DEP davasında tahliye kararı yok

Güncelleme Tarihi:

DEP davasında tahliye kararı yok
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 25, 2003 00:00

Kapatılan DEP'in eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan DoÄŸan ve Selim Sadak'ın tahliye talepleri reddedildi.Ankara 1 No'lu DGM'de görülen davanın ikinci duruÅŸmasına hükümlüler Zana, Dicle, DoÄŸan ve Sadak ile avukatları katıldılar. Sabah saatlerinde baÅŸlayan duruÅŸma akÅŸam üzeri sona erdi. DuruÅŸmada mahkeme heyeti, hükümlülerin tahliye taleplerini reddetti.Mahkeme, duruÅŸmayı 23 Mayıs'a erteledi.  SABAHKÄ° DURUÅžMABaÅŸkan Mehmet Orhan Karadeniz'in raporlu olması nedeniyle bu sabah baylayan duruÅŸmada mahkeme heyetine üye hakim Süreyya Gönül baÅŸkanlık etti.      DuruÅŸmanın başında söz alan hükümlü avukatlarından Yusuf AlataÅŸ, 10 yıl önceki ilk yargılamada tanıkların savcılık makamına ifade verdiklerini, soru sorulmadığını anımsatarak, aynı prosedürün tekrarlanmaması gerektiÄŸini söyledi. AlataÅŸ, duruÅŸmada hazır bulunan tanıkların ifadelerinin ses ve görüntü cihazlarıyla kaydedilmesini, sanık avukatlarına ve Cumhuriyet Savcısı'na doÄŸrudan soru sorma hakkı tanınmasını talep etti. AlataÅŸ, aksi halde adil yargılanma ilkesinin yerini bulmayacağını ileri sürdü.      Mahkeme heyeti, Cumhuriyet Savcısı'nın da görüşü doÄŸrultusunda, AlataÅŸ'ın talebini reddetti.       ''PROSEDÃœR AYNI OLMASIN''     Karar üzerine tekrar söz alan avukat AlataÅŸ, Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi'nin (AÄ°HM), tanıkların Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesine uygun dinlenmediÄŸine karar verdiÄŸini anımsatarak, ''Tanık dinlenmesi ilk yargılamadaki ÅŸekliyle yapılırsa aynı hata tekrarlanmış olacak. Mahkemenin, yeniden yargılamayı dar anlayışla sınırlı biçimde sürdüreceÄŸi izlenimindeyiz'' diye konuÅŸtu.      AlataÅŸ, tanıkların ilk yargılama sırasında verdikleri ifadeleri hatırlamayacaklarını, zor duruma düşmemek için aynen tekrar edeceklerini savunarak, adil yargılanma bakımından tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmesini ve kendi gösterecekleri savunma tanıklarının dinlenilmesini talep etti.      Mahkeme heyeti, bu talebi de Cumhuriyet Savcısı'nın görüşü doÄŸrultusunda, yeniden yargılamaya AÄ°HM'nin tanık ifadelerini de içeren kararı doÄŸrultusunda karar verildiÄŸinden, AlataÅŸ'ın talebini reddetti. Mahkeme, savunma tanıklarının ise bildirilmesi halinde daha sonra deÄŸerlendirilmesini kararlaÅŸtırdı.       TANIKLAR     Daha sonra hazır bulunan tanıkların dinlenilmesine geçildi.      Davayla ilgili suç tarihinde GüneydoÄŸu Anadolu bölgesinde görevli olan polis memurları Mustafa Yazgan, Süleyman Altun, Ramazan Arslan, Mehmet Taner, Mustafa Gülyüz, Yahya Göçer, ErdoÄŸan MuÅŸ ve Ziya Ergün, ilk yargılama döneminde verdikleri ifadeleri tekrar ettiklerini beyan ettiler.      Urfa'da çiftçilik yapan Eyüp Karakeçi ise 1990'da kapatılan DEP'in Parti Meclisi üyesi olduÄŸunu söyledi. Dönemin Urfa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Åžube Müdürü Mustafa Tekin'in kendisinden siyasi faaliyetlerine son vermesini ya da Urfa'yı 1 haftada terketmesini istediÄŸini söyledi. Kenti terketmediÄŸini belirten Karakeçi, ''Polisler evimi bastı. 1994 yılında Ankara'da gözaltına alındım ve iÅŸkenceye maruz kaldım. Zana ve Dicle aleyhine ifade vermem halinde hakkımdaki dosyanın ortadan kaldırılacağını söylediler. Ben bunları kabul etmedim'' diye konuÅŸtu.      Bursa'da simitçilik yaptığını belirten Kerem Ok ise tanık ifadesinde, Urfa'da iken tütüncülükle uÄŸraÅŸtığını, ancak ortağının üreticinin malını alıp kaçtığını söyledi. Tüm mallarını satarak, üreticinin parasını ödediÄŸini anlatan Ok, heyet baÅŸkanı Gönül'ün, ''Polise verdiÄŸin bir dilekçede paranın PKK'ya gittiÄŸini söylemiÅŸsin'' demesi üzerine, böyle bir dilekçe vermediÄŸini, polisin hazırladığı bir kağıda imza attığını ifada etti.      Mehmet Åževki Temel adlı tanık da 2 çocuÄŸunun koruculuk yaptığını, 1 çocuÄŸunun polis olduÄŸunu belirterek, çocuÄŸunun kaçırılması üzerine kendisinin bir kiÅŸiyi rehin almasıyla ilgili olay üzerine Zana'nın evine geldiÄŸini söyledi. Dursun, Zana ve Dicle'den ÅŸikayetçi olduÄŸunu bildirdi.      Abdullah Dursun adlı Mardin'li tanık da Zana ve Dicle'nin GüneydoÄŸu halkına zarar verdiÄŸini ileri sürdü ve eski ifadelerini tekrarladığını belirtti.      Mahkeme, diÄŸer tanıkların dinlenilmesine devam edilmesi için, duruÅŸmaya öğleden sonraya kadar ara verdi.       AVRUPALI HEYET DE Ä°ZLEDÄ°      DuruÅŸmayı Avrupa Karma Parlementerler Komisyonu'ndan Joost Lagendijk'in baÅŸkanlığındaki 5 kiÅŸilik heyet, Alman YeÅŸiller Partisi üyesi Claudia Roth, kapatılan HADEP'in genel baÅŸkanı Murat Bozlak, Ä°nsan Hakları DerneÄŸi Genel BaÅŸkanı Hüsnü Öndül, Sosyalist Demokrat Parti (SDP) Genel BaÅŸkanı Akın Birdal ve bazı sivil toplum kuruluÅŸlarının temsilcileriyle çok sayıda gazeteci izledi.      DGM'den ayrılırken gazetecilere açıklama yapan Lagendijk, Türkiye'nin attığı reform adımlarını yakından izlediklerini belirtti. Türkiye'nin son dönemde çok sayıda yasal düzenleme yaptığını anımsatanLagendijk, ''Biz bu davayı izleyerek bunların hayata geçirilip geçirilmediÄŸini görmek istiyoruz. Ancak, gördüğüm kadarıyla yeniden yargılama 1994'tekinin kopyası gibi oluyor'' diye konuÅŸtu. Lagendijk, yeniden yargılama kararının da önemine iÅŸaret ederek, ''Yeniden yargılamanın adil bir ÅŸekilde olmasını ve Türkiye'nin kağıt üstündeki reformları uyguladığını göreceÄŸimizi umuyorum'' dedi.       ROTH, GÃœLLERLE GELDÄ°      Ankara DGM'ye bir demet gülle gelen Roth'un, çiçekleri duruÅŸma salonuna çıkarmasına izin verilmedi. Roth, DGM'den ayrılırken yaptığı açıklamada, 1994'te olduÄŸu gibi bugün de duygusal olarak önemli bir gün yaÅŸadığını söyledi. DEP'li milletvekill AÄ°HM'nin kararı doÄŸrultusunda yeniden yargılandıklarını hatırlatan Roth, ''Türkiye'nin insan hakları ve demokratikleÅŸmesi açısından bu dava çok önemlidir. Türkiye'nin bu davayla önemli bir adım atacağına inanıyorum'' diye konuÅŸtu.      15 YIL HAPÄ°S CEZASI Ankara 1 No'lu DGM, kamuoyunda ''DEP Davası'' diye bilinen davada, kapatılan DEP'in eski Diyarbakır milletvekilleri Dicle ve Zana, eski Şırnak milletvekilleri DoÄŸan ve Sadak'ı, terör örgütü PKK'nın liderlerinden aldığı emir ve talimat doÄŸrultusunda ülke içinde ve dışında yoÄŸun bölücü faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''yasadışı örgüt üyeliÄŸi'' fiilini düzenleyen 168-2 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun ''ceza artırımını'' öngören 5. maddesi uyarınca, 15'er yıl ağır hapis cezalarına mahkum etmiÅŸti.Kamuoyunda ''2. Uyum Paketi'' olarak bilinen 4793 Sayılı ÇeÅŸitli Kanunlarda DeÄŸiÅŸiklik Yapılmasına Dair Kanun'un yürürlüğe girmesi üzerine eski milletvekilleri avukatları aracılığıyla yeniden yargılanma isteminde bulunmuÅŸ, mahkeme de bu talebi kabul etmiÅŸti.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!