Demirel’den açıklama

19.9.2001 tarihli Hürriyet Gazetesi'nin 16. sayfasında ‘‘Kadir Has'tan Demirel'li şov’’ başlığı ile neşrettiğiniz yazınızı okudum.Yazınızın sonunda ‘‘Üniversiteye kim karşı olabilir ki?’’ diyorsunuz.Kişi; üniversiteye karşı olmadığını, taraftar olduğunu ne ile gösterecektir?Kadir Has Üniversitesi'nin Selimpaşa Kampusu ile ilgili yazınızda üniversiteye taraftar olduğunuzu nasıl gösteriyorsunuz?Bu tesisin temeli, Cumhurbaşkanı olarak tarafımdan atılmıştır. Atıldığı zaman hiçbir hukuki engel yoktu. O günkü Belediye Başkanı ve Meclisi, 115 dönüm olan bu arsayı, 49 yıllığına; üniversite binaları yapılmak üzere tahsis etmişti. Hayırsever Kadir Has; ülkenin gençleri okusun diye, kár gayesi gütmeyen bir vakıf üniversitesini kurmaya çalışıyordu.TBMM'nin çıkardığı bir kanuna göre bu üniversite kurulmakta idi.Benim Cumhurbaşkanı olarak vakıf üniversitelerinin çoğalması, daha çok gencimizin üniversite eğitimi almasına yardımcı olunması gibi bir düşüncem ve hevesim vardı. Okuyacak olanlar; ülkenin çeşitli köylerinden gelmiş, milletimizin geleceği ve ümidi olan gençlerdi.KADİR HAS ÇIRPINIYOR10 milyon dolar sarfı ile yapılacak olan bu kampusta, 4 büyük binadan birisi yapılmış ve hizmete girmişti. Ama diğer 3 binanın yapılması engellenmişti. Ortada, yürekler acısı bir durum vardı.Sayın Kadir Has; bu tesisi tamamlamak için çırpınıyor ve hiçbir yerden destek görmediği için sızlanıyordu.Bana, ‘‘Temelini attığın tesisi gel gör’’ diye davet yaptı. Benim orayı ziyaretim, bu tesisin tamamlanmasına ve gençlerimizin bundan yararlanmasına yardımcı olacaktı. Gaye buydu.Zannettik ki, kamuoyundan destek alacağız.Siz bu olayı, ‘‘Demirel'li şov’’ olarak kamuoyuna takdim ederken, acaba kimin yanındasınız? Kampusun tamamlanmasının mı, yoksa orada yapılmış tesislerin yıkılmasının mı?Hem bu tarafın, hem o tarafın destekçisi olunmaz.Nasıl istiyorsanız, öyle vaziyet alın. Ancak kimseyi yanıltmayın!Yıllardır boş duran, ancak otlak olarak kullanılan bir arazi üzerinde binlerce gencin eğitim ve öğretim göreceği bir üniversite kampusu kurulması, arsayı vakfa veren Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi'nin hevesi ve hedefi idi. Sayın Kadir Has'ı davet edip, Selimpaşa'ya getiren de onlardı.1999 seçimlerinde bu başkan ve heyet gidip, yerine bir yenisi gelmiş ve birincisinin kararını değiştirmişse, buna herkesin bir diyeceği olmalıdır. Bu, yapıcı bir karar mıdır? Böylece, hangi kanunsuzluk ortadan kaldırılmaktadır? Yapılmış tesisi yıkmak yerine, diğerlerini de yapmak kolaylaştırılamaz mı? Sizin de bir diyeceğiniz olmalıdır. Olmalıdır ki; neyin yanında, neyin karşısında olduğunuz belli olsun.ENGELLER KONULUYORYazınızda; ‘‘Demirel'in önce yap, sonra yasalar arkadan gelsin, uydurulsun’’ anlayışına tepki gösterilmesini istiyorsunuz.Bildiğiniz gibi Demirel, Türkiye'de binlerce tesisin temeline harç koymuştur. Yasaların uygulanmasına titizlikle bağlı kalmıştır.Demirel'e izafe ettiğiniz ‘‘yasalar arkadan gelsin’’ şeklindeki ifadenize katılmak mümkün değildir.Bir şey yapmaya kalkınıldığı zaman ülkemizde birçok engeller ortaya konuluyor. Bu engelleri aşmak, çoğu kere insanları bıktırıyor. Devlet dahi, kendi bürokrasisinin ortaya koyduğu bu engellerden hep şikáyetçidir.Verdiğiniz misallerde bu durum söz konusu olmuştur. Ve sonunda, bu engeller aşılabilmiş ve söz konusu tesisler yapılabilmiştir. Bu da, ülkenin menfaatine olmuştur. Yapılmasa, daha mı iyi idi?Bugün çeşitli alanlarda gördüğümüz bürokratik engeller; yabancı sermayenin önünü kestiği gibi, Türk yatırımcısını da, başka ülkelere gitmeye zorluyor. Ayrıca Selimpaşa örneğinde görüldüğü gibi, ‘‘elimizi kolumuzu bağlamayın; hayır yapalım’’ diye çırpınan insanları da bıktırıyor.Demirel'in Selimpaşa Kampusu ziyareti; kanunsuzluk teşviki değil, şov hiç değil, müspet hizmetlerin önünü açmaya Türk kamuoyunu davetten ibarettir. En iyi dileklerimle.Süleyman DEMİREL-ANKARA‘Has olayı’ nasıl geliştiSELİMPAŞA Belde Belediye Başkanı Eşref Balaban (ANAP), dün bir basın toplantısı yaparak, Kadir Has Üniversitesi'nin durumuyla ilgili olarak şu bilgileri verdi:‘‘Kadir Has Vakfı, üniversite kurmak üzere Selimpaşa Belediyesi'nden 'semt parkı' (mera) ilan edilen 136 dönümlük yeri istiyorlar. Belediye Meclisi 3.6.1998'deki toplantısında; plan tadilatı yaparak, yeri 'üniversite alanı' ilan edip 49 yıllığına tahsis ediyor. (Belediye Yasası'na göre, belediyeler ellerindeki arazileri ihaleye çıkmadan veremiyor ve 10 yıldan fazla tahsis edemiyorlar.) Daha başından yasadışı davranılıyor. Ayrıca tahsisin neden bedava yapıldığı dikkat çekiyor. Belediye Başkanı Ahmet Yağcıoğlu, valilikten uyarılınca Belediye Encümeni, 17.6.1998'de toplanarak, 49 yıllık tahsis kararının yanına 'ayda 1000 dolar bedel' sözcüğünü ekliyor. 28.10.1998'de Belediye Başkanı Yağcıoğlu, inşaata 'belediye' adına ruhsat veriyor. 3.11.1998'de Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Yılmaz'ın da katılımıyla temel atıyor. Bu arada ileride başının derde gireceğini anlayan Yağcıoğlu, İçişleri Bakanlığı'na yazarak, bu konuda Bakanlar Kurulu kararı alınmasını istiyor. (İçişleri, bu konuya cevap bile vermiyor.) 31.12.1998'de Ömer Faruk Akıncı adlı vatandaş, Belediye Meclisi ve Encümen'in kararlarının iptali için dava açıyor. Bu arada 1999 Nisan seçiminde Yağcıoğlu aday olmuyor ve ANAP'tan ben başkan seçiliyorum. Bu arada mülkiye müfettişleri, ihbar üzerine soruşturma açıyor. Durumu inceletince geçen dönem yasadışı işlemler yapıldığını öğreniyorum. Mülkiye müfettişlerince, kamunun büyük kayba uğradığı ve tüm kararların iptal edilmesi gerektiği, işlemlerin düzeltilmemesi halinde bizim suçlu olacağımız yolunda uyarılıyoruz.8.11.2000'de binanın açılışı yapılıyor, davetli olduğu halde Sayın Demirel'in katılmaması dikkat çekiyor.Bu arada Silivri İlçe İdare Kurulu'nca, eski başkan ve meclis üyeleri hakkında, ihaleye çıkılmadan tahsis yapıldığından lüzum-u muhakeme kararı veriliyor.24.2.2001 ve 1.3.2001 tarihli Belediye Meclisi toplantılarında, geçmiş belediye meclisi ve encümeninin aldığı 'tahsis' ve 'aylık 1000 dolar' kira kararlarını iptal ediyoruz.Rektörlüğe, belediyenin zararlarını önleyecek bir sözleşme önererek, ‘‘Yoksa yeri size vermeyiz’’ diyoruz. Ancak, kabul etmiyorlar.Yasadışı işleri ortadan kaldırmak üzere yaptığımız idari kararlarımıza ilişkin yargıdan yürütmenin durdurulmasını istiyorlar, ancak kaybediyorlar. Yargı kararları hep lehimize çıkıyor. Sadece yıkım için aldığımız kararın iptali için açtıkları davanın ise esastan incelemesi sürüyor.’’HAS'A DAVA AÇACAĞIMBaşkan Eşref Balaban, daha sonra şunları anlatıyor: ‘‘Yasaya aykırı tüm işlemlerin iptal edilmesi gerekiyordu, ben de bunu yaptım. Hukukun dışında başka ne yapabilirdim ki?.. Bir beldeye üniversite yapılması çok güzel ama belediyenin trilyonluk mülkü neden bedava verilsin? Eski başkanın, bu konudaki tüm suçları af kanununa girdi, yaptığı yanında kár kaldı. İki yıl sonra yeni bir af kanunu çıkma garantisi verilsin, ben de bu suçları göz ardı edeyim. Olur mu bu? Bu arada, olayı nazik bir şekilde inceleten ve hiçbir müdahalesi, sitemi olmayan Mesut Bey'e teşekkür ederim. Ayrıca, beni ABD'deki ikiz kulelere saldıranlarla bir tutan ve 'Sayın Demirel olsaydı, hukuk mukuk dinlemez' diyen Sayın Kadir Has'a da tazminat davası açacağım.’’