Delege kurşun asker olmayacak

Güncelleme Tarihi:

Delege kurşun asker olmayacak
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 1999 00:00

Haberin Devamı

DYP'liler 93 Kongresi'nde delegelerin sağduyulu davrandığını hatırlatıyorlar

Soğuk bir Ankara sabahı.

Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller, Yüksek Planlama Kurulu toplantı salonunda yapılan bütçe görüşmelerini dikkatle izlemeye çalışıyordu.

Başbakan Süleyman Demirel'in başkanlığındaki 5'i SHP'li, 5'i DYP'li, 10 bakan toplantıda hazırdılar.

DPT Müsteşarı İlhan Kesici'nin yanısıra, Hazine ve Merkez Bankası başkanları ile planlamanın tüm kadrosu salondaydı...

Devlet Bakanı Tansu Çiller, 3,5 saatlik takdimden sonra ilk sözü aldı:

''Sayın Başbakanım, biz bu konuları, rakamları geçen yıl da konuştuk.''

Herkes dondu kaldı.

Başbakan Demirel, gözünü Çiller'in gözlerine dikti ve ders verircesine bakanını yanıtladı:

''Hanımefendi, geçen yıl da bütçe ve program yapmıştık, gelecek yıl da aynı konular konuşulacaktır.''

Salondaki hava biraz daha soğudu.

Başbakan Demirel, bakanı Çiller'e SHP'lilerin yanında ders verirken büyük sıkıntı duymuştu.

Bir daha yutkundu.

Yanında oturanların homurtulu seslerini duymak istemediği her halinden belliydi.

YARIŞ ATI GİBİ

''Neden bu durumdan kurtulmuyorsunuz. Neden bir tedbir almıyorsunuz'' diye soran SHP'lilere, Demirel'in yakın mesai arkadaşı, DPT Müsteşarı İlhan Kesici yanıt verdi:

''Tansu Hanım çok hızlı koşan yarış atı gibi. Kendi haline bıraktık, bir gün mutlaka tökezleyecek.''

Bu öngörüden kısa süre sonra, Özal'ın ani vefatı, tökezleme bir yana atı daha da hızlandırdı.

Konjonktür onu Genel Başkan koltuğuna oturttu.

Yüzde 29'larda teslim aldığı partisini iki seçime daha götürdü.

Ne var ki, sandıktan alınan yanıt bu atın hiç de iyi koşmadığını gösteriyordu.

DYP erime sürecine çoktan girmişti.

ÖNEMLİ BİR SAYFA

Çiller, kendisine ait olmayan delegeyle, 93 Haziran Kongresi'ni kazanmıştı. Bu DYP tarihinde çok önemli bir sayfaydı.

Evet, 13 Haziran 1993 günü, Çiller tarih yazmıştı.

Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Doğruyol Partisi çizgisinde, Cindoruk dışındaki hiçbir lidere, ''gümüş tepsi'' içinde Genel Başkanlık koltuğu sunulmamıştı. Ne var ki, Cindoruk bu görevden kaçınmıştı.

Ve bu makama 50 yıldır, bir kadın talip olmamış daha doğrusu köylü partisi DYP'ye kadın lider düşünülmemişti. Çiller, fiziği ile (Nahit Menteşe'nin ilk kez yüksek sesle ve cesaretle dile getirdiği) güzelliği sayesinde öne fırlamıştı. Temiz sayfa vaadleri, profesörlüğü, ekonomiyi bilirim edaları ve çağdaş vizyonu, Anadolu delegesi kadar, kentli delegeleri de cezbetmişti. Onun yarı Amerikalı havası bu tabloyu tamamlayan önemli bir ögeydi.

Ne var ki, siyaset bambaşkaydı. 94 genel yerel seçiminden oy kaybıyla çıkan Çiller, 95 genel seçiminde de DYP'nin yüzünü güldüremedi. 99 genel ve yerel seçimlerinde bu oranları daha da aşağılara çekti. 29'larda gezen oy oranını, zafiyetleri ve yanlış politikalarıyla 6 yılda yüzde 12'ye düşürdü.

Adalet Partisi, devamı Doğruyol Partisi'nin yılmaz neferi, İstanbul eski İl Başkanı iken, partisinden adeta kovulan Orhan Keçeli'ye göre, ''Tansu Hanım esas maçı 18 Nisan'da kaybetti. Gerisi teferruat.''

Ankara eski İl Başkanı Cahit Kale'ye göreyse, ''Tansu Hanım'ın hayat damarları kesildi.''

83 vilayetten yağmur gibi bizi arayan seçmenlere, delegelere, kısacası DYP'nin gerçek sahiplerine göre de, ''Dünya'da hiçbir lider böyle yaşayamaz.''

DELEGE DELEGEDİR

Doğu, güneydoğu, içanadolu bölgesinde şimdi bir başka hareketlilik var.

Kastamonulular'ın anlatımıyla, ''Şimdiki Genel Başkanı, Demirel'in delegasyon yapısı belirledi. Oysa o delegasyon da, Demirel'in yön verdiği insanlardı. Demirel Haziran Kongresi'nde. Çiller'den yana ağırlık koymamıştı. Ne var ki, o delegasyon, bu işaretlerin tam tersine oy vermişti. Demek ki, DYP tabanı, genel havanın sesine kulak veriyordu. Bu kez de aynısı olacaktı.''

13 Haziran'a giden günleri bir hatırlarsak, başta Genel Başkanlık yarışında kimler yoktu ki! Köksal Toptan, Bedrettin Dalan, Cavit Çağlar, İsmet Sezgin, Yaşar Topçu, Ömer Barutçu, Hüsamettin Cindoruk ve de Tansu Çiller. Oysa kongre günü salonda kala kala 3 isim kalmıştı. Çiller, Sezgin ve Toptan. İkinci turda durum değişmiş, Çiller tek başına işi götürmüştü.

ÇOK ŞEY VAAD EDİYOR

O kongrede, delegeye sormuştuk:

''Neden Çiller'' diye,

Anadolu'nun içlerinden koşup gelenlerin yanıtı önemliydi: ''Bize çok şey vaad ediyor. Genç, güzel bir kadın. Karımız da Çiller'i istiyor. Onlara söz verip geldik.''

13 Haziran günü Anadolu'dan Ankara'ya ulaşan rüzgar, Çankaya'dan esen rüzgarı bastırıyordu.

Yakın siyasi tarihimizde bu önemli bir göstergeydi.

OLAĞAN MI?

19 GİK üyesinin, Olağanüstü Kongre isteğine kulak tıkayan Genel Merkez, Olağan Kongre'yi 20 kasım 1999 günü yapacağını ilan ettiyse de, Olağanüstü Kongre istekleri henüz dinmiş değil. Olağanüstü Kongre için biraz daha sağduyulu davranılmasını isteyen muhalif kanat GİK'in biran önce toplanıp kesin karar almasını istiyorlar.

Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, herkesin tatilden, seyahatten dönmesinin beklendiğini, demokratik kurallar ve yasa çerçevesinde karar alınacağını yinelerken, bir kısım DYP'li, Çiller'lerin hala bir ''oyun oynayacağından'' korkuyorlar.

BU GİDİŞE DUR

Genel Başkan'ın 2 kez, 3'er ay kongreyi erteleme yetkisini kullanabileceği endişesini taşıyanlar, ''Süreyi ne kadar uzatsa da gerçekleri yok edemez, değiştiremez'' diyorlar. Olağanüstü Kongre'ye gidilmesinin şart olduğunu savunanlar, ''Yüzde 12 ile daha ne kadar başı dik dolaşabilir, delege avlar, sözünü geçirir'' diye soruyorlar.

''Ya gidecek ya gidecek'' diyenlere, bir zamanlar Çillerci olduklarını hatırlattığımızda kararlı yanıt veriyorlar:''Başta delege nedir bilmezdi, Sayın Çiller adımızı bile hiçbir zaman öğrenemedi, öğrenmek istemedi. Misyonumuzu yaşatmadı. Usulsüz tasarruflarıyla DYP'yi, tarihinde görülmedik şekilde mahkeme kapılarına gönderdi. Hakkımızı aramak için çalışıyoruz. Ama artık bu gidişe dur diyeceğiz.''

KURŞUN ASKER Mİ?

''Delegenin bugün kandırıldığı, çeşitli vaatlerle ve imkanlarla saflarına alındıgı iddia ediliyor. Delege kurşun asker mi olacak?''

''Bu iddialar DYP tarihinde olmadı. 93 Kongresi'nde kurşun asker olduk mu? Bu sefer de olmayacak, delege tabanın, sandığın sesidir. Sandıktan çıkan sonucun, sokaktaki adamın sesinin aksine kimse karar veremez, çünkü DYP Türkiye'nin geleceğidir.''

Uzun zaman parti kurullarında mücadele eden ancak tek başına kaldığını söyleyen Ünal Erkan da aslında DYP'nin 1996 yılında dibe vurduğunu, o tarihten sonraki çabaların ''uzatmaları oynama'' anlamını taşıdığına dikkat çekti. Ne var ki, Erkan'ın endişeleri var;

''96'dan bu yana anti demokratik uygulamalarla idare edildi. Eğer olağanüstü kongreye gidilmezse, Çiller'in askerleri yine egemen olur. Olur amma..''

DERİN DYP

Gürcan Dağdaş'la konuşurken bir deyimi dikkatimizi çekti:

''Derin DYP''

''Sayın Dağdaş, derin DYP'de kimler var?''

''Çiller ve yandaşları derin DYP demektir. Güvensizliği temsil ediyorlar. Sanal proje peşindeler. Bir de kurumsal DYP var. Derin DYP'nin susturduğu DYP. İşte bu kongrede kurumsal DYP, derin DYP'yi aşmak zorundadır. Başka gezegenden delege gelmeyeceğine göre, asker mantığı ile yol alınmaz.''

Hemen herkesin birleştiği nokta aynıydı.

Asker mantığı olsaydı, 93 Kongresi'nde delegasyon Çiller'i seçer miydi?

HUZURA DOĞRU

Şimdi DYP sancı çekiyor, huzuru bulmak için çırpınıyor. Herkesin özlemi DYP'nin kaybettiği milyonlarca oyun geri gelmesi ve iktidara koşması.

Yeni projeler, merkez sağın toparlanması, horlanan insanların kucaklanması... Özlenen tablo öncelikle bu.

Kısacası önce koşarcasına giden hırslı atın tökezlediğini kanıtlamak... Sonra Kırat'a yeni bir süvari bulmak...

Bu kaygan zeminde kolay bir iş olmasa da...

''Ya olacak, ya olacak!''

DYP TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ

''Delegenin bugün kandırıldığı, çeşitli vaatlerle ve imkanlarla saflarına alındıgı iddia ediliyor. Delege kurşun asker mi olacak?''

''Bu iddialar DYP tarihinde olmadı. 93 Kongresi'nde kurşun asker olduk mu? Bu sefer de olmayacak, delege tabanın, sandığın sesidir. Sandıktan çıkan sonucun, sokaktaki adamın sesinin aksine kimse karar veremez, çünkü DYP Türkiye'nin geleceğidir.''

Gerisi teferruat

DYP'nin yılmaz neferi, İstanbul eski İl Başkanı iken, partisinden adeta kovulan Orhan Keçeli'ye göre, ''Tansu Hanım esas maçı 18 Nisan'da kaybetti. Gerisi teferruat.'' Ankara eski İl Başkanı Cahit Kale'ye göreyse, ''Tansu Hanım'ın hayat damarları kesildi.''



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!