Emre BAYLAN- Mehmet ERÇAKIR- İbrahim LALELİ/ANTALYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2008 18:09
SÜLEYMAN Demirel Üniversitesi (SDÜ) akademik yıl açılış töreninde TBMM Başkanı Köksal Toptan ile Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar'ın birbirine ters açıklamalarde bulundu.
Rektör Baydar, AB uyum sürecinin devlet otoritesini zaafiyete uğrattığını ve bunun faturasının da artan terör olarak ödendiğini savundu. Ardından söz alan Toptan, “AB yolunda Türkiye’nin kendi iç hukukunda yaptığı değişimleri zaafiyet olarak ortaya koyarsak yanlış olur. Türkiye’nin bir zaafiyeti varmış gibi açıklamalardan kaçınılmalıdır” dedi. İlk dersi veren 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise dünya borsalarında olup biteni ‘finans krizi’ olarak yorumladı, “Bugünkü sıkıntı zengin ülkelerin krizidir. Sıkıntı, parası pulu olan ülkelerin sıkıntısıdır” dedi.
Akademik yıl açılış töreni, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile TBMM Başkanı Köksal Toptan'ı Isparta'da buluşturdu. Helikopterle Isparta Stadı'na gelen Meclis Başkanı Toptan, valilik ve belediyeyi ziyaret ederken, özel uçakla havaalanına gelen Demirel, doğruca üniversite kampusuna geçti. Son terör olayları ve ardından yaşanan tartışmaların sorulması üzerine Demirel, “Terör bugünün meselesi değil. Aşılacaktır. Çok önemli bir olay ve kıran kırana mücadele yapılıyor. Ama üzüntülerimizi içimize gömüp biraz daha sabır göstermemiz lazım. Türkiye’nin bölünebileceğini düşünenler ağır bedel öder. Türkiye yükselmeye devam edecektir. Benim vatandaşlarım bu konuda tereddüde kapılmamalı. Kimse macera peşinde koşmasın. Terör sorunuyla daha bir süre uğracağız” diye konuştu.
Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın Isparta il merkezindeki ziyaretlerinin ardından üniversiteye gelmesiyle Demirel ve Toptan Isparta Valisi Şemsettin Uzun ile birlikte Öğrenci Yemekhanesi’nde ezogelin çorbası, tas kebabı, pilav ve yoğurt tatlısından oluşan öğle yemeği yedi.
DEVLET OTORİTESİ ZAYIFLADI
Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi’nde gerçekleşen akademik yıl açılış töreninin ilk konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Türkiye’nin AB’ye uyum sürecinde devlet otoritesinin zayıfladığını öne sürerek, otoritenin yeniden tesisi için TSK’nın Aktütün saldırısı sonrası ortaya koyduğu 5 isteğin yerine getirilmesi gerektiğini savundu. Türkiye’nin terörle mücadelesi için 2 öneri sunan Rektör Prof. Dr. Baydar, şunları söyledi:
“Sorun, bölgesel veya etnik değil, Türkiye’nin sorunudur. Terörün hiçbir haklı mazareti olamaz. Türkiye, otoritesini eksiksiz hissettirebilecek tedbiri almalıdır. Terörist, Irak’ın kuzeyine değil dünyanın öbür ucuna kaçsa yakalanıp imha edilmelidir. AB uyum yasaları ile zaafiyete uğrayan devlet otoritesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hükümetten istediği 5 isteğin acilen yapılması ile yeniden kusursuzca oluşturulur. Bundan sonra konuşulması gereken Türkiye’nin AB’ye değil, AB’nin Türkiye’ye uyumudur. Çünkü Türkiye’nin terörle dökülen kan ile ne AB uyumuna ne de dış güçlerin dayattığı mekanizmalara tahammülü kalmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir rektörü olarak haykırıyorum, kan karşısında sabır taştı, tahammül kalmadı. Bunu teröre destek veren yabancı güçler anlayacak, anlamazsa görecektir.”
Rektör Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, ayrıca, üniversiteler bünyesinde Doğu ve Güneydoğu folklorunu araştırma merkezleri kurulmasını önerdi.
TOPTAN’DAN REKTÖRE TEPKİ
Ardından kürsüye gelen TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın sözleri salonda buz gibi hava estirdi. Konuşmasına Rektör Baydar’ın açıklamalarına cevap vererek başlayan Meclis Başkanı, Türkiye’nin, son günlerde terör olaylarında 17 asker ve 5 polisi şehit verdiğini hatırlattı. Toptan, şöyle konuştu:
“Bugüne kadar teröre verdiğimiz şehit 10 bini geçti. Hepsini saygıyla, minnetle, şükranla anıyorum. Terör, küreselleşmeyle birlikte dünyanın karşı karşıya bulunduğu önemli tehditlerden biri olarak duruyor. Türkiye’de bölücü terör hedefine ulaşamadığına göre, Türkiye terörle mücadelede başarılıdır. Terörle mücadele, nizami bir ordu ile mücadele olmadığı için kendi içinde zorlukları vardır. Teröristin önünde yasal hiç bir müeyyide yoktur fakat hukuksal bağlamı vardır.”
DEMOKRATİK ORTAMDA OLMALI
AB uyum sürecinde Türkiye’nin kendi iç hukukunda yaptığı değişimlerin zaafiyet olarak ortaya konulmasının yanlış olacağını kaydeden Toptan, şunları söyledi:
“Terörle mücadelede aksaklıkların giderilmesi başka bir şey, ‘Madem AB bu mücadeleyi engelliyor vazgeçelim’ demek başka bir şeydir. AB vizyonu Cumhuriyet vizyonudur. Türkiye, AB standardını yakalarsa AB üyesi olması da şart değildir. Türkiye terörle mücadelenin gereği neyse onu eksiksiz yerine getirirken, demokratik alanını imkan bulduğu ölçüde genişletmektedir. Bilmemiz lazım ki terörle en iyi mücadele demokratik ortamda olur. Türkiye’nin bir zaafiyeti varmış gibi açıklamalardan kaçınılmalıdır.”
Toptan, konuşmasının sonunda, törene katılan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak’a da,“Bizi biraz da incitecek beyanlarla üniversiteye davet etmedi diye de göndermede bulundu.
İLK DERS DEMİREL’DEN
Konuşmaların ardından 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 2008- 2009 eğitim ve öğretim yılının ilk dersini vermek üzere kürsüye geldi. “Konuşma değil ders vereceğim” diyerek konuşmaya başlayan Demirel, ilk dersin konusunu Dünya’da yaşanan ekonomik krize ayırdı. Dünya borsalarında olup biteni ‘Finans krizi’ olarak yorumlayan Demirel, “Yaşanan finans krizidir. Bunun adı budur. Finanssal krizin ikinci safhası kredi krizi, üçüncü safhası ise ekonomik krizdir. Dünyada ekonomik kriz yoktur. Bugünkü sıkıntı zengin ülkelerin krizidir. Sıkıntı parası pulu olan ülkelerin sıkıntısıdır” diye konuştu. Mevcut krizin finans krizi seviyesinde önlenebilmesi halinde sorun olmayacağını kaydeden Demirel, “Kredi mekanizmaları düzeltilebiliyorsa sorun yok. Ama düzeltilemezse sorun orada başlıyor” dedi.
‘YANLIŞ YERDE DEĞİLİZ'
Akademik çevrelerin, ‘kapitalizmin alternatifi nedir’i tartışmaya başladığını vurgulayan Süleyman Demirel, “Acaba liberal sistemin yerine konulabilecek başka bir şey var da biz mi yanlış yapıyoruz? Ben Türkiye’nin 80 yıllık tarihinin 50 yıllında varım, yanlış bir yerde değiliz” diye konuştu. Demirel, yeni akademik yılın ilk dersine şu sözlerle devam etti:
“Finans krizi halledilemez ve mesele ekonomik daralmaya dönerse, dünya ticaretinde azalma meydana gelir, dünya ekonomisi küçülür. İşsizlik ve işyerlerinin kapanması ile devam ederse o zaman sorun başlar. Vatandaşlar, bankalara hücum edip tasarruflarını bankalardan istemeye başlarsa, o zaman kriz olur. Bu krizin olmaması için, dünyanın her tarafında büyük gayretler var. Bir çok ülke mevduatlara devlet garantisi verdi. Yaşanan kriz psikolojik. Bunun çaresi bulunmadı.”
‘BİZE BİRŞEY OLMAZ’ YANLIŞ
‘Bize bir şey olmaz’ sözünün yaşanan finans krizinde Türkiye’nin yerini tarif etmek için doğru olmadığının önemle altını çizen Demirel şöyle konuştu:
“Bu doğru değildir. İnşallah olmaz ama İngiltere’ye, Japonya’ya olduğu yerde bize niye olmaz? Ne olabilir? Bunu kestirmekte biraz zorlanıyoruz. Vatandaşın krizde kartlara olan borcu 115 milyar dolar oldu. Bankalar halka ödeyin derse her şey olur. 436 milyar dolar dış borç var. İçeriden dışarıdan ödeyin diye sıkıştırırlarsa ne olur? Yine sıkıntıya gireriz. 43 milyar dolar ödeme açığı var. Yüzde 20 faiz vererek bunu buluyoruz. Bunu da bulamayabiliriz.”
Kriz dönemlerinde en tehlikeli şeyin panik olduğunu vurgulayan Demirel, “Piyasaları parasız bırakmayalım” çağrısında bulundu. 9'uncu Cumhurbaşkanı, “Kara bağlamak da yanlış, bir şey olmaz demek de yanlış. Akıllı olmak zorundayız” diye konuştu.