Ferit ASLAN-Bayram BULUT/DİYARBAKIR,(DHA)
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2011 15:34
BDP’nin Hakkari’den milletvekili seçilen eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden önce muhalefet liderlerine, gazeteci ile yazarlara açtığı davaları geri çekmesinin önemli olduğunu belirterek, "2 bin arkadaşımız tutuklu. Bunların serbest bırakılması için yasal düzenleme yapılırsa helalleşme o zaman olur" dedi.
BDP’nin desteğiyle Hakkari’den milletvekili seçilen eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İMKB Hattat Hamid Aytaç İlköğretim Okulu birinci sınıfında okuyan kızı Delal Demirtaş’ın karne dağıtım törenine katıldı. Çocuklar ve vatandaşlarla bol bol hatıra fotoğrafı çektiren Demirtaş, daha sonra basın mensuplarının gündem ile ilgili sorularını yanıtladı.
Demirtaş, bugün bazı gazetelerde çıkan ve yemin töreninde BDP’lilerin kriz çıkaracağı yönündeki
haberler üzerine, "Yemin töreni ile ilgili her hangi bir tartışmamız yok. Gündemimizde böyle bir konu yok. Zaten ismi geçen arkadaşlarımız da açıklama yaptılar. Ama şunu söyleyebiliriz. Sonuçta biz yeni anayasa önerilerinde yemin metninin ideolojik kimlikten sıyrılarak yeniden düzenlenmesi ya da kaldırılması gerektiğini savunuyoruz. Bu bilinmeyen bir şey değil. Ama biz bu 24’üncü yemin töreni ile ilgili bir tartışma yürütmedik. Yani yemin töreninde bir kriz gündemde değil. Böyle bir gündemimiz yok. Biz işin özüyle ilgileniyoruz, esasıyla ilgileniyoruz. Parlamentonun önünde yeni anayasa gibi çok önemli bir görev var. Biz daha çok tartışmalarımızı o yönlü yürütüyoruz" dedi.
’HELALLEŞME TUTUKLU 2 BİN ARKADAŞAMIZIN BIRAKILMASI İLE OLUR’Başbakan Erdoğan’ın
seçim öncesi muhalefet liderlerine, gazeteci ile bazı yazarlara açtığı davaları geri çekmesini değerlendiren Demirtaş, şunları söyledi:
"Şimdi bizimle ilgili Hakkari’de CHP ile ilgili 5 maddelik yazılı anlaşma yaptığımız yalanı kendisinin yalanıdır. Kürtleri Zerdüş ilan edip Apo’yu Peygamber ilan ettiğimiz yalanı kendi yalanıdır. Bizim yurtlara molotof attırdığımız yalanı kendi yalanıdır. Kürtçe
ezan yalanı kendi yalanıdır. Şimdi bütün bunları bizle ilgili düzeltiyor mu düzeltmiyor mu? Bu kadar hakaret ve yalan üzerine bir kampanya yürüttü. Şimdi diğer partiler ve köşe yazarları ile ilgili açtığı davaları geri çekmiş. Güzel bir gelişme. Fakat, bizimle ilgili savcıların açtığı 2 bin 500 yıllık hapis davaları var, onlar ne olacak. Onları geri çekme konusunda yasal düzenleme önüne koyuyor mu? Helalleşme olacaksa böyle olur. 2 bin 500 yıl, 3 bin yıl hapis cezaları ile yargılanacağız konuşmalara ilgili Başbakan bizimle ilgili söylediğini bırakmayacak, seçimde istediğini elde ettikten sonra çıkıp hadi helalleşelim diyecek. Böyle bir yaklaşım doğru değil. Ortada ilkeler olur, ilkeler çerçevesinde uzlaşmada olur, helalleşmede olur. 2 bin arkadaşımız tutukludur. Bunların serbest kalması için yasa değişikliği teklifimizi kabul edecek mi? Helalleşme olacaksa böyle olur. Yoksa size hakaret ettim, her türlü şeyi söyledim, ondan sonra açtığım davaları geri çekiyorum, bazı yazarlarla ilgili böylece helalleştik demekle bu işin altında çıkamaz."
’MEŞRUYETİMİZ SAYIN BAHÇELİ’NİN TOKASINA BAĞLI DEĞİLDemirtaş, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin BDP’liler ile bir daha tokalaşmayacağı yönündeki sözlerini şöyle değerlendirdi:
"Şimdi sayın Ahmet Türk ve sayın Bahçeli’nin 23’üncü dönem başındaki tokalaşması bir defa insani bir ilişkiydi, siyasi bir ilişki değildi. Onun siyasi bir ilişkiymiş gibi yorumlanmasını doğru bulmayız. Bundan daha vahimi bizim müşruiyetimiz sayın Bahçeli’nin tokasına bağlı değildir. Sayın Bahçeli bizimle tokalaşınca efendim meşru oluyoruz, tokalaşmayınca gayri meşru oluyoruz, biz böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Meşruiyetimiz kendi ellerinde değildir. Tokalaşma insani bir şeydir, siyasi bir şeyi yoktur. Biz kendi ilkelerimiz, taleplerimiz, yaklaşımlarımız doğrultusunda herkesle görüşürüz, konuşuruz, ilkelerimize saygı duyulursa biz herkesle aynı masa etrafında oturup tartışırız. Parlamento çatısı altında. Bunun dışındaki tokalaşıp, tokalaşmamak yaklaşımları ucuz yaklaşımlardır. Biz böyle bir ucuz yaklaşım içerisine girmeyiz. Mesele, MHP ile BDP’nin tokalaşmasından öte Türkiye’nin devası sorunları var. Bu sorunların çözümü için kim ne söylüyor kim ne yapacak biz buna bakarız"
’ÇATI PARTİSİ KURMAYA YAKINIZ’Diyarbakır’da yarın düzenleyecekleri toplantıda seçilen bağımsız milletvekilerinin bir araya geleceğini belirten Demirtaş, çatı partisi ile ilgili ise şunları söyledi:
"Tabi önümüzde parlamentonun ilk olarak yapması gereken işler var. Bunlarla ilgili bizimde hazırlık yapmamız gerekiyor. Öncelikle BDP grubu oluşacak. BDP’nin bir grubu olacak parlamentoda. Hangi arkadaşın gruba geçeceği, grup içindeki görev dağılımı, kimin hangi komisyonda görev alıp seçileceği divan üyelerinin seçimi, meclis başkanlığı ile görüşümüzün oluşturulması gibi, hükümet programına karşı diyeceklerimizin şimdiden hazırlığının yapılması gibi konular bugünden itibaren önümüze konulup tartışılacak. BDP grubu mecliste oluşacak ve kendi içinde görev dağılımı yapılacak. Çatı partisi ise, dışarıda yani içinde BDP’nin de olduğu bu bloğun bir çatı partisi hareketine dönüşmesi çalışmasıdır. Yani BDP parti olarak varlığını sürdürecek. Şu andaki faaliyetini, örgütlenmesini ve grup çalışmasını sürdürecek. Ama, Parlamento dışında da bir çatı partisi olarak bir çok partinin, hareketin, grubun içerisinde yer alacağı bir çatı partisi örgütlenmesi yıllardır zaten arayışını sürdürdüğümüz bir çalışmaydı. Bu dönem gerçekleştirebileceğimizi sanıyorum. Bu defa çatı partisini oluşturmaya sanırım çok daha yakınız. Eğer güçlü bir çatı partisi oluşursa önümüzdeki seçimlere artık o çatı partisi girecektir. Hepimizin içinde olduğu o çatı partisi seçime gireceğiz."
’MECLİS, TATİLİ KISA TUTMALIDIR’Tutuklu iken milletvekili seçilen arkadaşları için her hangi bir sorun çıkmaması gerektiğini, Türkiye’nin bu saatten sonra yeni anayasaya kilitlenmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, şöyle dedi:
"Yeni anayasa tartışmaları sağlık bir şekilde yürümelidir. Hatta parlamento yani tatili kısa tutmalıdır. Çok kısa bir tatil süresinden sonra çalışmaya başlamalıdır. Çünkü Türkiye’deki bu acil sorunlar artık zamana yayılacak sorunlar değil. Dolayısıyla biz bir an önce Türkiye’nin yeni anayasa gündemline kilitlenmesi gerektiğini savunuyoruz. Böyle bir gündem önümüzde dururken YSK’nın veya mahkemelerin önümüze yeni krizler çıkarması herkesin zararına ve aleyhine olur. Sonuçta bu insanlar seçilmiş, halk iradesi ile Parlamentoya girmesi gereken insanlardır. Bu iş başka yönlere çekilirse yani halkın iradesine saygısızlık anlamına gelecek her türlü şey halkın tepkisi ile karşılaşır, bu da herkes tarafından her halde doğal karşılanır diye düşünüyorum."
’EYLEMSİZLİĞİN UZAMASI, SİYASETİN ROLÜNÜ GÜÇLENDİRECEKTİR’Demirtaş, PKK tarafından ilan edilen eylemsizliğin uzatılıp uzatılmamasıyal ilgili soruya karşılık şöyle dedi:
"Biz demokratik siyaset kurumları olarak elbette ki çatışmasızlık ortamını her zaman arzularız. Siyasete düşen roller ve görevler vardır. Bu rolün ve görevlerin doğru oynanabilmesi için mutlaka tansiyonun düşmesi ve çatışmaların bitmesi gerekir. Çatışmasızlık uzamalıdır diye düşünüyoruz. Bu konudaki muhatap PKK, Öcalan ve hükümettir. Çatışmasızlık uzarsa da askeri operasyon yapılmamalıdır. Ölümlere neden olacak her hangi bir siyasi karar alınmamalıdır. Bununla birlikte siyasi çözüm süreçleri hemen hızlandırılmalı ve süreç heba edilmemelidir. Öyle sanıyorum ki önümüzdeki süreç, demokratik siyasetin rolünü güçlü oynayabileceği bir zemin yaratacaktır. Bu çerçevede çatışmasızlık kararının uzaması şeklinde bir durum ortaya çıkarsa biz bunu doğru değerlendirmek için rolümüzü oynarız."