Güncelleme Tarihi:
''DAĞDAN BİR PARÇA KOPTU VE ALANI TAMAMEN KAPATTI''
Everest Dağı’nın 5800 metresinde “buzul doktorları” olarak bilinen Şerpaların iki buz tabakası arasından geçmek için kullanılan merdiveni tamir ederken çığın düşmeye başladığını belirten Tumbat, şöyle devam etti:
“Olay sabahı Şerpalar önden ekipmanları taşıyarak gidiyordu. Şerpalar, buzul çatlakları üzerinden alüminyum merdivenleri sabitler. Öyle bir yere geliyorlar ki, merdivenlerin alt kısmı çıkmış ve merdiven havada kalmış. Normalde buralardan geçerken aralıklı yürüyorlar, çünkü çığ düşerse bir kişiyi götürsün. Fakat burada merdiven boşluğa çıktığı için buraya gelen Şerpa ilerleyemiyor. Bu nedenle arkada bir birikme oluyor. Arkadakiler orayı tamir etmeye çalışıyor, merdiveni tekrar yerine koymaya çalışıyorlar. Tam bu anda çığ düştü. Dağdan bir parça koptu ve alanı tamamen kapattı. Bu çığ kar çığı değil, tamamen buz. Evler apartmanlar büyüklüğünde buz bloklarının tamamen üzerinize düştüğünü düşünün. 16 kişi hayatını kaybetti. Çığ ölümleri de burada her sezon yaşanır. Everest’in tırmanış tarihinde hiçbir gün bu kadar insan aynı anda ölmedi. Bununda sebebi ise bir merdivenin çıkmış olması…”
Çığ düştükten sonra kurtarma ekiplerinin bölgeye geldiğini anlatan Gülnur Tumbat, olayın şoklunu hala atlatamadığını söyledi.
''GÖRÜNTÜLERİ ÇEKERKEN OLAYIN ŞOKUNU YAŞIYORDUM''
Tumbat, “Çığ düştükten sonra gurubumuzun lideri ile birlikte 3 kişi koşarak buzula doğru malzemeleriyle gittiler. Kazanın ardından hemen kriz yönetimi başladı. Başka bir grup da aşağıda ilk giden 3 kişiden haber bekledi. Biz de daha geri de bekliyorduk. Buradaki insanlar olay anında çok sakindi, aşağıdaki insanlar onlardan haber bekliyordu. Bu sırada helikopterler uçuyordu, kaza olduktan birkaç saat sonra. Bir yandan yaralılara yardım ediliyor, diğer yandan insanlar kurtarıyordu. Önce dönerek ne olduğunu anlamaya çalıştı helikopterler. Ben bu görüntüleri çekerken olayın şoku ve üzüntüsünü yaşıyordum. İlk yaralılar, cesetlerin üzerinde sarılarak helikopterlerle kurtarıldı. Yaralılar önce ana kampa indirilip, oradan da hastanelere götürülüyordu. Yaralıların büyük bir kısmı da bizim kampa getirildi. Bütün ömrüm boyunca gördüğüm helikopterden daha fazlasını orada gördüm. 18 Nisan gününü bu şekilde atlattık.
Bütün cesetler ana kampa getirildikten sonra ailelerine teslim ediliyordu. Everest’in tırmanış tarihindeki en ölümlü trajedinin parçası olduğumuz gerçeği bir türlü oturmuyor. Hala da her sabah kalktığımda ‘yaşadıklarım gerçek miydi’ diye kendime soruyorum. Bu kazadan sonra 5 gün boyunca dağ kapandı. Çünkü buzulların altında çıkarılamamış 3 ceset vardı. Budistler için cesedin bulunması çok önemli… Bu cesedin alınması ve tören yapılması çok önemli... En büyük huzursuzluk kaynaklarından birisi onlar için. O yüzden 5 gün yas ilan edildi ve dağa çıkış yasaklandı. Dağın kapanması Everest tarihinde yoktur”dedi.
GÜNLÜĞE 'SÜREKLİ ÇIĞ VAR' YAZMIŞTI
Gülnur Tumbat, seyahatini her gün online günlüğüne yazdı. 16 Nisan’daki son yazısında şunları aktardı:
“Ana kampta 3. günümüz. Dün ve bugün Khumbu buzulu yakınlarında kramponlarla antreman yaptık. ‘Buz doktorları’ denen Nepal hükümeti tarafından görevlendirilmiş (ekiplerin hükümete ödediği tırmanma ücreti karşılığı) çok yetenekli şerpaların buzuldaki çatlaklar üzerine yerleştirdiği merdivenlerin simülasyonunu yaptık. Her gün gece ve gündüz etraftaki tepelerden düşen kaya, buz ve kar çığlarının sesleriyle ürküyoruz.”
17 Nisan’da ise “Bugün Puja günüydü. Puja töreni Sherpalar ve dağcılar için çok önemli bir tören. Dağa ayak basmadan önce dağdan izin almak ve kullanacağımız ekipmanin kutsanmasi için yapılıyor. Aşağı köylerden gelen bir Lama töreni yürütüyor. Herkes Lama’nın arkasında oturuyor ve dualar eşliğinde dağdan izin alınıyor ve puja direği dikiliyor. Daha sonra her yöne dua bayrakları açılıp uzatılıyor. Sherpalar daha sonra altar eşliğinde danslar ediyor ve biz de katılıyoruz. Çok güzel bir gün'' diye yazmış.
ERTESİ GÜN FACİA
Doç. Dr. Tumbat, törenin ertesi günü yaşadığı dehşeti günlüğüne şöyle aktarıyor:
“Bir gün önceki yazdıklarımı okuyup inanamıyorum olanlara. Ne de guzel bir törendi… Sabah 6:30 gibi duyduk çığı. Tam gözümüzün önünde, Khumbu buzulunun uzerinde, 1. kampın hemen alt tarafinda. Bizim kampımız buzula en yakın kamplardan biri. Lakpa Rita’ydı kramponlarını geçirip ilk koşan dağa doğru. Daha sonra Mike, Andy, Ben, Eric… ve daha başkaları. Helikopterler döndü durdu, inemedi. O kadar acının içinde bir de buzulun üstünde küçük bir alan açmaya çalıştılar helikopter inebilsin diye. Sonra ölenler tek tek uzun bir halatin ucunda indirildi. 12 helikopter uçuşu. 12 can. 4 kayıp. Yaktı bizi. Ölenlerden 5’i bizim ekimizden Sherpalardı. Perişanız.”
Gülnur Tumbat kimdir?
Denizlili öğretmen baba ile terzi annenin kızı 39 yaşındaki Doç. Dr. Gülnur Tumbat, ODTÜ Çevre Mühendisliği’ni bitirdikten sonra akademik hayatına Amerika’da devam etti. San Fransisco State Universitesi’nde öğretim üyesi olarak yaşamını sürdüren Prof. Dr. Tumbat, dünyanın 8 büyük zirvesine tırmanma hedefini gerçekleştirmek için Everest Dağı’na yapılan tırmanışa katıldı. Bugüne kadar Güney Amerika’daki 6 bin 962 metrelik Aconcagua, Kuzey Amerika’daki 6 bin 195 metrelik McKinley, Afrika’daki 5 bin 963 metrelik Kilimanjaro ve Avrupa kıtasındaki 5 bin 633 metrelik Elbrus dağlarının zirvesine çıkmayı başaran Gülnur Tumbat, beşinci zirvesi olan Everest’e tırmanırken çığ faciası yaşandı. Tumbat bu dönem Bahçeşehir Üniversitesi’nde Pazarlama alanında eğitim veriyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nin desteğiyle tırmanış yapan Tumbat zorlu tırmanışta risk tüketimi ve pazarlaması konularındaki akademik araştırmalarına ek veri topluyordu.