Güncelleme Tarihi:
Yasaların gelişen teknolojiye uygun olarak düzenlenmemesi istismara neden oluyor.
Balıkçılar, Marmara denizinde üç yöntemle avlanıyor. Gırgır tekneleriyle, trol tekneleriyle ve oltayla. Ancak avlanmada ağların ve cihazların usulsüz kullanılması ve denetlenmemesi yok oluş sürecini hızlandırıyor. Av döneminde olunmasına rağmen, av yasaklarına uyulmaması ve aşırı avlanma birçok balıkçının sezonu şimdiden kapatmasına neden oldu. Sınırlı Sorumlu İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği Başkanı Necdet Altınbaş, ‘‘Marmara denizi ve Boğazlar trol tekneleri tarafından işgal edildi. Adalar'da, Silivri açıklarında, Büyükçekmece'de, gece gündüz bin trol teknesi avlanıyor. Bunların yarısının ruhsatı yok. Trol ağıyla avlanma Marmara'da kesinlikle yasak. Bu yöntemde ağlar deniz dibini taradağı için balıkların yuvaları bozuluyor, üreyip çoğalmaları engelleniyor’’ dedi.
Trol tekneleriyle avlanmanın maliyeti ucuz olduğu için birçok balıkçı bu yöntemi tercih ediyor. Yasalar ise, çevirme ağ yöntemiyle avlanmayı öngörüyor. Bu yöntemde, trolden farklı olarak, ağ denizin dibini taramadığı için balık yavrularına ve yumurtalarına zarar vermiyor. Ancak balıkçı için maliyeti trolden daha yüksek. Örneğin bir gırgır teknesi için 20-25 kişilik bir ekip gerekirken, trol tekneleri üç dört kişiyle avlanabiliyor.
Balıkçıların ellerinde bulunan güçlü sonarlar, gece balıkları toplamak için kullanılan lambalar ve amaca uygun olmayan ağlar da sektörü ve deniz canlılarını tehdit ediyor.
Altınbaş bu konuda da şu bilgileri veriyor:
‘‘Balıkçıların kullandığı çok güçlü sonarlar çok geniş alanları tarayabiliyor. Balığın bu aletlerden kaçmasına imkan yok. Eskiden bu cihazların kullanılması için birliğimizin onayı gerekiyordu. Daha sonra çıkarılan Deniz Ticaret Yasası'na dayanarak balıkçılar, kimseye hesap vermeden istedikleri aleti istedikleri gibi ithal ettiler. Bu aletler bilinçsizce kullanılıyor. Teknolojik gelişmeler göz önünde bulundurularak yeni düzenlemeler yapılmasını istiyoruz’’.
Usulsüz avlanma yöntemlerinden biri de yüksek vatlı lambalarla avlanma. 800 mumluk ampullerle çalışılması gerekirken iki, üç bin vatla çalışan balıkçıların olduğunu belirten Altınbaş, ‘‘Ağ derinliği ve tekne boyu koşullarına da uyulmuyor. 80-100 kulaç derinliğinde ağlar kullanılıyor. Açık sularda avlanmak için yapılan teknelerle Marmara'da avlanılıyor. Boyu 65 metreyi bulan tekneler var. Tekne boylarının da belirli bir ölçüde tutulması gerekiyor.’’
Avlanmanın arz ve talebe göre yapılmadığını belirten Altınbaş, ‘‘Tekne sayısı fazla. Her geçen gün de bu sayı artıyor. herkes çok avlanıp çok kazanmak istiyor. Bu da bilinçsiz avlanmayı doğuruyor. Balığa bilerek zarar veriliyor. Çünkü satılamayan balık denize dökülüyor. Tekna başına balığın cinsine göre kota getirilmeli ki hem eşit dağıtım yapılabilsin hem de israf önlenmiş olsun’’ diyor.
Sabah yakalanan, akşam avlanıyor
Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Necdet Altınbaş denetim yetkilerinin kendilerinde olmasına karşın yaptırım güçlerinin olmadığını, bu nedenle avlanma yasağına uymayanlarla mücadele edemediklerini söylüyor: ‘‘Yasak yöntemlerle avlandığını tespit ettiğimiz balıkçıları Sahil Güvenliğe ya da Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'na bağlı Koruma Kontrol İl Müdürlüğü'ne bildiriyoruz. Onlar da bu durumu icra organlarına iletiyorlar. Fakat yasak yöntemlerle avlananlara karşı kanunlarda hiçbir caydırıcı önlem bulunmuyor. Sabah yakalanan, akşam balığa çıkıyor.