Güncelleme Tarihi:
KCK DAVASINDA TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Demirtaş şöyle konuştu: “Bir tek saat gelip şu duruşmayı izle bakalım. Bir saatini alıp gel şuradaki duruşmayı izle. Burada olup bitenleri bir dinle bakalım. Türkiye’ye demokrasi gelmiş mi gelmemiş mi? Ondan sonra konuş. Açık çağrı yapıyorum buyrun gel duruşmayı izle. Biz artık Kürt sorunu mahkemelerde çözülmeyecek kadar büyük bir sorundur diyoruz. Kürt sorunu siyasal bir sorundur, hukuki bir sorun değil. Savcıların, hakimlerin çözebileceği bir sorun değildir diyoruz. Başbakan artık şunun, bunun yargılanması için çaba sarf etmekten vazgeçsin. Kürt sorunu için ne yapacak? Hangi adımı atacak? Çıkıp onu açıklasın. Bu ateşkes için çaba sarf etmiş çevreler çıkıp Kürt sorunu ile ilgili hükümetten ne istiyor. Onu açıklasın? Başbakan çıkıp BDP’yi suçlayacağına çıkıp, Kürtlerin için ne yapacak onu açıklasın. Eğer çantası boşsa onu da açıklasın. Çıkıp şunu dese ki biz yapacaklarımızı yaptık. Bundan sonra hiçbir adım atmayacağız. Biz bu kadarını uygun gördük, bundan sonra Kürt sorunu için atacağımız adım yok desin. Bu da anlaşılırdır. Bu da saygındır. Ama kandırmaya, oyalamaya, çürütmeye dayatarak artık bu siyasal iradeyi teslim alamayacaklarını görmüş olması lazım. Başbakan’ın bir halk ki kendi ana dilini sadece devletin televizyonunda kullanabiliyor ama mahkemede bunu yapamıyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? Hepsi Türkçe de bilse arkadaşlarımızın kendi ana dillerinde savunma yapma hakları vardır. Bakın geldiğimiz noktada davalara ne kadar siyasal yaklaşıldığının göstergesidir.”
KARDEŞLERİN YARGILANIYOR’
Arkadaşlarının duruşmada ana dilde savunma yapacaklarını yineleyen Başkan Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Önümüzdeki günlerde arkadaşlarımız anadilinde savunmaya yapmaya başlayacaklar. O zaman Kürt halkı Türkiye’nin asli unsuru mu değil mi, göreceğiz. O zaman belli olacak. O zaman Başbakan, Kürtler benim kardeşimdir. Ben Kürtleri seviyorum lafının altı dolu mu boş mu göreceğiz. Haftaya bu belli olacak, bu nedenle şu saatten sonra biz iktidara, hükümete çağrı yapıyoruz. Bakın 3 maddeden söz ediyorum TCK’nın 301, 314 ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 7’inci maddesi bu maddeler halkı mahkemelere dökmüş durumda.
Bir halk yüz binlerce insan bu maddelerden yargılanıyor şu anda bu maddelerin değişmesi lazım. Yoksa çözüm mahkemelerde olamaz, mahkemeler bu işe çözüm bulamaz, tıkanmış durumda. Halkı bu mahkemeler bu şekilde yargılayamaz, bu maddelerin değişmesi lazım. Parlamentoyu göreve çağırıyoruz, bu iş duruşma salonlarında çözülmez. Başbakan mademki bu sorunun çözüm yeri parlamentodur diyor. O halde tutuklu siyasetçiler rehine muamelesi yapmaktan vazgeçin diyoruz. Arkadaşlarımızın derhal tahliye olabilmeleri için bu maddeleri değişmesi, parlamentonun görevidir. Başbakan Kürtler benim kardeşimdir diyorsa bakın kardeşleri yargılanıyor işte. Bunlarda senin kardeşin mi değimli görelim o zaman.”
Demirtaş, TRT’in davayla ilgili yayınlarını da eleştirip, şöyle devam etti: “Devletin kanalından, TRT’den yapılan bu dava ile ilgili yayınlar hükümetin bu davaya nasıl yaklaştığını gösteriyor. TRT Başbakanlığa bağlıdır. İlgili bakanlığa bağlıdır. RTÜK denetiminde de değildir. TRT sizin vergilerinizle ayaktadır. Herkesin kanalıdır. Ama ne diyor, o kanal? Türkiye’yi kana bulayanların duruşması başladı diyor. TRT çoktan karar vermiş, hükümet çoktan karar vermiş.
Türkiye’ye bu havayı yaymaya çalışıyor. TRT bakın hiçbir özel kanalın yapmadığını bugün devlet kanalı yapıyor. Yargılamaya müdahale ediyor. Bunlar Türkiye’yi kana bulayanlardır deyip suçlu göstermeye çalışıyor. Nerede yargı bağımsızlığı, nerede adalet anlayışınız? Nerede sizin tarafsız bağımsız yargı anlayışınız? Bu hükümetin görüşüdür. Hiç kimse TRT’nin görüşüdür diyemez buna işte hükümet bu şekilde davaya müdahale ediyor. Siyasal müdahaleler geçekleştiriyor. Bunun anlaşılması lazım. Ben buradan Başbakan’a açık çağrı yapıyorum. Bu dava Kürt sorununun demokratik zeminde çözümüne izin verilecek mi, verilmeyecek mi davasıdır. Kürt halkı demokratik, legal zeminde siyaset yapabilecek mi, yapamayacak mı? Onun davasıdır.
Türkiye’yi kana bulayanların davası değildir. Bunun bilinmesi lazım tek bir çakı dahi yakalanmamış bu arkadaşlarımızda, ne ile kana bulayacaklar? İddianamede bile bu suçlama yok ama TRT cezayı bile kesmiş. Biz bu anlayışı çok tehlikeli görüyoruz. İşte bu anlayış tüm bir halkı terörist gösterme anlayışıdır. Biz bu davayı kendi açımızdan onur davası olarak görüyoruz. Orada yargılanan biziz. Orada yargılanan bizim irademizdir. Bizim onurumuz ve geleceğimizdir. Orada yargılanan bu halkın verdiği oylardır. Eğer onlar özgür kalamazsa bu halk özgür kalamaz bunun altını çiziyorum. Siyasetçilerimizin istisnasız tamamı özgür kalmazsa, bize de özgürlük yok demektir.”