILAT BABA-OĞULA
6 ay kadar süren teknik ve fiziki takiple şüphelilerin tüm faaliyetleri kayda alındı. Savcılık iddianamesine göre, Kızılay Sancaktepe Şube’sinin kurulduğu 2007’den beri şubede görev yapan Emrah Aytar, kuruma ait resmi bir depo olmasına rağmen, babası ile birlikte 6-7 farklı depo kiraladı. Firmalardan gelen mont, kazak, pantolon gibi ürünlerin yüklü olduğu 100’ü aşkın TIR bu depolara sevk edildi. Depolara indirilen mallar, çeşitli semt pazarlarında satılmaya başlandı. Pendik ve Çekmeköy’ün yanı sıra Kırklareli, Tekirdağ, Edirne ve Kocaeli Kartepe’de de pazar tezgâhları kuruldu. Günlük 100-150 lira yevmiye ile çalışan 5-6 kişi ürünlerin satışını yaptı. Günlük toplanan 7-8 bin liralık hasılat ise İsmail Hakkı Aytar veya oğluna teslim edildi.
SEVKIYAT GECE YAPILDI
İddianameye göre, birçoğu Sancaktepe ve Sultanbeyli’de bulunan depolardaki mallar gece geç saatlerde çıkarıldı. Semt pazarlarına gönderilecek ürünlerdeki barkod ve etiketlerin kesilmesine dikkat edildi. Mallar semt pazarlarına sevk edilirken, soruşturmayı yürüten Jandarma personeli de adım adım takibe geçti. Kimliklerini gizleyen soruşturma ekipleri, açılan her pazar tezgâhından, ücretini ödedikleri birkaç ürünü de delil olarak yanlarına aldı.
11 KİŞİ TUTUKLANDI
Elde edilen deliler sonrası 13 kişi gözaltına alındı. Emrah Aytar (33), İsmail Hakkı Aytar (71), Aytar’ın eski eşi Hatun Yalçın (57), Türk Kızılay Sancaktepe Şube’si eski başkanı Cihan Yalçın (52), Yalçın’ın şubede temizlik işleri yapan kardeşi Himaye Özdemir (47) ile akrabaları Kadir Yalçın (41), Tazebey Daşdemir (41), Veysal Çiçek (39), Salih Yavuz (49), Özcan Bayraktaroğlu (44), Mehmet Karakgöz (47) ile Mustafa Karagöz (42) kardeşler gözaltına alındı. Hatun Yalçın ve Özcan Bayraktaroğlu dışında 11 kişi tutuklandı. 9’u davanın ilk duruşması sonrası tahliye edildi.
PAZARDAKİ MAL BİZİM
Sanıklar ise yaptıkları savunmalarda suçlamaları kabul etmedi. Emrah Aytar, pazarda satılan ürünlerin kendilerine ait olduğunu, Kızılay ile ilgisinin olmadığını öne sürdü. Aytar, Kızılay deposunda yer olmadığı için anılan ürünleri babasına ait depolara koyduklarını iddia etti. Aynı zamanda Emrah Aytar’ın dayısı olan Cihan Yalçın ise, olaylarla hiçbir ilgisinin olmadığını söyledi. Bir kısım sanığın avukatlığını üstlenen Cesim Parlak ise, suçlamanın ‘dolandırıcılık’ veya ‘zimmet’ değil, ‘güveni kötüye kullanma’ olabileceğini kaydetti. Haklarında ‘dolandırıcılık’ iddiası ile dava açılan sanıkların 3 yıldan 10 yıla kadar hapsi talep edildi.
ALTINA YATIRDILAR
JANDARMANIN operasyonu sırasında yapılan aramalarda en çok para ve altın İsmail Hakkı Aytar ile birlikte yaşadığı eski eşi Hatun Yalçın’ın evinde ve banka hesaplarında bulundu. Aynı zamanda sanık Cihan Yalçın’ın da ablası olan Hatun Yalçın, bankada bulunan 1 milyon liranın, kadın kuaförü olarak elde ettiği kazanç olduğunu söyledi. Bir süre önce boşanan Aytar ve Yalçın’ın evinde 70 bin lira, 22 adet çeyrek altın, 20 adet altın küpe, 14 adet bilezik, 9 adet altın bileklik, 3 Cumhuriyet altını, 2 adet yarım altın, 1’er adet tam altın, gerdanlık, pırlanta yüzük ile 19 adet altın hesap cüzdanı bulundu. Savcılık, söz konusu varlıkların suçtan kaynaklanan mal varlığı olduğu iddiasında.
4 TRİLYON ZARAR VAR
Davanın ikinci duruşması ise önceki gün yapıldı. Anılan duruşmada Emrah Aytar ile babasının tutukluluğunun devamına karar verdi. Duruşma sonrası, bazı sanık avukatları ile mahkeme başkanı arasında sert tartışma yaşandı. Avukatlar, müvekkillerinin mal varlıkları üzerindeki tedbir kararının kaldırılmasını istedi. Mahkeme başkanı ise “4 trilyon zarar var. Vicdanınız kabul ediyor mu. Ne yapayım ben” diyerek, talebin bu aşamada yerine getirilmeyeceğini belirtti.
YAZICI: ŞOK GEÇİRDİM
DİĞER taraftan iki yıl önce görevi devralan Türk Kızılayı Sancaktepe Şube Başkanı Hilmi Yazıcı (48), Jandarma’da verdiği ifadede olaya ilişkin şikâyetçi olduğunu söyledi. Dosyaya göre, Yazıcı, yapılan operasyondan Jandarmanın telefonu ile haberdar oldu. Jandarma görevlileri ilçeye gelerek Yazıcı’ya, malların konulduğu ‘korsan’ depoları tek tek gezdirdi. Anılan depoların hiç birinin kendileri ile ilgisinin olmadığını söyleyen Yazıcı, ifadesinde, depodaki malları görünce şok geçirdiğini söyledi.