Güncelleme Tarihi:
Türk sinemasının ünlü sanatçısı Uğur Yücel, evinin kapılarını ilk kez Hürriyet'e açtı
Uğur Yücel'in özel yaşamı sımsıkı kapalı bir kutudur. Eşi ünlü sinema sanatçısı Derya Alabora'nın da öyle. Bugün 15 yaşında bir delikanlı olan Can'larını kimse bilmez. Aynı biçimde ünlü ‘‘Memoli’’yle yakın akraba olduklarını da kimse bilmez. Mehmet Ali Alabora'nın babası tiyatro sanatçısı Mustafa Alabora, Derya Alabora'nın dayısının oğlu. Bir başka deyişle Memoli, Derya'nın yeğeni. Ailenin Levent'teki sarı boyalı tripleks villalarında gözlerden uzak, gösterişsiz ve de ciddi bir yaşamları vardır. Uğur Yücel özel yaşamında sahnede ya da sinemada gördüğünüz Uğur Yücel değildir. İnanılmaz ciddi, inanılmaz az konuşan, hiç gülmeyen biridir. Doğup büyüdüğü Kuzguncuk'ta çok genç yaşta kendi kendine çizdiği serüvenini yaşar Derya'sıyla, Can'ıyla. Onun içindir ki, bu söyleşimizle Uğur'u, Derya'yı, Can'ı ilk kez tanıyacaksınız. Bahse girerim, çok da şaşıracaksınız.
Sahnede utanırım
Ben utanarak çıkarım sahneye, sahnedeyken de utanırım. Bu bana sıkıntı verdi her zaman. Övgülere teşekkür edemeyecek kadar utangacım. Ben şovu para kazanmak için yaptım, yaşamımı sadece yaptığım işlerle anılmak üzerine kurdum, onun için bir skandalım yok. Uzun yıllar iş gereği o dünyanın içinde oldum ama hiç eğlenmedim, para kazandım ama insani olarak hiçbir artı değer kazandırmadı. Kendimi şov dünyasının bir parçası olarak hissetmedim. Hayat benim için dramatiktir, komik değildir.
Cem Yılmaz çok parlak
Şovmen olarak kendimi beğenmiyorum. İlk çıktığım yıllarda çok iyi taklit yapan bir adam olarak ötekilerden ayrıldım. Ben hiçbir zaman meddah da olmadım. İnsanlar aynı zamanda taklidi edilen karakterin eleştirisini de görüyorlardı. Ben papağan gibi duyduğunu taklit eden komedyen değilim. O zamanlar komedi, genellikle argo kullanılan, belden aşağılarda dolaşan bir gösteri türüydü. Komedi bir kuşakla beraber daha kritik eden, kelime dağarcığı daha geniş, boyu daha uzun şekle dönüştü. Tek kişilik gösterilerde çıtayı biraz yükselttiğimi söyleyebilirim. Kıskanç biri değilim, kıskanacak kadar tehlikeli insanlar da çıkmadı karşıma çocukluğumdan bugüne. Şimdiki gençler bu çıtayı daha da yükseltti. Mesela Cem Yılmaz çok parlak bir örnektir. Cem'i Leman'da izlediğimin ilk beşinci dakikasında onun sahneye çoktan gelmiş olduğunu gördüm. Yılmaz Erdoğan da çok başarılı. Tek kişilik gösteri ve oyunların ağababası ise Ferhan Şensoy'dur.
TSE tipi politikacı ortadan kalkacak
Türklerin ‘‘Bir Teselli Ver’’le başlayan kendi özdeğerleriyle buluşma süreci, Turgut Özal'la birlikte yükseliş noktasına geldi, şimdi inişle finale gidiyoruz. Bundan sonraki kuşak artık milli formayla dolaşmayacak, uluslararası forma giyecekler. Çünkü artık hayat sabah kalktığı zaman sadece Türk olmakla başlamayacak. Bir adamın dünyanın başka bir ucundaki adamla yüzyüze gelmesi artık saniyelerle ölçülüyor. Amerikalı bir gençle benim oğlumun kullandığı dil çok aynı. Bu bilgi dili içine bizim siyasi liderleri yerleştiremezsiniz. Fraklı, papyonlu, halktan uzak devlet adamı tiplemesinin yerine, birdenbire halk ‘‘Bir dakika, benim türkücüm çıktı’’ dedi. Ülkenin ilk İbo'su, ilk Gencebay'ıdır Süleyman Demirel. Ondan sonraki yıllarda Robert Kolej'i bitirmiş, İngilizce konuşuyor diyerek Ecevit'le övündük. Özal kusturucu boyutlarda bir sosyal kültür bıraktı. Ama artık TSE tipi politikacı kalmayacak, eski kumaşları giymeyeceğiz. Türkiye'de bir şeyler ekşidi artık, buzdolabı iyi soğutmuyor, her şeyi değiştirmek gerek.
Diyete rağmen 80 kiloyum
Taklidi yapılacak siyasi kalmadı, Ecevit'i, Bahçeli'yi nasıl yapacaksın? Erbakan, Erdal İnönü, Süleyman Demirel, bak suratlarına ağzının suyu aksın.
Bizden en beğendiğim sinema oyuncusu Şener Şen'dir. Kadınlardan ise son dönemlerde eşim Derya Alabora ile Zuhal Olcay'ı beğeniyorum. Ama hálá her ikisinin de kanlarını harekete geçirecek projelerle karşılaştıklarını sanmıyorum.
Dünyada en beğendiğim sinema sanatçısı Marlon Brando. Yenilerden ise Sean Penn'i çok seviyorum.
İçe kapanık bir dünyada yaşıyorum. Çok kalabalık arkadaş grubum yok, beş tane sık görüştüğüm arkadaşım var. Bunların çoğunluğu sanat dünyasının dışındandır.
Çin yemeği yapmakta ustayımdır. Ayrıca çok değişik soslarla, çok iyi makarnalar hazırlarım.
Diyet hayatımın bir parçası ama, yine de 80'den aşağı inemiyorum. Bir ara 94 kilo oldum.
Vurmalı çalgılarla uğraşmayı profesyonel noktaya geldiğimde bıraktım. Can Kozlu ve Orhan Topçuoğlu'ya birlikte trio yapmıştık. Özellikle Brezilya vurmalı sazlarını çok severim. Evde daha çok caz müziği dinlerim.
Bir ara çok resim topladım. Komet var, ayrıca Bedri Baykam, Abidin Dino, Tayfun Erdoğmuş ve Arda Güler'in eserleri var.
TRT için bir macera dizisi hazırlıyorum, ocak ayında başlayacak.