Değişimi tribünden seyredemeyiz
Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 2011 00:00
MHP’nin Kurucu Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş’in AK Parti’den milletvekili adayı olan oğlu Ahmet Kutalmış Türkeş, dünya ve Türkiye’nin dönüştüğünü belirterek, “Biz gelişmeleri tribünlerden seyredemeyiz. Herkesin bu dönüşüm süreçlerine gücü yettiği oranda katkıda bulunması milli bir görevdir” dedi.
MHP’nin Kurucu Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş’in Seval Türkeş’le evliliğinden olan ve bu güne kadar babasının cenazesi dışında tek kare fotoğrafı ya da haberi basında yer almayan 33 yaşındaki oğlu Ahmet Kutalmış Türkeş, Türkiye sevdasıyla hareket ettiğini ve yüreğinin sesine kulak vererek AK Parti’den milletvekili adayı olduğunu belirtti. Dünya ve Türkiye’nin dönüştüğünü belirten Türkeş, “Biz gelişmeleri tribünlerden seyredemeyiz. Söyleyecek sözü olan herkesin bu dönüşüm süreçlerine gücü yettiği oranda katkıda bulunması milli bir görevdir” dedi. İstanbul 2’inci Bölge 7’inci sıra milletvekili adayı, Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Finans yüksek lisans mezunu Türkeş, Star Gazetesi’ne verdiği röportajda şunları söyledi:
Türkeş soyadını taşımak ve böyle tarihi bir şahsiyetin oğlu olmak benim için en büyük gurur kaynağıdır. Nefes aldığım müddetçe bunun bilincinde bu isme layık olmak gibi ağır bir sorumluluk taşıyorum. Babam bize millet ve memleket sevdası aşıladı. Onun milliyetçilik anlayışı, millete ve memlekete hizmet etmeye, aziz milletimizin itibarını her alanda yüceltmeye dayanıyordu.
Türkiye’nin itibarı arttı
Bütün dünyada ‘Türk algısı’ değişmeye başladı. Ortadoğu, Balkanlar, Avrupa ve Orta Asya’da ‘Türk’ olmak, ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak’ özel bir anlam taşıyor. İtibarımız, saygınlığımız geçmişle kıyaslanmayacak oranda arttı. Büyük devlet olmaya, bölgesel ve küresel bir aktör olmaya başladık. Artık itilen, kakılan, dışlanan, hor görülen, küçümsenen insanlar değil, itibar edilen, önemsenen, övgüyle bahsedilen insanlar haline geldik.
Hiç dışlamadık
Milliyetçiliği dışlayıcı, ayrıştırıcı bir özellik gibi görmek ve göstermek çok yanlıştır. Biz hiç dışlamadık, hep kucakladık, hiç hor görmedik, hep hoş gördük, hiç ötekileştirmedik, hep özümsedik, hiç ayrımcılık yapmadık, hep sahiplendik. Milliyetçilik muhafazakar anlayışla yoğrulur, demokratik bir perspektifle geliştirilir ise bugünün dünyasına söyleyecek çok şeyi vardır. Ama etnik ayrışmayı, kutuplaşmayı, çatışmayı körükleyecek bir anlayış milliyetçilik diye sunulur ise bunun çağdaş demokratik dünyaya söyleyecek fazla bir şeyi olamaz.
Anlık bir karar değil
Başbuğ Türkeş’in yetiştirdiği bir insan olarak bunu kutsal bir görev bildim. Bu tereddütle verilmiş bir karar veya anlık bir karar da değildir. Ülkesine karşı sorumluluk duyan, bunun yerine getirilmesinde siyaseti bir imkân olarak gören bir genç olarak AK Parti’yi tercih ettim. Ne hırs ve hevesle hareket ederim, ne de kişisel bir ikbal peşindeyim.
Türkeş soyadını taşımak ve böyle tarihi bir şahsiyetin oğlu olmak benim için en büyük gurur kaynağıdır. Nefes aldığım müddetçe bunun bilincinde bu isme layık olmak gibi ağır bir sorumluluk taşıyorum. Babam bize millet ve memleket sevdası aşıladı. Onun milliyetçilik anlayışı, millete ve memlekete hizmet etmeye, aziz milletimizin itibarını her alanda yüceltmeye dayanıyordu.
Türkiye’nin itibarı arttı
Bütün dünyada ‘Türk algısı’ değişmeye başladı. Ortadoğu, Balkanlar, Avrupa ve Orta Asya’da ‘Türk’ olmak, ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak’ özel bir anlam taşıyor. İtibarımız, saygınlığımız geçmişle kıyaslanmayacak oranda arttı. Büyük devlet olmaya, bölgesel ve küresel bir aktör olmaya başladık. Artık itilen, kakılan, dışlanan, hor görülen, küçümsenen insanlar değil, itibar edilen, önemsenen, övgüyle bahsedilen insanlar haline geldik.
Hiç dışlamadık
Milliyetçiliği dışlayıcı, ayrıştırıcı bir özellik gibi görmek ve göstermek çok yanlıştır. Biz hiç dışlamadık, hep kucakladık, hiç hor görmedik, hep hoş gördük, hiç ötekileştirmedik, hep özümsedik, hiç ayrımcılık yapmadık, hep sahiplendik. Milliyetçilik muhafazakar anlayışla yoğrulur, demokratik bir perspektifle geliştirilir ise bugünün dünyasına söyleyecek çok şeyi vardır. Ama etnik ayrışmayı, kutuplaşmayı, çatışmayı körükleyecek bir anlayış milliyetçilik diye sunulur ise bunun çağdaş demokratik dünyaya söyleyecek fazla bir şeyi olamaz.
Anlık bir karar değil
Başbuğ Türkeş’in yetiştirdiği bir insan olarak bunu kutsal bir görev bildim. Bu tereddütle verilmiş bir karar veya anlık bir karar da değildir. Ülkesine karşı sorumluluk duyan, bunun yerine getirilmesinde siyaseti bir imkân olarak gören bir genç olarak AK Parti’yi tercih ettim. Ne hırs ve hevesle hareket ederim, ne de kişisel bir ikbal peşindeyim.