Denizdeki bereketli kadınlar

Güncelleme Tarihi:

Denizdeki bereketli kadınlar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 29, 2021 07:00

Kadir İnanır ve Türkan Şoray’ın ‘Kara Gözlüm’ filmindeki ‘Balıkçı Azize’ gibi Türkiye’de binlerce kadın eşlerinin ya da babalarının üzerine kayıtlı teknelerde ekmeğini bu meslekten çıkarıyor. Kadın Balıkçılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve 30 yıllık balıkçı Sevinç Konkuş ile “Kadın tekneye bereketsizliktir” inanışıyla mücadele ettiği yılları ve günümüz kadın balıkçıları konuştuk.

Haberin Devamı

Bu hafta ‘Vazgeçmeyen Kadınlar’da Türkiye’de kayıt altına alınması çok zor olan balıkçılık mesleği var. Bir deniz ülkesi Türkiye’de binlerce kadın geçimini balıkçılıkla sürdürüyor. Ege’de, Karadeniz’de, Marmara’da ve Akdeniz’de balıkçı ailelerin kızları bu mesleği öğrenerek büyüyor. Buna rağmen balıkçılık sektöründe erkek egemen sistem hâkim. Zeytinburnu Su Ürünleri Kooperatifi ve Kadın Balıkçılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sevinç Konkuş 30 yıldır küçük ölçekli balıkçılıkla uğraşıyor. Balıçılık genelde aileden miras olarak devam etse de Konkuş için bu durum böyle olmamış: “Ben tamamen kendi deniz tutkum yüzünden balıkçı oldum. Eşimle evlendiğimizde cam dükkanımız vardı birlikte ticaret yapıyorduk. Hafta sonları ise mutlaka balığa çıkardık. Küçük balıkçı teknemiz vardı. Hafta sonları sabaha karşı uyanır doğrudan teknemize gider balık tutmaya başlardık. Amatör balıkçılığı büyük bir özenle yapardık. Ancak o dönemde tuttuğumuz balıkları eşe dosta dağıtıyorduk. Çocuğumuz doğana kadar böyle devam etti.”

Haberin Devamı

HAYDİ KARADENİZ’E...

Oğlunu da deniz sevgisiyle büyüten Sevinç Konkuş ve eşinin tutkusu bu dönemde daha da artmış. 1990 yılında Batı Karadeniz’de Akçakoca, Merenağzı Köyü’ne taşınan çift İstanbul’daki iki küçük teknelerini satarak 12 metrelik ticaret için kullanabilecekleri bir balıkçı teknesi almış: “Kum midyeciliği, salyangoz avcılığı, kalkan ve palamut avcılığı yapmaya başladık. Ben bu süreçte hem balığa çıkıyor hem de teknelerle ilgili teknik bilgilerimi geliştiriyordum. Şu anda teknenin tüm teknik işleri benden sorulur. Bu dönemden itibaren tüm geçimimizi balıkçılıktan kazanmaya başladık. Tayfamızla birlikte yoğun bir çalışma temposu içerisine girmiştik.”

Denizdeki bereketli kadınlar

‘UĞURSUZLUK’ İNANIŞI

Ancak Sevinç Konkuş o günlerde balıkçılığın “erkek mesleği” olarak tanımlanmasının sıkıntısını çok çekmiş: “Ben teknede en az eşim kadar ya da diğer tayfalar kadar iş yapıyordum. Ancak kimi zaman moralimin bozulduğu, tekneye gitmediğim zamanlar oluyordu. Çünkü o dönemlerde Karadeniz’de çevre baskısı çok fazlaydı. Karadeniz’de kadının tekneye uğursuzluk getirdiğine inanılırdı. Teknelere kadın adı veren balıkçılar benim olmadığım anlarda eşimi köşeye çekip ‘neden kadını tekneye çıkartıyorsun. Bugünün hiç bereketli geçmeyecek’ diyorlardı. Ama eşim benim ne kadar iyi bir balıkçı olduğumu her zaman biliyordu. Bunu söyleyenlere karşı ‘Sevinç tekneyi çok sahipleniyor, bu kadar çalışkan biri teknedeyken tam tersine avım çok bereketli olacak’ yanıtını veriyordu. Ancak bu önyargılar yüzünden çok sıkıntılar yaşadık.”

ÇAPA NEREDEYSE LİMAN ORADA

Haberin Devamı

BATI Karadeniz’de geçirdikleri 6 yılın ardından çocuklarının eğitimi için İstanbul’a dönmüşler. Bu kez de Zeytinburnu Balıkçı Barınağı’na geldiklerini söylüyor: “Bu dönemde Zeytinburnu Su Ürünleri Kooperatifi’ne kurucu üye olduk. Burada daha barakalar bile yoktu. Şu anda bu limanda 140 tane kooperatif ortağımız, 80 kadar misafir teknemiz var. 1997 yılından beri Zeytinburnu’ndayız. Yılın 6-7 ayı denizlerde geçiyor. Çapamızı attığımız yer o geceki limanımız oluyor.”

Denizdeki bereketli kadınlar

Oğullarının da denizde büyüdüğünü ve bunun sonucu olarak dalış eğitmeni olduğunu söyleyen Konkuş, son yıllarda geçimlerini hem balıkçılık hem de ticaretten sağladıklarını belirtiyor.

Haberin Devamı

TEKNELER ERKEKLERE KAYITLI

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nde Öğretim Görevlisi olan Dr. Huriye Göncüoğlu tarafından kurulan Kadın Balıkçılar Derneği’ni ilk duyduğumda büyük bir heyecan yaşadım. Kuruluş aşamasında dahil olduğum bu dernekte balıkçılık sektöründe aktif olarak çalışan ama hakları ve varlıkları yok sayılan kadın balıkçıların güçlenmesi için çaba gösteriyoruz. Balıkçılıkla ilgili alternatif geçim kaynakları oluşturuyoruz. Örneğin ‘Mavi Gezegen Mavi İşler’ isimli projemizde balık konservesi yapmayla ilgili geleneksel bilgiyi koruyoruz, balığın bol olduğu zamanlarda yaptığımız konserveleri sezon dışında satarak bunu bir gelir modeline çevirmeye çalışıyoruz. Balık israfını azaltmaya çalışıyoruz.  Binlerce kayıtsız kadın balıkçı var. Teknelerde kadın balıkçıların büyük emeği olmasına rağmen genelde resmiyette eşlerin ve babaların üzerine kayıtlı. Teknenin yüzde 1’i bile kadının üzerine olsa çok önemli olacak, kadın balıkçılar olarak görünürlüğümüz artacak, haklarımızı daha net olarak ifade edebileceğiz.

Haberin Devamı

HAYAT SABAHA KARŞI 3-4’TE BAŞLIYOR

SEVİNÇ Konkuş’a “Balıkçıların bir günü nasıl geçer?” diye soruyorum. “Küçük ölçekli balıkçılık çok zor, emeği yoğun kazancı sınırlı bir meslektir” diyor: “Hayat sabaha karşı 3-4 gibi başlar. Tayfayla birlikte hazırlıklarını yapar, ava çıkarsın. Teknede iş hiç bitmez. Akşam gün batmadan döndüğünde de tekneyi ertesi güne hazırlaman, her şeyi kontrol edip temizlemen gerekir. Teknede büyük bir ekip çalışması vardır. Başına buyruk hareket edemezsin. Bu meslek güç gerektiriyor, bunu kabul etmek lazım. Ama kadının bakış açısı, pratikliği farklı, birleştiriciliği teknede çok fark yaratıyor. Teknede yardımlaşma var ekip işi var. Kadın teknede olduğu zaman çok daha iyi verim alınıyor. Ben bunu 30 yıldır yaşayarak öğrendim.”

Haberin Devamı

Denizdeki bereketli kadınlar

GİZLİ GİZLİ BALIĞA

Karadeniz’de çalıştığımız yıllarda teknenin bağlı olduğu dereden tekneyi denize açmak için köyün kıraathanesinin önünden geçmemiz gerekiyordu. Erkekler benimle ilgili o kadar çok negatif şeyler söylerdi ki eşim tek başına ava çıkıyormuş gibi yapar, tekneyi alır evin yakınına getirirdi. Benim teknede olduğumu bilmelerini istemezdik çünkü arkamızdan konuşurlardı. Ama artık Karadeniz’de de bu tabular yıkılıyor. Benim gözlemlediğim artık o ‘Uğursuzluk getirir’ tezi geçerli değil. Eşi teknede balıkçılık yapan erkek artık bunu gururla ifade ediyor. Erkekler kadınlarla birlikte denize çıktıkça ne kadar güçlendiklerini fark ettiler.

TEK KADIN YÖNETİCİ

Türkiye’deki 17 Su Ürünleri Kooperatifi bölge birliği var hepsinin başkanı erkek. Ben artık burada bir kadın başkan olmasını istiyorum. Orada kadın yönetici sayısı artarsa meslek açısından çok daha iyi çözümler bulunacağına eminim. Fikir ayrılıkları yaşanıyor, bir türlü çözüm bulamıyorlar gerilimler yaşanıyor. İstanbul’da 48 tane Su Ürünleri Kooperatifi var. Ben tüm Su Ürünleri Kooperatifleri’ndeki tek kadın yöneticiyim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!