Demek iş dekanlara düştü
Güncelleme Tarihi:
Turan YILMAZ / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2008 00:00
Başbakan Erdoğan, Yargıtay Başsavcısı’nı savunan bir bildiri yayınlayan hukuk fakültesi dekanlarını eleştirerek, "Ne kadar güzel, demek iş size de düştü. Şimdi içinizdekileri ortaya koyuyorsunuz" dedi. Erdoğan, Ergenekon gözaltıları içinse "Hukuk devletinin çetelerden arınmasını önemsemeyebilirler. Ama biz hedeflerimizden geriye tek adım bile atmayacağız" diye konuştu.
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, partisinin il başkanları toplantısında AKP’ye kapatma davası açan Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’yı savunan hukuk fakültesi dekanlarını "İş dekanlara mı düştü?" diye eleştirdi. Erdoğan, Ergenekon gözaltıları içinse "Kemikleşmiş önyargılara sahip olabilirler, hukuk devletinin çetelerden arınmasını önemsemeyebilirler. Ama biz Türk milletinin hukukunu korumak için bu hedeflerimizden geriye tek adım bile atmayacağız" diye konuştu. Erdoğan, "Ben, ’demokratik mücadele yolları açık tutulmalı, katı defans uygulanırsa onları da dağa gönderirsiniz, dokunulmazlığı kaldırmak doğru olmaz’ dedim. Silah ve şiddet yerine Anayasal sistemde demokratik siyaset yapanlara kapıları kapatmamak gerektiğini de belirttim. Bunu başarmak da siyasetçilerin görevidir" dedi. Erdoğan, şunları söyledi:
BAYKAL’IN O GÜNDEN BİR BİLDİĞİ Mİ VARDI
Baykal, 28 Ocak’ta, bir kehanette bulunarak, ’türban düzenlemesi önemli siyasi gelişmelere yol açacaktır’ diyordu. Baykal’ın o günden bir bildiği mi vardı? Baykal, bileğini bükemedikleri için siyaset dışı yollardan mı medet umuyor? Bunu daha önce de denediniz. Böyle özlemler içinde olmak yerine siz de çalışın, milletin teveccühünü görürsünüz. Millet durumunuzu ’Kıskanma ne olur, çalış senin de olur’ diye anlatıyor.
NE GÜZEL BİLDİRİ HAZIRLIYORLAR
Fakülte dekanları da bildiri yayınlıyor. Ne kadar güzel, demek iş size de düştü. Şimdi içinizdekileri ortaya koyuyorsunuz. Türkiye kazanacaksa biz kaybetmeye hazırız. Ama bunun böyle olmadığını gizli gizli sevinenlerin mahcubiyetinden de anlarsınız. Demokrasi zedelenir, milli irade güç kaybeder, demokratik ve ekonomik kazanımlar kaybedilirse bunu dünyaya nasıl izah ederiz? Ülkenin itibarını, kalkınmasını düşünmek sadece bizim görevimiz midir? Ülkenin krizlerle anılmasını sağlamaya kimin hakkı var?
HUKUKUN ÇETEDEN ARINMASI ÖNEMLİ
Kemikleşmiş önyargılara sahip olabilirler, ülkenin itibarının yükselmesini, AB’ye girmesini, siyasetin normalleşmesini, krizlerin bitmesini, toplumsal barışın güçlenmesini, hukuk devletinin çetelerden arınmasını önemsemeyebilir. Ama biz Türk milletinin hukukunu korumak için bu hedeflerimizden geriye doğru tek bir adım bile atmayacağız. Sorumluluk duygusundan hiçbir zaman uzaklaşmayacağız, bizim anlayışımızda öteki yoktur, kimse AKP’nin zümre, bölge, mezhep, meşrep siyaseti güttüğünü söyleyemez.
ÇOĞUNLUĞU KENARA İTME HAKKIMIZ YOK
Azınlığın hukukunu korumak çoğunluğun hukukunu korumak kadar önemlidir. Ama çoğunluğu bir kenara itme hakkına da kimse sahip değildir. Demokrasi, çoğunluk istibdadı değildir, bunu böyle söyleyenler azınlık tahakkümünü de savunuyor olmasınlar sakın. Yalnız bırakıldığımız, demokrasi imtihanına tek başımıza girdiğimiz dönemler oldu, ama hepsinden alnımızın akıyla çıktık. Bugün yeni bir imtihanın eşiğindeyiz, inşallah bundan da yüzümüzün akıyla çıkacağız. AKP ’ne yapacak’ deniyor? Hukuka, demokrasiye, millet iradesine sadakatle bağlı kalacak.
61’di 62 olsun
BAŞBAKAN Erdoğan, dün örgütüne seslenirken Nisa Suresi’nin 43. ayetine atıf yaptı. Erdoğan, Baykal’ın, DTP’yle ilgili kapatma davasına sessiz kaldığı eleştirilerini yanıtlarken, "Ey iman edenler, siz sarhoş iken, ne dediğinizi bilene kadar namaza yaklaşmayın" ayetinden söz etti. Erdoğan şöyle dedi: "Bir fıkra var ya, ’namaza yaklaşmayınız’. Başını söylemiyor. Sadece orasını cımbızlayıp alıyor. Başında ne var? ’sefir halindeyken, sarhoşken, alkollüyken oraya yaklaşmayın.’ Herhalde bu da laikliğe aykırı değildir. Fıkra bu. 61’di, 62’de bu oldu. Nasıl olsa yola çıkıldı." Erdoğan’ın, atıf yaptığı ayetten ’fıkra’ olarak bahsetmesi dikkat çekti. Erdoğan, daha önce de Araf suresine atıf yapmıştı.
BAYKAL’IN O GÜNDEN BİR BİLDİĞİ Mİ VARDI
Baykal, 28 Ocak’ta, bir kehanette bulunarak, ’türban düzenlemesi önemli siyasi gelişmelere yol açacaktır’ diyordu. Baykal’ın o günden bir bildiği mi vardı? Baykal, bileğini bükemedikleri için siyaset dışı yollardan mı medet umuyor? Bunu daha önce de denediniz. Böyle özlemler içinde olmak yerine siz de çalışın, milletin teveccühünü görürsünüz. Millet durumunuzu ’Kıskanma ne olur, çalış senin de olur’ diye anlatıyor.
NE GÜZEL BİLDİRİ HAZIRLIYORLAR
Fakülte dekanları da bildiri yayınlıyor. Ne kadar güzel, demek iş size de düştü. Şimdi içinizdekileri ortaya koyuyorsunuz. Türkiye kazanacaksa biz kaybetmeye hazırız. Ama bunun böyle olmadığını gizli gizli sevinenlerin mahcubiyetinden de anlarsınız. Demokrasi zedelenir, milli irade güç kaybeder, demokratik ve ekonomik kazanımlar kaybedilirse bunu dünyaya nasıl izah ederiz? Ülkenin itibarını, kalkınmasını düşünmek sadece bizim görevimiz midir? Ülkenin krizlerle anılmasını sağlamaya kimin hakkı var?
HUKUKUN ÇETEDEN ARINMASI ÖNEMLİ
Kemikleşmiş önyargılara sahip olabilirler, ülkenin itibarının yükselmesini, AB’ye girmesini, siyasetin normalleşmesini, krizlerin bitmesini, toplumsal barışın güçlenmesini, hukuk devletinin çetelerden arınmasını önemsemeyebilir. Ama biz Türk milletinin hukukunu korumak için bu hedeflerimizden geriye doğru tek bir adım bile atmayacağız. Sorumluluk duygusundan hiçbir zaman uzaklaşmayacağız, bizim anlayışımızda öteki yoktur, kimse AKP’nin zümre, bölge, mezhep, meşrep siyaseti güttüğünü söyleyemez.
ÇOĞUNLUĞU KENARA İTME HAKKIMIZ YOK
Azınlığın hukukunu korumak çoğunluğun hukukunu korumak kadar önemlidir. Ama çoğunluğu bir kenara itme hakkına da kimse sahip değildir. Demokrasi, çoğunluk istibdadı değildir, bunu böyle söyleyenler azınlık tahakkümünü de savunuyor olmasınlar sakın. Yalnız bırakıldığımız, demokrasi imtihanına tek başımıza girdiğimiz dönemler oldu, ama hepsinden alnımızın akıyla çıktık. Bugün yeni bir imtihanın eşiğindeyiz, inşallah bundan da yüzümüzün akıyla çıkacağız. AKP ’ne yapacak’ deniyor? Hukuka, demokrasiye, millet iradesine sadakatle bağlı kalacak.
61’di 62 olsun
BAŞBAKAN Erdoğan, dün örgütüne seslenirken Nisa Suresi’nin 43. ayetine atıf yaptı. Erdoğan, Baykal’ın, DTP’yle ilgili kapatma davasına sessiz kaldığı eleştirilerini yanıtlarken, "Ey iman edenler, siz sarhoş iken, ne dediğinizi bilene kadar namaza yaklaşmayın" ayetinden söz etti. Erdoğan şöyle dedi: "Bir fıkra var ya, ’namaza yaklaşmayınız’. Başını söylemiyor. Sadece orasını cımbızlayıp alıyor. Başında ne var? ’sefir halindeyken, sarhoşken, alkollüyken oraya yaklaşmayın.’ Herhalde bu da laikliğe aykırı değildir. Fıkra bu. 61’di, 62’de bu oldu. Nasıl olsa yola çıkıldı." Erdoğan’ın, atıf yaptığı ayetten ’fıkra’ olarak bahsetmesi dikkat çekti. Erdoğan, daha önce de Araf suresine atıf yapmıştı.