Deli demesinler diye akıl sağlığı raporu aldım

Ali Elmalı ilginç bir insan... Bir yandan ünlülere tweet’ler atıp adını “pop mutasavvıf”a terfi ettirirken, diğer yandan “üç harfliler”den burçlara kadar geniş bir yelpazede fikir beyan ediyor. Üstüne üstlük dini konularda bilinmeyenlere takmış kafasını. Zaten kitabında da Allah’ın gizli isimlerinden yola çıkarak bu isimlerin kosmosla ilgisinden bahsediyor.

“Bu konular beni aşar” diyecektim ama muhabbet koyulaştıkça Elmalı’nın alışılmadık kehanetleri, ezber bozan iddiaları ilginç geldi, sizlerle paylamak istedim. “İzzet de mi uçtu” diyorsanız hatırlatayım; uçan ben değilim. “Elçiye zeval olmaz” derler ya; benimki işte o hesap...

* Önce senin hikayenden başlayalım Ali. İsviçre’de kimya fabrikasında çalışırken, bir anda ne oldu da böyle bir kitap yazmaya karar verdin?

- 60’lı yıllarda aşçılık yapmak için gurbete, İsviçre’ye giden bir babanın oğluyum. Üç erkek kardeşiz, bir de ablamız var. 18 yaşına kadar ailemle oturdum, sonra ayrıldım. Kendimi hiçbir zaman nedense ailemden bir parça olarak görmedim. Okulu bitirdikten sonra işçi olarak bir kimya fabrikasına girdim. Sıradan bir Avrupalı genç nasıl yaşıyorsa, benim de hayatım öyleydi.

* Tabirimi mazur gör “vahiy mi geldi” de başka alemlerle ilgilenmeye başladın?

- 24 yaşımda rüyalarımda yaşanacak olayları, yakınlarımın başına gelecekleri görmeye başladım ama kimseye anlatamıyordum. Dört yıl sonra, hiç unutmam bir cuma akşamı arkadaşlarla akşam buluşmak üzere evlere dağıldık.

* Alemlere mi akacaktınız?

- Aynen öyle. O gece içip eğlenecektik işte... Ama eve gidince üzerime bir ağırlık çöktü. Biraz uzanayım dedim; uykuya dalmışım. Rüyamda gökyüzünden gelen kocaman bir Kuran-ı Kerim ve etrafında altı, yedi kanadı olan melekler gördüm. O zamana kadar Kuran’la da İslam’la da hiçbir alakam yoktu.

İNSANLARA BAKTIĞIMDA RUHLARINI GÖRÜYORUM

* “Bir rüya gördüm ve hayatım değişti” mi diyorsun?

- Düşün, o zamana kadar besmele bile çekmemişim. Rüyamda sağ yanımdan bir ses “oku” dedi. “Ben Arapça bilmiyorum, okuyamam” diye cevap verdim. “Ağzını aç” cümlesiyle bir baktım ki Kuran’ın tüm harfleri, kelimeleri ağzımdan içeriye girmeye başladı. Boşluktan düşüyormuş gibi bir hisse kapıldım; besmele çekerek yataktan fırladım. Sesin geldiği taraftaki köprücük kemiğimin çökük olduğunu fark edip hemen doktora gittim. Biliyor musun hâlâ eğik ve çöküktür o kemik.

* İlk besmeleyi 28 yaşında çektin yani...

- Açıkçası öyle oldu. Bu arada insanlara baktığımda onların ruhunu görmeye başladım. Ne sıkıntıları var, nasıl bir hayat yaşıyorlar, hepsini yüzlerinden okuyabiliyordum.

* “Oynatmaya az kaldı, doktorum nerede” durumları mı?

- (Gülüyor) Bu kitabı yazmaya başladığımda bana deli diyeceklerini biliyordum. O yüzden ilk iş olarak, İsviçre’de tam teşekkülü bir hastaneden akıl sağlığı raporu aldım.

* Eşeği sağlam kazığa bağladın yani...

- (Gülüyor) Sonra da “Ali oğlum başına bir şey gelir, kaza falan geçirirsin, en iyisi sen otur şu bildiklerini yaz” dedim; başladım yazmaya...

* Bunca alim ulema varken, sana mı düştü Ali bunları anlatmak?

- Marx insanların adil yaşamasını tarif için oturmuş bin sayfalık Kapital’i yazmış. Peygamber Efendimiz ise tek bir cümlede “Komşun açken, sen tok yatma” diyerek bunu rafine etmiş. Evet, benden çok daha bilgili olanlar, bin kat daha fazla araştırmış olanlar vardır ama İslam, ilham dinidir. Ben de gelen bu ilhamı paylaşmak için anlatmak zorundaydım.

MUTLU EVLİLİĞİN SIRRI AYRI ODALARDA UYUMAKTA

* İmam nikahını artık gerekli bulmadığını söyledin, peki sana göre mutluluğun sırrı ne?

- Kadınların enerji perdesi erkeklere göre daha yüksek, daha geniştir. Şeytan, kadının enerji perdesine daha kolay girebildiği için uyku esnasında kadının üzerinden, erkeğin bütün enerjisini çalar. Bu yüzden sabahları erkekte bir yorgunluk, gerginlik olur.

* Kadın, sevdiği adamın enerjisini neden çalsın ki anlamadım?

- Çünkü kadınlar kocalarına geceleri aşırı derecede atom ve molekül yüklerler. Peygamberimiz de, Osmanlı sultanları da geceleri hanımlarının yanına gider ama onlarla uyumazlardı. Birlikte yatan çiftlerden kadın sabah mayışmış, erkek ise gergin kalkar. Eğer uzun ve sağlıklı bir evlilik istiyorsanız, benden size tavsiye yataklarınızı ayırın.

KİMSEYİ KÖTÜLEMEM AMA ELEŞTİREBİLİRİM

* İslam bilgin o kadar engin mi ki bugüne kadar birçok hocanın anlattıklarını yerle bir ediyorsun?

- İslam’ı, Allah’ı, Peygamber’i anlatan kimseyi kötülemem. Ben kendimi alim görmem, ilmi bilgisi benden kat kat fazla olan Cübbeli Ahmet Hoca gibi birçok hocamız var.

* Acaba o hocalar senin hakkında ne düşünüyor?

- Orasını bilemem ama şu da unutulmasın, bilginin hazinesi Allah katındadır. Ve ilhamın sahibi Allah’tır. Mesela bir anne, evladının başına bir şey geleceğini sezebilir. Yani ilham kapısı herkese açıktır. Tabii bir de insanın söyledikleri, yaptıkları birbirini ne kadar tutuyor ona bakmak lazım. Kendim için şunu söyleyeyim, ben bilgimden çok sezgime, bana verilen ilhama güvenirim.

ATATÜRK PEYGAMBER SOYUNDAN GELİYOR

* Bugüne kadar söylenmemiş ne var senin tezlerinde, pardon ilhamında?

- Örneğin ben biliyorum ki bizim Peygamberimiz Arap değildi, Fars’tı. Biliyorum ki konuştuğu dil de Farsça’ydı. Farslar aslında İranlı değil Türk’türler. Bak herkesten saklanan bir şey söyleyeceğim sana, Mustafa Kemal Atatürk de Fars’tır. Soyu da peygamber soyuna dayanır.

* Fazla iddialı olmadı mı? Kim saklıyor ki bunu?

- Şimdiki ulema söyleyemez bunu ama devletin arşivlerinde var. Gazi Mustafa Kemal yaptıklarıyla gerçek bir evliyadır. Kabe’ye sahip çıkan, ileriyi görebilen bir komutan boşuna mı yapmıştır bütün bunları? Zamanı bekleniyordur herhalde açıklanmak için...

* İlla “insanların ezberini bozacağım” diyorsun...

- Biraz daha bozayım o zaman... Arap ve İngiliz işbirlikçilerin emriyle Atatürk öldürüldü. Mustafa Kemal’in katili de 32. dereceden bir Bulgar masonudur.

* Bu iddianın altında yatan temel sebep ne?

- Suudiler 1926 yılında sınırları dahilindeki tüm mezarları yıkıyordu. Atatürk, sıranın Hz. Muhammed’in kabrine geldiğini öğrenince Suudi Kralı’na bir telgraf çekerek “Eğer tek bir taşına bile dokunursanız, ordumu oraya gönderirim” demiş. Bunun üzerine Suudi’ler, Kabe’ye dokunamamış.

VAAT EDİLMİŞ TOPRAKLAR

* Peki o telgraf nerede şimdi?

- Yok edilmiş ama bu konuda İstanbul’da adını ve yerini söylemeyeceğim bir caminin duvarının içinde, Atatürk’e ait ve bizzat kendisinin sakladığı çok gizemli kitabelerin olduğunu biliyorum. Onlar gün yüzüne çıktığında her şey de ortaya çıkmış olacak. Bunu da en iyi bilen Aytunç Altındal’dı, nur içinde yatsın rahmetli. Bak şimdi ben de sana bir şey sorayım, hani meşhur Truva Atı vardır ya, kimindir o sembol İzzet?

* Odysseus’un mu?

- Hayır, Truva atı Horasan Türkleri’nin sembolüdür. Bu uzun bir konu ama atalarımızın ok kullanma ve at binme ustalığı, Anadolu’yu atlarıyla fethetmiş olmaları, en büyük kanıtıdır. Truva atı zamanla masonlar tarafından bizden çalınmıştır. Sen onu bırak da vaat edilmiş kutsal topraklar neresidir?

* Röportaj iyice zıvanadan çıktı. Kendin pişir kendi ye gibi sorup kendin cevaplıyorsun...

- Tamam, tamam ama şu kadarını söyleyeyim ne Kudüs, İsrail vaat edilmiş topraklar; ne de Mekke, Medine kutsal topraklardır. İkisi de peygamberlerin anayurdu, Anadolu’dur.

* Bunu neye dayanarak söylüyorsun?

- Kuran’da büyük peygamberler olarak bilenen Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in Güneydoğu Anadolu’da yaşadığı bilinir. Hatta 12 imamın da çoğu bu topraklarda vefat etmiştir.

KAHVEYMİŞ, KAĞITMIŞ BUNLAR BOŞ ŞEYLER

* Herhangi bir mezhebe ya da cemaate mensup musun?

- Hayır değilim. Tüm peygamberlerimize eşit derecede bağlı ve saygılıyım. Bugün İslam aleminde Muhammed Efendimiz kadar şerefli, Hz. Ebubekir gibi adaletli, Hz. Ömer gibi savaşçı, Hz. Osman gibi okuyup hafız olmaya gayret eden, Hz. Ali gibi ilim eğitim tahsil eden bir insan daha var mı ki?

* Araştırmacı mısın, falcı mı, büyücü mü? Anlamadım nesin arkadaş sen?

- Hem hiçbiri, hem de hepsi. İnsanlar kahvelere, kağıtlara, suya falan bakıyorlar ya fal için, ben insanların yüzlerine bakarım. Her insanda üç semavi dinin peygamberinden izler vardır. Eğer size bunları görme ilhamı, ilmi verilirse kahveymiş, kağıtmış bunların hepsinin boş şeyler olduğunu anlarsınız.

* İnsanların yüzüne bakıp her şeyi okuyorum dedin. Hiç tereddüt ettiğin, korktuğun olmadı mı?

- Olmaz mı? 12 yıldır yaşıyorum bu duyguyu. Birçok insanın algıları, sezgileri, korkuları var. Cenab-ı Hak kimine yüzde 50, kimine yüzde 5 algılama gücü verir. Yüzde 100 güç sadece peygamberlerde mevcuttur.

* Fal bakmak dinimizde günah değil mi?

- Geleceği söylemek gayb, fal bakmak bilinmeyendir. Kuran’da geçen fal oklarıyla bakılan falla, bildiğimiz fal aynı değildir.

* Fal okları derken?

- Bahisten bahsediyorum. Günah olan bugün devletin resmen izin verdiği loto, toto, Milli Piyango gibi kumar araçlarıdır.

HAVA KARARDIKTAN SONRA SAKIN FAL BAKTIRMAYIN

* Sen fal bakıyor musun peki?

- Fal bakmıyorum, hesap yapıyorum. Kahve yoluyla Allah sana bilgi vermez ama gözünde perde olmayan insanlar, sezgileriyle sizi bilgilendirebilir. Bunun da ancak yüzde 30’u doğrudur.

* Tarot baktırmak günümüzde çok moda...

- İskambil de, tarot da sezgilerden beslenirler ama hem rahmani, hem şeytani boyutları vardır. Tarot bakanın yüzde 80’i daha çok şeytani tarafa kayar çünkü oradaki sembollerin hepsi şeytani sembollerdir. Bu arada benden tavsiye, siz siz olun hava karardıktan sonra fal baktırmayın.

* Neden?

- Diğer varlıklarla insan alemlerinin birbirlerine karıştığı saatler olduğu için tehlikelidir. Çünkü o varlıkları rahatsız edebiliriz.

* O zaman faldan çıkıp burçlara gelelim...

- Burçlar insanoğlu üzerinde Hak’tır ve etkisi yüksektir. Astroloji ilmi inkar edilemez çünkü alemleri kabul etmemek Kuran ile üç büyük semavi dine karşı gelmek olur.

* Peki herkesin korktuğu “üç harfliler”?

- Bu mahluklar her muhitte, evde ve caddede tıpkı bizim gibi yaşar, evlenir, ölürler. Para elementleri olan soğan ve sarımsak kabuklarını evinizde yakmamanızı bilhassa tavsiye ederim. Kazaya, belaya, kötülüklere sebep olur.

YILDIZ KAYMASI MELEKLERİN ŞEYTAN VE CİN TAŞLAMASIDIR

* Şimdi gelelim halk arasında çok merak edilen sorulara... Rüyalar ne işimize yarar?

- İki tür rüya vardır; müteşabih ve tevil... İlki yorumlanabilir, insanların benliğine yüklenmiş metafizik kodlardır. Tevil ise Allah katından gelen derin bilgilerdir. Rüyada görülenleri başka manada yorumlayarak mecazi anlamının üzerinde durmaktır ki günümüz siyasi liderleri bile bu şekilde rüyalardan mesaj almaya çalışırlar.

* Her rüyayı hatırlamıyoruz, bu durumda bazı mesajları kaçırıyor muyuz?

- Rüyaların şer ve hayır noktaları vardır. Şer olanları hatırlamıyoruz diye üzülmeyin. Bunun aslında bize faydası bile dokunur.

* Yıldız kaydığında tutulan dileklerin gerçekleştiği rivayet edilir...

- Yıldız kayması, meleklerin şeytan ve cinleri taşlamasından başka bir şey değildir. Hatta yıldızların, Mülk ve Cin surelerinde gayba dair haber çalmak için göğe yükselen cinlerin kovalanmasında taşlama aracı olarak kullanıldığından söz edilir.

* Vay be demek ki yıllarca bizi göktaşı diye kandırmışlar... Neyse... Şişmanlık günah mı?

- Günahın ve haramın ne olduğunu iyi bilmek lazım. Eğer metabolik bir sorundan kaynaklanmıyorsa şişmanlık günah değil, haramdır. Dünyanın yarısı aç, diğer yarısı da diyet yapıyor. Asıl tezat burada, asıl sıkıntı bu...

* Estetik yaptırmak caiz midir?

- Evet günah değildir, caizdir. Mesela benim burnumda et vardı ve rahatsız ediyordu, aldırdım. Bizi rahatsız eden bir şeyi tedavi ettirmek, düzelttirmek neden yasak olsun?

* Hepimiz birer çakma Harry Potter olup astral seyahate çıkabilir miyiz?

- İsra suresinden bazı esmaları okuduğunuz zaman astral seyahate çıkabilirsiniz. Cenab-ı Hak, “Gece yarısı gelirim, sizlerin ruhlarınızı teslim alırım ve sabah tekrar teslim ederim” der. Astral seyahat İslamiyet’te “tayy-i mekan” olarak vurgulanır. Ama tasavvufçular ve alimler anlamadığı için “İslamiyet’te yoktur” derler.

HERKES DÜNYAYA GÜNAHKAR OLARAK GELİR

* Ameliyatla cinsiyet değiştirmeye nasıl bakıyorsun?

- Erkek olarak doğan biri kendini kadın gibi hissediyorsa, ameliyat onun doğal hakkıdır. Ona ne bir alimin, hocanın, ne de diyanetin söyleyebileceği bir kelam vardır. Kaderinde ne yazılmışsa ona iman etmek zorundadır. Bizlere de bu durumdaki insanları yargılamak düşmez.

* Buna eşcinseller de dahil mi?

- Herkes dünyaya günahkar olarak gelir. Boşuna birbirinizi yargılamayın. Zaten Allah hepimizi bir gün yargılayacak. Allah birini yaşatıyor, hayat ve rızk veriyorsa O’nun işine karışmak olmaz.

ŞU AN EN BÜYÜK CİN GÜCÜ İSRAİL'DE

* Hamurunda lokman hekimlik de var. Twitter’da şifalı bitkiler de tavsiye ediyorsun...

- Bitkiler olmasaydı modern tıp gelişemezdi. Bugün başta kanser olmak üzere birçok hastalıkta yine bitkiler devreye giriyor. Reishi mantarını duydun mu? Eskiden Anadolu’da da vardı ama yok ettiler. Sana çok önemli bir konudan bahsedeceğim...

* Eyvah yine açılıyor Pandora’nın Kutusu...

- Bu konu dünya kamuoyuna yansımadı, ilk kez burada konuşuyor olabiliriz. Kemoterapi neden sadece İsrail’de uygulanmıyor biliyor musun? Dünyada sadece iki şeyin; genetik bilimi ve bütün bitki tohumlarının hammaddesi orada. Hitler’in Yahudiler’e uyguladığı soykırımı, bugün İsrail tıp üzerinden kendi dışındaki bütün ülkelerde uyguluyor. Kemoterapi, hücreyi öldürmek demektir ve bir tek İsrail’de kullanılmamaktadır.

* Tıpla dünyaya soykırım uygulanıyorsa, mistik güçlerle savaş da yapılabilir...

- Yapılmadığını mı zannediyorsun? Şu an en büyük cin gücü İsrail’de. Kabala’yı çok iyi kullanıyorlar. İsrail’de yaşayan hiçbir insan yoktur ki üç tane isim taşımasın. Neden üç isimleri var biliyor musun? Çünkü 21 rakamı onlar için çok kutsaldır.

* Haydi diyelim İsrail bu kadar güçlü de, Amerika’nın eli armut mu topluyor?

- Aslında FBI ve CIA’in bile böyle güçleri yok, hatta MOSSAD’ın bile... İsrail ordusunun silah isimlerinin dahi Tevrat’tan alındığını biliyor musun? Türkiye’de kullanılan TOMA’ların adı da İncil’den gelmektedir ve bir havari ismidir. Bunlar hep tılsımdır.

* Madem tılsımlar bu kadar güç, o zaman kim bilir büyüyle neler yapılır?

- Büyü, ağızdan çıkan bir güzel, bir de çirkin sözdür. Niyetle alakalıdır. Kötülüğü istersen kötülük, iyiliği istersen iyilik verir. Yapıldığında da bir yere kadar tutar. Ama yapanı da, yaptıranı da Allah lanetler.

* Kocasını büyüyle eve bağlamaya çalışan kadınlar ayvayı yedi yani...

- Büyü bir yere kadar tutar ama Rabbim buna izin vermez. En fazla 90 gün içinde bozulur. Hz. Muhammed doğmadan önce dünyada büyü serbestmiş. Peygamberimiz dünyayı şereflendirdiğinde, büyü yerden alınmış göğe mühürlenip insanlara men edilmiş.

MEHDİ İSTANBUL'DA ZUHUR EDECEK

* Hem bunca ilmin var hem de sosyal medyada seni hep sanat dünyasının ünlülerine tweet atarken görüyoruz. Şöhret peşinde misin?

- Hayır değilim, onlarla iletişim kurmamın tek sebebi en çok ünlülerin yardıma ihtiyaç duymasıdır. Yoksa benden kim bir ne isterse; gücüm, ilmim yettiğince elimden geleni yaparım.

* Sana “pop mutasavvıf” diyenlere kızıyor musun?

- Hayır niye kızayım? İslamiyet’i anlatıyorsunuz diye sakal bırakıp, 99’luk tespihle gezmek, cübbe giymek zorunda değilsiniz ki...

* Hz. Mevlana ve Şems için neler söyleyeceğini cidden merak ediyorum...

- Mevlana Vahded-i Vücut’çudur. Hem Şems, hem de Mevlana Allah’ın özel görevlendirilmiş değerli kullarıdır.

* Kitabında anlattığın Mehdi konusuna gelirsek...

- Herkes Hz. Mehdi için farklı farklı şeyler söylüyor. Ama Mehdi şu an dünyada. Fakat henüz kim olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz.

* Kaynaklar Mehdi’nin Şam’da dünyaya geleceğini söylerler...

- Alın size bir yanlış bilgi daha. Evet kaynaklar öyle der ama Mehdi İstanbul’da zuhur edecek. Kendini göstermesine de öyle çok zaman kalmadı.

* Peki Mehdi de bizi görebilecek mi?

- Allah ömür verir de bir dört yıl daha yaşar, 2018’e ulaşabilirsek o da bizi görecek. Bu yeni seneyle birlikte her şeyin yavaş yavaş ortaya çıkacağı, bütün perdelerin açılacağı dört yıllık bir döneme girdik. Bakın sizin vasıtanızla bu röportajı okuyanlara bir tavsiyede bulunayım; artık rüyalarınızı da hayat kadar ciddiye alın. Önümüzdeki dönem herkese rüyasında işaretler verilecek. Gözünüz kapalı, ama gönlünüz açık uyuyun...

İMAM NİKAHI YERİNE CHECK-UP YAPTIRIN

* Elmalı Ali’nin imam nikahına bakış açısı nedir?

- Peygamber efendimizin zamanında kamusal daireler olmadığı için nikahlar dört şahitle kıyılırdı ve kanuni geçerliliği vardı. Şimdi resmi nikah var ve ne yazık ki imam nikahı kötüye kullanılıyor.

* “Kötüye kullanılıyor” derken...

- Bak kardeşim, bu devirde en çok suistimal edilen kavramların başında imam nikahı geliyor. Adam nasılsa imam nikahı caiz diye basıyor dört hatuna nikahı. Al sana dört tane mutsuz kadın. Düşünsene 70 yaşına gelmiş kötürüm dede ilk üç karısından sıkılıyor, gidiyor torunu yaşında bir kızcağızı nikahlıyor.

* Çocuk yaştaki insanlarla dedeleri yaşındaki adamları evlendirmenin töre cinayetlerinden farkı yok...

- Bizim gerçek sorunumuz imam nikahı değil; dengiyle yapılmayan ve birden çok evlilikler. Bana sorarsanız evlenecek çiftler resmi nikahtan önce imam nikahı yerine gidip bir hastanede check-up yaptırsın. Böylece hem daha sağlıklı yuvalar kurulur hem de daha sağlıklı evlatlar dünyaya gelir.

BEN SADECE EHLİBEYT'E İMAN EDERİM

* Dinle ilgili herkes farklı yorumlar yapıyor, neden sana inanalım?

- Bugün neredeyse her Müslüman’ın kendine göre bir İslam tarifi var. Bunu biraz da kerameti kendinden menkul ulemalar böyle yaptı. Herkes Sahabe’lerden örnek almaya, örnek vermeye başladı. Sahabe, Ehli Beyt değildir. Sahabenin iyisi de var, kötüsü de; günahkarı da var içki içeni de...

* Örneğimiz kimler olmalı?

- Ben sadece Ehlibeyt’e iman ederim. Peygamber efendimizi ve onun dört halifesini, Hz. Hasan’ı, Hz. Hüseyin’i ve onların soyundan gelen 12 imamı örnek alırım. Herkese de bunu tavsiye ederim.