Deniz kenarında oturanlar dikkat

Güncelleme Tarihi:

Deniz kenarında oturanlar dikkat
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2010 12:36

Hipotermi (vücut ısısının düşmesi) denize kıyı bölgelerde daha sık. Bu bölge sakinlerinin soğukta bazı tedbirler alması şart.

Haberin Devamı

Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Genel Başkanı ve Avrupa Acil Tıp Birliği Konseyi Üyesi Uz. Dr. Ülkümen Rodoplu, dondurucu havalarda hipoterminin (vücut ısısının düşmesi) denize kıyı bölgelerde daha sık görüldüğü uyarısında bulundu.

Dr. Rodoplu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kış şartlarının ülkeyi etkisi altına aldığını belirterek, evsizler, yaşlılar, bebekler ve evlerinde yeterince ısınamayanların soğuğa daha az dirençli olduğunu söyledi. Yaşamsal organlarda ısının 35 santigrat derecenin altına inmesi halinde, hipoterminin oluşmaya başladığına dikkati çeken Dr. Rodoplu, şöyle konuştu:

“Hipotermi tablosu İzmir, İstanbul, Trabzon, Samsun, Çanakkale gibi denize kıyı bölgelerimizde çok daha sık görülmektedir. Çetin kış şartlarının yaşandığı, çok soğuk olarak bilinen karasal iklime sahip illerden fazla, kıyı bölgelerinde hipotermi ölüme yol açabilir. Bunun en önemli nedeni de korunma konusunda bu illerde yeteri kadar önlem alınmamasıdır. Deniz kenarında yaşayanlar dondurucu soğuklara karşı daha tedbirli olmalı. Normal vücut ısısı 37 santigrat derece civarındadır. Ancak, çevre sıcaklığı nadiren bu kadardır. Vücudumuz, yediğimiz besinleri yakarak ısısını sabit tutmaya çalışır. Donma ya da donmaya yakın ısılarda vücut ısısının düşmesine hipotermi denir. Vücut ısı kaybını metabolizmayı artırarak (titreme) dengelemeye çalışır. Soğuk ortamdan uzaklaşarak, rüzgardan korunacak yer aramak da ısı kaybını azaltmanın bir yoludur.”

Dr. Rodoplu, soğuk havalarda giysi katları arasındaki kuru ve durgun havanın iyi bir ısı izolatörü olduğunu, bu şekilde giyinilmesi durumunda önemli bir koruyucu olabileceğini söyledi. Şapka giyilmesinin de vücut ısısını koruyacağını anlatan Dr. Ülkümen Rodoplu, hipotermi belirtilerinde, titreme, kas hareketleri ve nabzın yavaşlaması, uyku eğilimi, solunum yavaşlaması, kalp ritminin bozulması, dolaşım ve solunumun durması gibi durumların yaşandığını ifade etti.
Dr. Rodoplu, ilk yardım konusunda şunları önerdi:

“Hastayı, ısısı 20 derece civarındaki bir odaya alın. Islak giysilerini çıkarın ve kuru, sıcak battaniyelerle örtün. Gerekirse hava akımını kesmek için çevresine rüzgarlık gerin. Hastayı en kısa sürede hastaneye ulaştırın.”

Donuk en ciddi lokal soğuk yaralanması

En ciddi lokal soğuk yaralanması olan donukta, dokuların donduğunu ve hücrelerin öldüğünü belirten Dr. Rodoplu, kangren gelişmesi durumunda ölü dokuların cerrahi müdahaleyle alınması gerektiğini vurguladı. Donuk belirtilerinin kızarma, ağrı, sertlik ve donma hissi olduğunu anlatan Dr. Rodoplu, ilk yardımda öncelikle yüzük, saat, bilezik gibi takıların çıkarılmasının doğru bir davranış olacağını söyledi.

Dr. Rodoplu, donmuş organın aleve, ateşe tutulmaması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Donmuş bölge aşırı sıcak suya sokulmaz. Donmuş kısımların yeniden ısıtılması için araba egzozu veya doğrudan doğruya ateş kullanılması, hassas dokularda daha fazla hasara yol açacaktır. Hastayı soğuk ve ıslak ortamdan uzaklaştırın. Kuru ve yün bir bezle bu organı sarın. Şişmeye karşı, bu organı yukarıda tutun. Ayaklarında donma varsa, asla yürütmeyin, sedye ya da sırt tahtası ile taşınmalıdır. Sıcak ellerinizle ya da nefesinizle etkilenen bölgeyi ısıtmaya çalışın. 112'yi arayarak hastayı en kısa sürede Acil Servis'e ulaştırın.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!