Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı adayı HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'da bazı siyasi parti temsilcileriyle bir araya geldi.
AGİD'ten iki gözlemcinin de izlediği toplantıda Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçimleri ile Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Demirtaş, Kürt halkı olarak Cumhuriyet kurulduğundan beri dilleri, kültürleri ve tarihleriyle özgür yaşamak istediklerini, ancak her seferinde tek dil, tek ırka dayalı, tek millet diye ifade edilen, tekçi hegamonik sistemin duvarıyla karşılaştıklarını söyledi.
2014 yılında bile demokrasi, değişim adı altında tek dil ve tek ırka dayalı tek milletin kendilerine dayatıldığını belirten Demirtaş, "Bize dayatılan bu tekliği kabul etmiyorsanız aday bile olmamanız lazım çağrısı, tehdidi, uyarısı yapılıyor. Kürt halkının içinden çıkmış bir kişinin, siyasetçinin bütün ezilenler adına, halklar adına Çankaya'ya aday olma şartı ve kriteri olarak kendini inkar etmesi, tek dili ve tek ırkı kabul etmesi bir dayatma olarak önümüze koyuluyor" dedi.
Bu anlayın değişmemesi halinde hiç bir kesimin bu ülkede kendi sorununu çözemeyeceğine değinen Demirtaş, topluma zorla giydirilmek istenen tekçi gömleğin devletin arzuladığı tek millet ve tek dili sağlayamadığını, zaten bunun toplumun, insanın doğasına da aykırı olduğunu söyledi.
''SESİMİZE KULAK KABARTANLARIN SAYISI ARTTI''
Toplumda eşit, adil, özgür bir yaşam inşa etmek için Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir vesile olmasını istediklerini ifade eden Demirtaş, tekçi anlayışa karşı halkların ortak adayı olarak Türkiye toplumuna bir kardeşlik teklifi sunduklarını ve bu teklifin makul karşılandığını söyledi.
Demirtaş, şunları söyledi:
"Bizler sadece Kürt halkının değil ezilen bütün halkların ve katledilen doğamızında haklarını özgürlüğünü hep birlikte bir arada durarak savunma adına Cumhurbaşkanlığı yarışında seçiminde farkımızı ortaya koymaya çalıştık. Seçiliriz, seçilmeyiz bu elbetteki halkın teveccühüdür. Ama bir noktada kazandığımızı düşünüyorum. Yıllardır Türkiye toplumunun bütün ezilen kesimlerine anlatmaya çalıştığımız derdimizi ve derdimizle birlikte çözüm önerimizi şimdi daha fazla görünür kıldık. Bu seçimde elbetteki insanlarımız her yerde kulağını sesimize kabartan insan sayısı daha fazla arttı. Bu Türkiye'nin bütün ezilenlerin ortak kazancıdır. Bu, kirli ittifaklarla, yalanla dolanla, anti demokratik yollarla hırsızlıkla haram parayla kazanılmış Çankaya koltuğundan bin defa değerli bir kazançtır."
Demirtaş, binlerce yıllık tarihi, kültürü bulunan Suriye'de artık harabe görüntüleri bulunduğunu belirterek, "Orası artık kültürler ve insan mezarlığına dönüştü. Savaş bir gün bitecek. Suriye sonsuza kadar bu vahşeti dramı yaşamayacak. Ancak savaş bittiğinde Suriye çöllerin üzerinde artık kapitalizmin bilinen mabetleri gökdelenleri yükselecek. Binlerce yıllık medeniyet bütün dinlerin, mezheplerin, inançların iz bıraktığı o kentlerde artık geçmişinden tarihinden kopmuş köksüz, soysuz bir toplum inşa etmeye çalışacaklar. Bizler Ortadoğu, Anadolu, Mezopotamya, Kürdistan halkları, kimlikleri ve inançları olarak eğer bu felaketleri durdurmak istiyorsak kendi yaşadığınız yerden başlayarak yeni bir yaşamı inşa etmek zorundayız. Bunu dıştan bir dayatmayla değil. Başkasının gelip bizi dizayn etmesiyle değil. El ele vererek yapabiliriz ancak. Kürt halkı da bugün Ortadoğu'da yaşadığı coğrafyada, anavatanında bunun öncülüğünü yapıyor, yapmak istiyor. Şengal'deki saldırıya karşı ortak direniş budur işte" dedi.
''TÜRKİYE FELAKETLERDEN UZAK DURMAK İSTİYORSA TEKÇİLİĞE SON VERMELİ''
Ortadoğu'da yaşanan felaketlerden Türkiye uzak kalmak istiyorsa, tekçi anlayıştan vazgeçmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, "Türkiye'de de eğer bütün halklar, ezilen bütün kesimler bu felaketlerden uzak durmak istiyorsa ki her birimiz her yerde barış, kardeşlik içerisinde yaşama arzumuzu dile getiriyorsak yolu ve yöntemi bize göre budur. Bu tekçi anlayış, tekçi dayatma kırılmadığı müddetçe çok kültürlü, çok inançlı toplumsal dayanışma ve birliktelik modelleri inşa edilmediği ve buna uygun devlet yönetme anlayışları hayata geçmediği sürece bu çatışmalar, bu gerilimler devam edecek. Yer yer savaşa dönecek. Yer yer iç savaşlar yaşanacak. Ve bu savaşların yaşandığı bütün coğrafyalar mezarlığa dönüşecek. Biz bu topraklarda bunun yaşanmasını istemiyoruz. O nedenle Cumhurbaşkanı adayıyız. Türkiye toplumu, halkları bu kadar nefessiz, çaresiz, umutsuz kalmışken bizler mevcut iki aday ve tek çizgi üzerinden halklarımızı alternatifsiz bırakamazlar. Evet belki bugün bu yarışta adaletsiz, haksız, eşitliksiz bir kampanya yürütüyoruz. Arkamızda devletin gücü yok, olanakları yok, sınırsız para imkanları yok, sınırsız medya gücü yok. Ama çok samimi temiz bir halk iradesi var. Halk gücü var. Bu çok kıymetlidir" dedi.
"ÇANKAYA'DA GERÇEK BİR HALK BAŞKANI OLSUN"
Artık kimsenin Türkiye toplumuna tek olacaksınız, tek dil olacaksınız, ırka dayalı tek millet olacaksınız dayatmasında bulunmaması gerektiğini de kaydeden Demirtaş şunları söyledi:
"Bu çok tehlikelidir. Biz olacaksak tek yürek olalım. İnsanlığımızda buluşalım. Teklik olacaksa tek yürek olalım. Bunun dışında kimse kimseye zorla kendi kimliğini, kendi inancını dayatmamalıdır. Ama devlette demokratik bir devlet olacaksa hiç kimseye ayrım yapmaksızın herkesin bir hizmetkarı olan bir devlet olmalıdır. Devletin başında bugüne kadar bu anlayışa sahip hiç kimse olmadı, olamadı. Bu iddiayla gelenler oldu ama ilk fırsatta devleti ele geçirip kendine yakın olanları devleti haline getirdi. Şimdi işte biz bu anlayışı da kırmak istiyoruz. Ve Çankaya'da gerçek bir halk başkanı olsun istiyoruz. İsmi Cumhurun başkanıysa, halkın başkanıysa devletten çok halkı temsil etmelidir. Devlettin çıkarından çok halkın çıkarını esas almalı. Yani parlamentoda, hükümette, yargıda halkın aleyhine gelişebilecek her türlü girişim halkın başkanından geri dönebilmeli. Orada bir insan hakları titizliğiyle, orada bir adalet terazisi titizliğiyle görev yapan gerçektende ayrım gözetmeksizin halktan ve haktan yana bir anlayış gelişmelidir. Bu seçim bunun başlangıcıydı, değişimini, dönüşümün başlangıcıydı."