Demirtaş, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dün Milas'ta belediyenin atık su arıtma tesisinde 7 işçinin metan gazından zehirlenerek yaşamını yitirdiğini anımsatarak, "İşçilerin ölümü hükümetin gündeminde değil. İnsan yaşamı bugüne kadar hiçbir hükümetin umurunda olmadı" dedi.
Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin, Uludere soruşturmasında görevsizlik kararı verdiğini belirten Demirtaş, "Dalga geçer gibi. Velev ki görevsizsiniz, bunu anlamak için 18 ay beklemeniz mi gerekiyordu? 'Dosyayı top gibi çevireceğiz, Uyuşmazlık Mahkemesine gitsin birkaç yıl da buralarda dolaşsın. Unutulur' hesabı içindeler" diye konuştu.
Olayın üzerinin bu şekilde örtülemeyeceğini ifade eden Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan başlayarak, yukarıdan aşağıya askeri ve sivil yetkililerin sorumlu olduğunu öne sürdü. Yetkililerin suçlu olduğunun halkın vicdanında kesinleştiğini savunan Demirtaş, "Adaletiniz de batsın, hukukunuz da batsın, vicdanınız da batsın" dedi.
Demirtaş, karakol komutanının, köylülerin öldüğü yere karanfil bırakmaya giden tüm ailelere sınır ihlali yaptıkları gerekçesiyle 3'er bin lira idari para cezası kestiğini anlatarak, "Sınır falan yok ki. O taraf Kürdistan, bu taraf Kürdistan. Kes bakalım cezayı" ifadesini kullandı.
Bölgedeki uygulamalardan idarenin sorumlu olduğunu dile getiren Demirtaş, "Roboski bizim namus meselemizdir. Roboski'nin hesabını sormadan süreç işlemez, ilerlemez" diye konuştu.
Demirtaş, Gezi Parkı odaklı gelişmelere de değinerek, eyleme katılan bütün kesimlerin yanında olduklarını söyledi ve gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istedi.
"
Hangi demokratik siyaset?
KCK ana davasındaki tutuklulukların üzerinden 4 yıl 2 ay geçtiğini ve 98 tutukludan 2 kişinin tahliye edildiğini anlatan Demirtaş, şunları söyledi:
"İstenen ceza 5 yıl. İnfaz bitti. Ceza verseler devlet borçlu çıkacak. Kanunu uygulayın bari. Tek siyasetçi arkadaşım içeride olduğu sürece, asla ama asla bu süreç ilerlemez. Bu da bizim kırmızı çizgimiz. 'Silahlar sussun, siyaset konuşsun' diye sürece başladık değil mi? Bu mu sizin demokratik siyaset anlayışınız? Bu hafta tavrınızı görmek istiyoruz. Hükümet süreci tıkamayla karşı karşıya. Haftalardır bunu anlatmaya çalışıyoruz, bu uyarıları yapıyoruz. İkinci aşama hükümetin görevinin olduğu dönemdir. Pazarlık yapmadık ama demokratik siyasete nefes aldırmayan yaklaşımla yol yürünemez. Bu ana dava turnusol kağıdıydı. Dün gece saatlerine kadar bekledik, 98 kişiden lütfen 2 kişiyi tahliye etmişler. Demokratik siyasetin kanalları açık olmadıkça, insanlar düşüncelerini korkmadan söyleyecek duruma gelmedikçe 'siyaset imkanı var' demeyeceğiz.
Bir tarafta devletin bütün imkanlarıyla, otobüsüyle, gemisiyle, treniyle, parasıyla, puluyla, televizyonuyla miting yapacaksın, Türkiye'nin her yerinden özel uçaklarla kitleleri taşıyacaksın, eşantiyon dağıtacaksın, bu senin hakkın olacak; öbür tarafta Gezi Parkı'na çadır koyanlara tankla, topla, panzerle saldıracaksın. Sandıkta görüşelim. Kaldır barajı görüşelim. Hazine yardımını cebine dolduruyorsun, vatandaşın vergisinden alınan paralarla çalışma yürütüyorsun, 'demokratik yarış yapalım'. İfade özgürlüğü, gösteri, miting hakkı olmadan,
seçim barajı düşmeden, bütün partilere Hazine yardımı olmadan, basın özgür olmadan demokratik siyaset kandırmacadır, yalandır. Sıra sende, haydi konuşsun siyaset. Sokağa çıkmış gençlere bile bu kadar kanunsuz davranırken hangi demokratik siyaset hakkından söz edeceksin. Öcalan ile müzakere yürüteceksin, çıkıp kürsüden de terörist başı, bölücü başı diyeceksin. Sen neyin başısın? Bu dil, bu üslup barış getirebilir mi?"
Demirtaş, Kürtlerin iradesinin ciddiye alınması gerektiğini belirterek, büyük zorluklar ve baskılar altında siyaset yaptıklarını söyledi.
BDP Genel Başkanı Demirtaş, "Yıllardır statüko neyse, 10 yıldır AKP aynısını devralmış durumda. CHP'nin başı zorla kapatılmış halidir AKP" dedi.
İktidarın, "Türkiye demokrasiye kavuşmuş da birileri bunu bozmaya çalışıyor" havası yarattığını iddia eden Demirtaş, "Daha demokrasiyi arıyoruz. Kendisi demokrasinin savunucusu, son kalesi, sokakta muhalefet eden herkes demokrasi düşmanı. Daha Türkiye'de demokrasi oluşmadı ki sen onu temsil edesin. Şu anda temsil ettiğin sistem faşizan sistemdir. Ya bu sismeti değiştirmek için elini taşın altına koyarsın, ya da faşizan sistemin temsilcisi olarak, bugüne kadar o sistemin temsilcilerinin başına ne gelmişse devrilip gidersin" diye konuştu.
Demokrasilerin kendisine oy verenleri değil, karşısında olanları anlama sistemi olduğunu anlatan Demirtaş, "Bugüne kadar yıkılıp giden iktidarlar karşısındakileri tanımayan, arkasındakilere güvenenlerdir. Demokrasi ruhunu içselleştirmeyen bütün yönetimler, bu kaderi tatmaya mahkumdur" dedi.
"Halkı dinlersen büyük lider olursun"İktidarın sokaktakileri anlamaktan uzak olduğunu savunan Demirtaş, şöyle devam etti:
"Hala dış güçlerden, faiz lobisinden bahsediyor. Madem dış güçler var bunların arkasında, git Washington'da, Brüksel'de miting yap. Bu halk hareketi ve halkın karşısına halkı çıkarmak istiyorsun. Bunların faiz lobisiyle alakası olmadığını çok iyi biliyorsun. Bankalar, soğan satarak mı vergi rekortmeni oluyor? Faizle. Bu sistemi yaratan, bu sisteme dayanan sensin. Halkın öfkesini anlamaya çalış, saygı duy. 'Anladık, yanlış yaptık, bir daha yapmayacağız' de. Kitaplar dolusu konuşuyor, bir tane buna benzer cümle yok. Konuşmasının yarısı yalan. Halk hareketini ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Madem faiz lobisi, dış güçler Türkiye'yi bu kadar etkileme gücüne sahip, biz bu çözüm sürecini nasıl götüreceğiz? Allah korusun, faiz lobisi, dış güçler buna da müdahale etmez mi? Demek ki dış güçler, faiz lobisi iradeyi teslim almış. Hani sen güçlü başbakandın? Başbakansın saygı duyuyoruz, o kadar. Nimet de değilsin, kendini fasulyeden sayma. Halkı dinlersen büyük lider olursun. Copla, panzerle ayakta kalmaya çalışan lider görüntüsü içindesin. Bundan hazzediyorsan, bu senin için uygun stratejik taktikse bilemeyiz ama Türkiye'nin gidişi bu haliyle iyi olmayacak."