Güncelleme Tarihi:
Küçükçekmece'deki Garip Dede Kültür ve Cemevi Derneği'ni ziyaret eden HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cizre'de son dönemde yaşanan olaylarda provokasyon olduğunu belirterek, "Cizre'de devlet içerisine çöreklenmiş bir ekip var. Hükümet de bunun kim olduğunu, ne olduğunu biliyor. Onları koruyor. Onları oradan alsalar, Cizre'de sorun bitecek. Orada devlet içerisine çöreklenmiş, ciddi bir provokasyon üreten ekip var" dedi.
Demirtaş, Garip Dede Kültür ve Cemevi Derneği ziyareti sırasında burada Alevi federasyon, dernek, vakıf temsilcileri ve Alevi toplumunun kanaat önderleriyle bir araya geldi. Saat 11.00'da gerçekleşeceği açıklanan ziyaret, Demirtaş'ın uçağının İstanbul'a rötarlı inmesi nedeniyle yaklaşık 1 buçuk saat gecikmeli oldu. Demirtaş, burada Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Baki Düzgün, Garip Dede Kültür ve Cemevi Derneği Başkanı Celal Fırat, Alevi Vakıfları ve Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Remzi Akbulut, Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Rıza Eroğlu'nun da katıldığı basın toplantısında konuştu.
"BİRİLERİNE ÜSTÜ KAPALI MESAJ VERMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Cumhuriyet gazetesine yönelik protestolara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, toplumdaki kutuplaşmadan ve gerilimden iktidarı sorumlu tuttu. Selahattin Demirtaş, "Bu ülkenin Başbakanı, hükümet sözcüleri ve milletvekilleri günlerdir büyük bir tahrikle provokasyon çalışması faaliyeti yürütüyorlar. Başbakanın kendisi Paris'teki 'Charlie Hebdo' katliamını protesto iddiasıyla yürüyüşe katılıyor, yani o derginin yanında dayanışma gösterdiğini iddia ediyor. Buraya döndüğünde, o dergi ile dayanışma gösteren cumhuriyet gazetesini ve onun şahsında okurlarını linç edecek, hedef gösterecek bir çalışma yürütüyor. Bu başlı başına büyük bir tutarsızlığın, iki yüzlülüğün göstergesidir. Başbakan çıkıp açık açık Cumhuriyet gazetesine teşekkür edebilir. Çünkü ortada bir hakaret yok, Hazreti peygamberimize bir saldırı yok, Paris'teki katliama, terör saldırısına karşı bir dayanışma var. Ancak buna rağmen başbakan çıkıp 'bunlar açıkça bize saldırın demek istiyorlar' diyerek aslında birilerine üstü kapalı mesaj vermeye çalışıyorlar. Bu hükümet adına utanç vericidir" diye konuştu. Demirtaş, "Paris'teki vahşi katliam nedeniyle IŞİD, El Kaide, AKP işbirliğinin iyice dünyada tartışılır hale gelmesi ve Türkiye'de iyice teşhir olmasından kaynaklı olarak kendi üzerlerinde oluşan basıncı başka yere atmaya çalışıyorlar" dedi.
"CEMEVİ, CÜMBÜŞ EVİ' DEDİLER. KAÇ TANE ALEVİ ELİNE SİLAH ALIP İNSANLARI KATLETTİ?"
Selahattin Demirtaş, konuşmasında Başbakan Ahmet Davutoğlu'na seslenerek, "Sayın başbakana soruyorum, senin köşe yazarların, milletvekillerin, çoğu zaman çıkıp 'Cemevi, cümbüş evidir' dediler. Kaç tane Alevi, eline silah alıp, gidip bastı da insanları katletti? Siz başbakan olarak, insanları açıkça hedef göstererek, tahrikkar üslupla yaklaşırsanız ülkede iç barışı sağlamak giderek zorlaşır. Cumhuriyet gazetesinin yetkilileri çıkıp kimseye hakaret etmediklerini, 'Charlie Hebdo ile dayanışma içinde olduklarını söyleme gayreti içerisindeler. Yani başbakan ne yapmışsa onlarda onu yapmış. Sayın Davutoğlu, eğer ortada bir yanlış varsa gidip İsrail Başbakanı ile kol kola yürüyen sensin, biz değiliz. Kimse buradan kamplaşma, provokasyon çıkarmaya çalışmasın. Hazreti peygamber, küçük bir grubun 'malı' filan değildir, bütün İslam aleminin peygamberidir. AKP ve onun etrafındaki bir grup tetikçi, buradan kendilerine siyasi rant sağlamaya çalışıp başkalarına saldırı gerekçesi haline getirmesin. Çıkıp açıkça IŞİD ile yapılan işbirliğinin hesabını versinler" dedi.
"O FOTOĞRAFTA BİZ YOKUZ"
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen karşılama töreninde 16 Türk devletini temsil eden askerlerin bulunduğu merdivenin önünde çekilen fotoğraf ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Demirtaş, "O fotoğrafta biz yokuz. O fotoğrafta kadının rengi yoktur. Ülkenin yarısı kadındır ancak o merdivenlerde bir tane kadın yoktur. Ülkenin yarısından fazlası Türk olmayan etnik inanç ve kimliklerden oluşuyor. Ancak orada tek bir Türk olmayan yoktur. O merdivenlerde tek bir Alevi inancı yoktur. Aslında o fotoğraftaki 16 Türk devleti teorisi de yanlıştır. Bunu Türk tarihçileri de bilir böyle bir gerçeklik yoktur. Bir aldatmaca, sahte tarih üzerine kurgulanmış merdivenden inen bir padişah gibi bir şey vardır. O da tam olarak padişah değildir. O merdivendeki herşey yalan ve yanlıştır" ifadelerini kullandı.
CİZRE'DEKİ OLAYLARI DEĞERLENDİRDİ
Öte yandan basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Demirtaş, bir gazetecinin Cizre'de son dönemde yaşanan olayları hatırlatarak "12 yaşında bir çocuk öldürüldü. Bunun üzerine KCK 'bu saldırı karşılıksız kalmayacak' şeklinde bir çağrı yaptı. Bu konuda tedirgin misiniz?" şeklindeki sorusu üzerine Demirtaş, "Umarım Cizre, 1990'lı yıllardakine benzer bir duruma gelmeyecek. Hiçbirimiz buna asla izin vermeyiz. Cizre'de devlet içerisine çöreklenmiş bir ekip var. Hükümet de bunun kim olduğunu, ne olduğunu biliyor. Onları koruyor. Onları oradan alsalar, Cizre'de sorun bitecek. Orada devlet içerisine çöreklenmiş, ciddi bir provokasyon üreten ekip var" diye yanıt verdi.
YALÇIN AKDOĞAN'IN 'YÜZDÜK YÜZDÜK KUYRUĞUNA GELDİK' SÖZLERİNE YANIT VERDİ
Bir gazetecinin çözüm süreciyle ilgili Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın "Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik" şeklindeki sözleri hatırlatarak, "Siz de yakın bir zamanda 'dananın kuyruğu kopacak' dediniz. Dananın kuyruğu ne zaman kopacak, Müzakere süreci kamuoyuna ne zaman açıklanacak?" şeklindeki soruya ise Demirtaş şöyle yanıt verdi: "Dananın kuyruğu kopacak sözüm çözüm süreciyle ilgili değil, Ortadoğu'daki emperyal müdahale için o sözleri söyledim. Ancak eğer hükümet temsilcileri yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişlerse, biz öyle bir durum görmüyoruz. Fazla yüzmesinler bu hızla kuyruğu filan da geçebilirler. Ortada fol yok yumurta yok. Ne değişti de çözüm sürecinde kuyruğuna geldiler. Doğrusu, Bizde merak ediyoruz. Aleviler ile ilgili atılan bir adım yok. Anadilde eğitim ile ilgili atılan bir adım yok. İfade özgürlüğü ve toplantı, gösteri hakkı ile ilgili her şey bu süre zarfında daha geriye gitti. Kuyruk dedikleri orasıysa doğrudur, o zaman kuyruğuna geriye doğru giderek gelmişler.