<B>Burhanettin DEMİRCİOĞLU</B>
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2003 19:32
Deneme süresi, çalışma hayatı içinde işçi ve işveren arasında sık sık gündeme geliyor. Bu süre sonundaki sonuçlar her iki kesim tarafından da iyi bilinmiyor. Deneme süresi konusundaki uygulamaların kanunlara tam uyularak yapılmadığı gözlenmektedir.
Deneme belli bir süre için işin gerektirdiği niteliklerin olup olmadığının işçi ve işveren açısından öğrenildiği çalışma süresi olarak tanımlanıyor.
Deneme süresi, 22.05.2003 tarihinde kabul edilen, 10 Haziran 2003 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu'nda tespit edildi. Kanunda, 'taraflarca iş sözleşmesine bir deneme kaydı konulduğunda, bunun süresi en çok iki ay olabilir. Ancak deneme süresi toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar uzatılabilir' denilerek deneme süresi belirlenmiştir.
Yani bir işveren, bir işçiyi yıllar boyu deneyemez. Aylardır ya da yıllardır sigortalı veya sigortasız çalışan bir kişiyi çalıştığı bölümde veya başka bir bölüme alarak deneme statüsüne sokamaz.
4857 sayılı kanunda, deneme süresi içinde tarafların iş sözleşmesini bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız feshedebileceği yer alıyor. Ancak işçinin çalıştığı günler için ücret alma hakkı ve diğer haklarının saklı olduğu belirtiliyor.
Deneme süresi boyunca bu statüde çalışan işçilerin, sosyal güvenliklerinin de olması gereğini kavrayamayan bazı işverenler, deneme süresini kendi bildikleri gibi yorumluyorlar. Deneme süresinde çalışanları ücret, sigorta gibi haklardan yararlandırtmadıkları gibi işyerinde çalışan diğer personele sağlanan
yemek, servis, yol parası gibi haklardan da onları mağdur etmektedirler.
Kanunu ister alt alta, ister üst üste koyun ortaya çıkan sonuç aynı. Deneme süresi içinde çalışanların sosyal sigortalar kurumuna tabi sigortalı olarak geçeceği, bu sürede kesinlikle çalışılmış günlerin ücretinin ödeneceği, kıdem tazminatı dışında tüm haklardan yararlanabileceklerinin anlaşılması gerekmektedir.
İşveren veya işçi sosyal sigortadan asla kaçınamazlar. Kanunun aksine bir çalışma içinde bulunamazlar. Hatta çalışanların sigortasız çalışma, sigortasız çalışmanın sonucunu kabul etme, işverenlerini savunma gibi bir hakları yoktur.
Sosyal Sigortalar Kurumu'na bildirilmemiş bir çalışanın, iş kazası geçirmesi veya sigortasız çalıştığının tespit edilmesi durumunda, işverenin kaçak işçi çalıştırmakla muhatap olacağını bilmesi gerekir. Bunun yaptırımlarına ve iş kazası sonucu ölüm durumunda çok ciddi maddi ve manevi sonuçlara katlanmak zorunda kalacağını hatırlatmakta yarar görüyorum.