Demokrasideki atılımı artık ekonomiye yayalım

Güncelleme Tarihi:

Demokrasideki atılımı artık ekonomiye yayalım
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 18, 2005 00:00

TÃœSÄ°AD BaÅŸkanı Ömer Sabancı, ‘Türkiye’nin demokrasi alanında yaptığı atılımın artık ekonomi alanına taşınmasının zamanı geldi. Siyasi ve ekonomik istikrar ortamını, yüksek oranlı ve sürdürülebilir büyüme sürecine dönüştürelim’ dedi.TÃœRK Sanayicileri ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi (TÃœSÄ°AD) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Ömer Sabancı, Türkiye’nin demokrasi alanında yapmış olduÄŸu atılımın, artık ekonomi alanına taşınmasının zamanının geldiÄŸini düşündüklerini söyledi. Sabancı, TÃœSÄ°AD ve TÃœSÄ°AD-Koç Ãœniversitesi Ekonomik AraÅŸtırma Forumu’nun düzenlediÄŸi ‘Türkiye Ekonomisi İçin Sürdürülebilir Büyüme Stratejisi’ konferansında, ‘Kopenhag Kriterlerini büyük ölçüde hayata geçirmiÅŸ bir ülke olarak, 3 Ekim’de AB ile tam üyelik müzakerelerine baÅŸlayabileceÄŸimiz bir noktaya geldi’ diye konuÅŸtu.DEMOKRASÄ°YÄ° SAVUNDUK: TÃœSÄ°AD olarak, hep liberal ekonomiyle beraber demokrasiyi savunduklarını, çünkü, demokrasi olmadan liberal ekonominin tüm kural ve kurumlarıyla iÅŸletilemediÄŸini anlatan Sabancı, ÅŸunları söyledi: ‘Demokrasinin geliÅŸmesi ise, ekonomik büyüme sürecini desteklediÄŸi gibi refah artışının toplumun tüm kesimlerine çok daha adil dağıtılmasını olanaklı kılıyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin demokrasi alanında yapmış olduÄŸu atılımın, artık ekonomi alanına taşınmasının zamanı geldiÄŸini düşünüyoruz. Türkiye, önümüzdeki 10 yılda hissedilir bir ÅŸekilde refah düzeyini ve yaÅŸam kalitesini artıracak bir sürece girmelidir. Türk insanı, AB standartlarında eÄŸitim, saÄŸlık, çevre ve istihdam imkanlarına kavuÅŸmalı, iÅŸsizlik ve kayıtdışı ekonomi ihmal edilebilir noktalara çekilmelidir. Bu baÅŸarı, katılımcı demokrasi yoluyla, karar süreçlerine ağırlığını koyacak olan Türk insanı ile mümkün olacaktır. Bu atılımı gerçekleÅŸtirmek için gerekli ve yeterli ÅŸartların oluÅŸtuÄŸu kanısındayız.’CÄ°DDÄ° PERFORMANS: Sabancı, son üç yılda Türkiye’nin, hem dezenflasyon sürecinde hem de makroekonomik istikrarın diÄŸer alanlarında çok ciddi bir performans sergilediÄŸini vurguladı. Åžimdiye kadar alınmış tüm baÅŸarılı sonuçlara raÄŸmen, mevcut politikaların 10 yıl içinde AB ile gelir açığının ciddi ölçüde kapanmasını garantilemediÄŸini belirten Sabancı, 2000-2001 krizleri sonrasında yürürlüğe konan ekonomik reformların, orta ve uzun vadede sürdürülebilir hızlı büyüme ortamının yaratılabilmesi için zorunlu koÅŸulları saÄŸladığını söyledi.KOÅžULLARA SAHÄ°BÄ°Z: Türkiye’nin, baÅŸlatmış olduÄŸu yeni büyüme atılımını sürekli kılabilecek koÅŸullara sahip durumda bulunduÄŸuna dikkati çeken Sabancı, ‘Türkiye’nin yakaladığını düşündüğümüz siyasi ve ekonomik istikrar ortamını, hep beraber yüksek oranlı ve sürdürülebilir bir büyüme sürecine dönüştürmek mecburiyetindeyiz’ dedi. Sabancı, AB uyum sürecinin, Türkiye’de kurumsal yapıların dönüşümünde en önemli belirleyici etken olduÄŸunu vurguladı.Etkileyici bir tablomuz var sakın ha rehavete düşmeyelimMERKEZ Bankası BaÅŸkanı Süreyya Serdengeçti, ‘Sürdürülebilir büyüme konusunda ÅŸu ana kadar gördüğümüz ÅŸey, son derece etkileyici bir tablo. (Bu acaba sürdürülebilir büyüme mi) dediÄŸiniz zaman bize göre hayır, bu sürdürülebilir büyüme deÄŸil’ dedi. Serdengeçti, TÃœSÄ°AD ve TÃœSÄ°AD-Koç Ãœniversitesi Ekonomik AraÅŸtırma Forumu’nun düzenlediÄŸi ‘Türkiye Ekonomisi İçin Sürdürülebilir Büyüme Stratejisi’ konferansında, enflasyon ve sıkı maliye politikasının büyüme açısından önemli olduÄŸunu vurgularken, sürdürülebilir ve yüksek büyüme için mutlaka fiyat istikrarının saÄŸlanması gerektiÄŸini söyledi. Serdengeçti, ‘Merkez Bankası her zaman söylüyor; sakın ha rehavete kapılmayalım, süreç hala devam ediyor. Fiyat istikrarı hala saÄŸlanmış deÄŸildir. Türkiye’deki enflasyon hala geliÅŸmekte olan ülkelerle, diÄŸer ülkelerle kıyaslandığında daha ziyade yüksek olarak gözükmektedir. Enflasyonla mücadeleye devam edilmesi gerekiyor’ diye konuÅŸtu. Serdengeçti, sürdürülebilir büyümenin önemini vurgularken, şöyle dedi: ‘Sürdürülebilir büyüme konusunda ÅŸu ana kadar gördüğümüz ÅŸey, son derece etkileyici bir tablo. (Bu acaba sürdürülebilir büyüme mi?) dediÄŸiniz zaman, bize göre hayır. Bu sürdürülebilir büyüme deÄŸil. Sürdürülebilir büyüme literatürde şöyle tanımlanıyor; tabii bunun farklı tanımları da olabilir, fiyat istikrarının bozulmadığı, ekonomik göstergeler ve makro dengelerin uyumlu olduÄŸu 5 yıl ve üzeri büyüme dönemleri... Biz 4. yılı ÅŸu anda yaşıyoruz.’Şener: Hedefimiz 10 bin dolar gelirDEVLET Bakanı ve BaÅŸbakan Yardımcısı Abdüllatif Åžener, hükümetin 2006-2008 dönemini kapsayan orta vadeli programda, büyümenin yıllık ortalama yüzde 5, GSYÄ°H’nin 2008 sonunda 422 milyar dolar, enflasyonun ise yüzde 4 olmasını hedeflediÄŸini bildirdi. TÃœSÄ°AD-Koç Ãœniversitesi Ekonomik AraÅŸtırma Forumu’nun düzenlediÄŸi ‘Türkiye Ekonomisi İçin Sürdürülebilir Büyüme Stratejisi’ baÅŸlıklı konferansta konuÅŸan Åžener, kiÅŸi başına gelirin dönem sonunda 5 bin 621 dolara ulaÅŸmasını, satın alma gücü paritesine göre ise 10 bin doları aÅŸmasını beklediklerini kaydetti. 3 yıllık dönemde toplam 1.6 milyon yeni istihdam öngördüklerini de vurgulayan Åžener, 2008 yılında 106 milyar dolarlık ihracat, 147 milyar dolarlık ithalat hedefi belirtilerek, cari açığın GSYÄ°H’ye oranının yüzde 3.1 olmasını amaçladıklarını söyledi. Åžener, bu hedeflerin gerçekleÅŸtirilebilmesinin sürekli bir reform sürecini zorunlu kıldığını vurguladı.OECD’nin ‘patron devlet’ liginde ÅŸampiyonsunuzOECD Ekonomi Bölümü BaÅŸkanı ve BaÅŸ Ekonomisti Jean-Phillippe Cotis, ‘Kamunun elinde hálá çok fazla mal ve hizmet var, Türkiye OECD’de en fazla devlet kontrolü olan ülke’ dedi. Cotis, Türk Sanayicileri ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi (TÃœSÄ°AD) ve TÃœSÄ°AD-Koç Ãœniversitesi Ekonomik AraÅŸtırma Forumu’nun düzenlediÄŸi ’Türkiye Ekonomisi İçin Sürdürülebilir Büyüme Stratejisi’ konferansında, Ekonomik Ä°ÅŸbirliÄŸi ve Kalkınma TeÅŸkilatı (OECD) ülkelerinde piyasaların fazla regüle edildiÄŸini, ürün piyasalarında fazla regülasyonun üretkenliÄŸi olumsuz etkilediÄŸini kaydetti. Cotis, Türkiye’de eÄŸitim, iÅŸ piyasası ve iÅŸ ortamına deÄŸinirken, eÄŸitim alanında yapacak çok ÅŸey olduÄŸunu, zorunlu eÄŸitimin 5 yıldan 8 yıla çıkarılmasının çok iyi fikir olmakla, birlikte hálá yapılması gerekenler bulunduÄŸunu belirtti. Ä°ÅŸ ortamına yeni ÅŸirketlerin katılımı için düzenlemelerde sadeleÅŸtirmeye gidildiÄŸini, ancak, vergi gibi bazı yüklerin küçük iÅŸletmeleri kayıt dışına ittiÄŸini anlatan Cotis, daha iyi yasal bir sistemin, daha fazla yabancı yatırım çekeceÄŸini ifade etti.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!