Delil, virüsten

Güncelleme Tarihi:

Delil, virüsten
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2011 00:00

Gazeteci Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın tutuklanmalarının en önemli delili olan “Ulusal Medya 2010” isimli dosyanın Odatv’deki bilgisayara virüs programıyla dışarıdan yüklenen ve aynı anda kendini sildiği için kullanıcı tarafından okunması mümkün olmayan bir klasör olduğu iddia edildi. Yalçın’ın Avukatı Feza Yalçın, “O belgenin suçlama yaratmak amacıyla gönderildiği, diğer 10 belgenin ise ders notu ya da dizi senaryosu olduğu ispatlandı” dedi.

ODATV’nin sahibi, gazeteci-yazar Soner Yalçın’la internet sitesinde çalışan Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, dün saat 03.30’da tutuklandı. Tutuklamaların en önemli delili olan “Ulusal Medya 2010” isimli bir dosyanın Odatv’deki bilgisayara virüs programıyla dışarıdan yüklenen ve aynı anda kendini sildiği için kullanıcı tarafından okunması mümkün olmayan bir klasör olduğu iddia edildi. Sanık avukatlarının durumu aktardığı Nöbetçi 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Mehmet Erdoğan ‘Bu teknik bir konu, beni aşar. Bunu itirazınızda kullanın’ dedi. Avukat Feza Yalçın, sorgu safhasında haberdar oldukları bu klasör hakkında yaşananları şöyle anlattı:

20 sayfalık ‘Ulusal Medya 2010’ dokümanı

“Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan bilgisayarlarında bulunan 20 sayfalık Ulusal Medya 2010 adlı doküman ve 10 başka dokümanla suçlandılar. Doküman 28 Eylül 2010’da oluşturulmuştu. Terkoğlu ve Pehlivan bu dokümanı daha önce hiç görmediklerini söylediler. Soner Yalçın’ın sorgulamada olduğu süreçte 4 saat boyunca Odatv bilgisayarları uzman bir bilgisayarcıya taratıldı. Ulusal Medya 2010 isimli belgenin suçlama yaratmak amacıyla gönderildiği, diğer 10 belgenin ise ders notu ya da dizi senaryosu olduğu ispatlandı.”

Uzman: Yaratılmış aynı anda silinmiş

Odatv’deki bilgisayarları inceleyen uzman şu ifadeleri aktardı:

“Sabit diskde, ‘Lost&Found’ adlı silinmiş gizli bir klasör bulundu. Bu klasör, 28.09.2010 saat: 11:54’te yaratılmış ve aynı anda silinmiş. Lost&Found adlı klasör otomatik oluşturulmuş bir klasördür. Mac OS veya Linux sistemleri tarafından oluşturulur. Windows XP sistemleri tarafından kesinlikle yaratılamaz. Ayrıca yine aynı klasör 20.12.2010 saat: 09:46 tarihinde yeniden yaratılıp içindeki dokümanlarla birlikte aynı anda yeniden silinmiştir. Kullanıcının bu klasöre erişimi kesinlikle mümkün değildir. Bu klasörün ve içindeki dokümanlardan yaratılma ve silinme aynı anda olduğundan, kullanıcının müdahale olanağı yoktur. Bu klasör ve dosyanın yaratılma işlemi ancak trojan virüs programı ile makineye izinsiz girişi usulüyle mümkündür. Makinenin genel kullanım odasında ve kablosuz ağ bağlantısı üzerinden internete devamlı bağlı olması nedeniyle, bu belge ve dokümanın kimin tarafından yüklendiği tespit edilmesi mümkün değildir.”

Herkesin başına gelebilir

ODATV Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun avukatı Hüseyin Ersöz, “Odatv’deki bilgisayarlardan bir tanesine gönderilmiş olan bir spam virüs e-postası, o bilgisayarda birtakım dosyalar bırakmıştır. Bunları teknik incelemeyle biz ortaya çıkardık. Bilgisayar kullanan herkesin başına gelebilir” dedi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde gazetecilere açıklama yapan Hüseyin Ersöz şunları söyledi: “Elektronik posta bilgisayara girip belgeleri bıraktıktan sonra bir saniye bile kalmaksızın imha oluyor. Dijital terör olarak adlandırabileceğimiz husus. (Belgelerin içeriğine yönelik sorular üzerine) Soruşturma gizli. Bunlardan bahsedemiyorum. Bunlar, tam sayfa word belgesi düşünün, bu belgenin dörtte biri ya da üçte biri uzunluğundaki yazılar. Bu yazılarda bazı gazetecilerin isimleri geçiyor. Gündemle ilgili olarak, Mısır olaylarıyla ilgili kitap yazmaları bilgileri yer alıyor. Bazı gazetecilerin, Fethullah Gülen cemaatiyle ilgili yaptığı haberler ve kitaplar, bu dijital dokümanların bazılarını oluşturuyor. Kolayca ulaşabileceğiniz kitaplar ve herkesin evinde vardır.”

Belgeleri hacker gönderdi

NTV’de Ruşen Çakır’ın hazırladığı Yazı İşleri programına telefonla katılan Odatv Yayın Koordinatörü Doğan Yurdakul, Soner Yalçın’ın tutuklanmasına neden olan belgenin bilgisayar korsanları tarafından gönderildiğini öne sürdü. Yurdakul şunları söyledi: “Arkadaşlar dijital korsanlık yoluyla üretilmiş bir delil nedeniyle tutuklandılar. 28 Kasım 2010’da ofisimizdeki bilgisayara spam yani virüslü bir dosya gönderiliyor. Virüs tarama programı siliyor. Dosya bilgisayarımızda kalıyor. 30 sayfalık Ergenekon’la ilgili bir dosya. Arkadaşlar bu dökümanın çıktısı mahkemeye verilerek tutuklandılar. Savcılık bunun ne şekilde bizim bilgisayarımıza girdiğinin izahını vermiyor. Avukatlar, teknik arkadaşlarla araştırıp o dosyayı bulup mahkemeye götürdüler ve hâkime görüntülü olarak da sundular. Mahkeme hâkimi, ‘Bu teknik bir konu, beni aşar. Bunu itirazınızda kullanın’ dedi.

Yazmadığım şeye ne diyebilirim ki

SONER Yalçın’a sorgusu sırasında savcılıkta bilgisayarlarında bulunan notlar da soruldu. Notlarda, İstanbul Adliyesi ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki polis şeflerinin tümünün Fethullah Gülen cemaati mensubu gibi gösterilmesi gerektiğine dair manifestolar olduğu ileri sürüldü. Soner Yalçın, “Bu notlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Ne diyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Gülüyorum. Komik. Samanyolu TV’de yayınlanan dizilerin senaryoları kadar berbat. Kendi yazmadığım bir şeye ne diyebilirim ki.”

Yıldırım’la aynı koğuşta

Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu tutuklandıktan sonra Silivri Cezaevi’ne gönderildiler. Yalçın ve Pehlivan, Silivri 4 Nolu Cezaevi’nde Ergenekon soruşturmasının başında tutuklanan emekli Astsubay Oktay Yıldırım’la aynı koğuşa konuldu. Yıldırım, Ergenekon soruşturmasının başlamasına neden olan Ümraniye’deki bir gecekonduda ele geçirilen el bombalarının sahibi olduğu iddiasıyla tutuklanmıştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!