Uğur DÜNDAR- Mine ÖZBEK
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 2006 00:00
Astsubay Abdullah Eği’nin sol ayağı, Bozcaada Limanı’nda halata takılıp kopmuş ve denize düşmüştü. Dalgıç Kerim Kılavuz’un dalıp çıkardığı ayak yedi saatlik bir operasyonla dikildi. 8 yıl sonra astsubay ile dalgıcı ARENA buluşturdu. Assubay Eği artık sol ayağıyla top oynayacak kadar sağlıklıydı.
BUNDAN
tam 8 yıl önce, fırtınalı bir şubat günü, Çanakkale açıklarında devriye görevi yapan karakol gemisi TCG Koçhisar’ın Komutanı Binbaşı
Erol Çokkeser, Bozcaada Limanı’na sığınmaya karar verdi.
Yanaşma manevrası yapılırken, güverteden rüzgárın uğultusunu bile bastıran acı bir çığlık duyuldu. Güvertede görevli Astsubay
Abdullah Eği, sol ayağını halat düğümüne kaptırmış ve gemi aniden açılınca ayak bilekten kopup denize fırlamıştı.
İLK ÖNCE BULUNAMADI Kaza duyulur duyulmaz tüm ada halkı yardıma koşmuştu. İlk müdahale için hemen sağlık ocağına kaldırılan kazazede
astsubayın dayanılmaz ağrıları morfinle durdurulmaya çalışılırken, adalı dalgıçlar da göz gözü görmeyen havada buz gibi denize dalmaya başlamışlardı. Kopan ayağın bulunması halinde hemen naylona sarılarak buz dolu bir poşete konması ve yaralıyla birlikte en kısa sürede Haydarpaşa Gülhane Tıp Akademisi Hastanesi’ne (GATA) nakledilmesi gerekiyordu.
Saatlerin ilerlemesine karşın dalgıçların hiçbiri kopan ayağı bulmayı başaramamıştı.
KAHRAMAN DALGIÇ SAHNEDE
Umutların tükendiği bir anda, hayatını balıkçılık ve sünger avcılığıyla kazanan Ortadoğu Teknik Üniversitesi mezunu dalgıç
Kerim Kılavuz iskelede görüldü.
Kerim dalgıç, vaktiyle adada görevli bir komando yüzbaşının kendisine yaptığı bir iyiliği unutmamış ve askere olan şükran borcunu ödemenin zamanı geldiğine inanmıştı. Kazadan bir buçuk saat sonra liman içine daldı ve başardı. Kopuk ayağı buldu.
İNSANLIK ÖLMEMİŞ
Kerim Kılavuz ayakla su üstünde göründüğünde iskelede bir alkış tufanı koptu. Herkes sevinçten ağlıyordu. Tarihin akışını değiştiren savaşların yaşandığı Çanakkale,
"İnsanlık ölmemiş be kardeşim!" dedirten bir kahraman daha yaratmıştı. Mucizenin bundan sonra da devam etmesi gerekiyordu. Acaba ayak yerine dikilmeye uygun bir biçimde mi kopmuştu? Suda geçen bir buçuk saat içinde yılan balıkları, ya da ahtapotlar, ayaktan bir parça koparmış olabilir miydi?
SAATE KARŞI YARIŞ
Feribotla karşıya geçirilen kazazedeye ilk cerrahi müdahale Çanakkale Deniz Hastanesi’nde yapıldı. Hasta oradan helikopterle İstanbul’a doğru yola çıkarıldı. Çorlu’ya gelindiğinde iyice karanlık bastığı için hasta ve kopan ayağı helikopterden alınarak bir ambulansla yola devam edildi. GATA’daki mikrocerrahi ekibi hazır bekliyordu.
Tam yedi saat süren başarılı bir operasyon sonunda
Abdullah Eği’nin kopan ayağı yerine dikilmiş ve ilk kan akışı sağlanmıştı. Operasyonu yapan değerli cerrahlara göre bu çok olumlu bir sinyaldi. Ama asıl büyük bekleyiş bundan sonra başlayacaktı. Kopan ayağın komplikasyona yol açıp açmayacağı zaman içinde belli olacaktı. Bunun için de zamana ihtiyaç vardı. Doktorların önerilerini aksatmadan uygulayan
Eği aradan geçen süreçte tamamen iyileşti ve Deniz Kuvvetleri’ndeki görevine dönmeyi başardı.
ARENA’NIN SÜRPRİZİ
Geçen cuma onun doğum günüydü. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral
Yener Karahanoğlu’nun özel izniyle İstanbul’a gelen
Abdullah Eği’ye ARENA ekibi büyük bir sürpriz yaptı. Onun kopuk ayağını denizden çıkardığı gün dalgıçlığı bırakan ve halen Bozcaada’daki rüzgár enerjisi tesisinde müdürlük yapan
Kerim Kılavuz, ARENA ofisindeki doğum günü partisinin sürpriz konuğu oldu.
Kerim Kılavuz’a şükran duyguları ve sevinç gözyaşları içinde sarılan
Abdullah Eği, "Siz benim yeniden doğmamı sağlayan kader ağabeyimsiniz. Hayatım boyunca hep ağabeyim olarak kalacaksınız. Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Bu benim yeniden doğduktan sonra kutladığım 8’inci doğum günüm" diyordu.
Kerim Kılavuz’un bakışları ise onun hiç aksamadan yürüyen sol ayağındaydı. O da gördüklerine inanamıyordu.
"Doğrusu böylesine kusursuz yürüyebileceğini tahmin etmiyordum. Doktorlara bravo doğrusu!.." diyordu.
İşte sonuçSOHBETİN ardından Abdullah Eği, ayağındaki iyileşmeyi gösterebilmek için bir futbol topu istedi. Topu alıp stüdyoya indik. Topun başına Abdullah, kaleye de Kerim Kılavuz geçti. Hepimiz merak içinde beklerken Abdullah’ın kopan ayağıyla attığı şut doksandan ağları bulmuştu bile.
Kerim Kılavuz ona sevgiyle sarılıp, "Mucize devam ediyor! Güneydoğu’da kahpece kurdukları mayın tuzaklarıyla yurdu savunan Mehmetçiğin ayağını, bacağını koparanlar, bu insanlık dersinden ibret alsınlar" dedi.
<>
KERİM Kılavuz olay gününü anlatıyor:
"Su öylesine bulanıktı ki, ilk metrelerde hiçbir şey göremedim. Yaklaşık 6-7 metre derinlikte ilerlerken gözüme bir çorap ilişti. Dikkatlice bakınca çorabın şişkin olduğunu fark ettim. Çorabı elime alıp şöyle bir yokladım ve kopuk ayağın içinde olduğunu anladım. O anda içim öylesine rahatladı ki, kelimelerle izah edemem. Vaktiyle batmak üzere olan köhne teknemi beş kuruş almadan tamir ettiren askere olan şükran borcumu ödemiş olmanın sonsuz mutluluğunu hissediyordum. Suyun üstüne çıkmayı beklemeden hayatımın en önemli kararını da vermiştim. Artık dalgıçlığı
bırakacaktım. Çünkü denizlerde erişebileceğim en büyük başarıya ulaşmış, bir insanı, belki de hayatı boyunca ayaksız yaşamaktan kurtarmıştım."
Benim kader ağabeyim
Astsubay Eği, Dalgıç Kılavuz’a sarılırken "Yeniden doğmamı sağlayan kader ağabeyimsiniz" dedi.