Güncelleme Tarihi:
Gölcük ve Değirmendere'de halk, ‘‘Deniz depremin geleceğini 2 gün önceden haber verdi. Sahile binlerce ölü yengeç, denizanası ve midye vurdu’’ dediler.
Depremin en ağır hasarları verdiği Gölcük ve Değirmendere'de felaketten sağ kurtulan halk, şoku henüz üzerinden atamadı. Varlarını yoklarını kaybeden bu insanlar, bir yandan yitirdikleri yakınlarına gözyaşı dökerken, bir yandan da o uğursuz günü hatırlıyor.
16 Ağustos akşamını ve felaketin geldiği
17 Ağustos sabaha karşı saat 03.02'yi.
Süpürmeyle başedemediler
Bir şeyi daha hatırlıyor sahillerde oturanlar. Evleri, lokantaları, çay bahçelerini denizin yuttuğu bu sahilde, depremin iki gün öncesinden denizanalarının, yengeçlerin ve midyelerin karaya vurduğunu. Öyle ki, 15 Ağustos sabahından itibaren, Gölcük ve Değirmendere sahilleri, denizden vuran binlerce midye, yengeç ve denizanası ile dolmuş. Vatandaşlar ise ellerinde süpürge çok uğraşmış ama sahili süpürmekle başedememiş.
Mühendis tanık anlatıyor
İki gün devam eden olayı, yüksek tonajlı bir geminin veya denizaltının geçmesine bağlamış halk. Bunun kopacak kıyametin, yüzyılın en büyük felaketlerinden biri olan depremin işareti olabileceğini kimse düşünmemiş. Olayın yüzlerce tanığından biri mühendis Ersin Soykan, Yüzbaşılar semtindeki
Albatros apartmanında oturuyordu.
Oturduğu apartmanın iki katı denize çöktü. Soykan, yaşadığı bu olayı şöyle anlattı:
Meğer deprem geliyormuş
‘‘15 Ağustos günü öğlenden sonra binlerce yengeç, midye, denizanası gibi canlılar karaya vurdu. Bunu herkes gördü. Aramızda yaptığımız konuşmalarda, Körfez'den geçen büyük gemilerin veya denizaltıların dalga yapıp bunları karaya sürüklediğine yorumladık. Ancak depremden sonra bunun depremin bir habercisi olduğunu şimdi anlıyoruz.’’