Güncelleme Tarihi:
BİZ YANLIŞA DÜŞMEYECEĞİZ
(Teşkilatlardaki değişim ve istifa iddiaları) Değişime direnmek akıntıya karşı kürek çekmek gibidir. Kongre süreci vesilesiyle teşkilatlarımızı önemli ölçüde yeniliyoruz. Belediyelerde de şimdiden benzer adımları atmanın hazırlıkları içindeyiz. Bu, benim şahsi tercihim veya partimizin kendi kendine icat ettiği bir yöntem değildir. Aslında bu, milletimizin talebidir. Bu yenilenme sürecini, değişim ihtiyacını, tazelenme talebini kendi irademizle gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Eğer bunu biz kendimiz yapmazsak sandıkta milletimiz yapar. Geçmişte bugün siyaset çöplüğünde kaybolup gitmiş pek çok partinin en büyük yanlışı, milletin değişim talebine kulak vermek yerine kendi iç hesaplarının arkasından yürümeyi tercih etmiş olmalarıdır. Biz asla böyle bir yanlışa düşmeyeceğiz.
YENİLENME DEMEK TASFİYE DEĞİLDİR
Altını çiziyorum, milletle zıtlaşma olmaz. Hele hele milletle kavga hiç olmaz. Milletimiz bize ne diyor? Değişim. Milletimiz bize ne diyor? Yenilenme. Milletimiz bize ne diyor? Reform. Değişim demek asla geçmişle bağları tümüyle koparmak demek değildir. Yenilenme demek de asla kadroları tümüyle tasfiye etmek demek değildir. ‘Reform’ demek, asla mevcudu kaldırıp bir kenara atmak demek değildir. ‘Daha büyük hedefler’ demek, devam eden çalışmaları aksatmak demek değildir.
MUTABAKATLA GEREĞİNİ YAPACAĞIZ
Teşkilatlarımızın bir kısmının yenilenmesi gerekiyorsa elbette yenileyeceğiz. Bunun için belediye başkanlarımızın bir kısmının dinlenmesi veya başka görevlerde değerlendirilmesi icap ediyorsa elbette karşılıklı mutabakatla gereğini yapacağız. Bundan kimsenin alınmaması gerekir. Bugün bizim kadromuzu yeni isimlerle güçlendirmemizden daha doğal ne olabilir? AK Parti’yi ve onunla birlikte Türkiye’yi göz göre göre böyle bir çıkmazın içine sürüklemeye kimsenin hakkı yoktur.
ÇETİN YOL, YORGUN BEDENLE AŞILMAZ
Türkiye değişirken AK Parti’nin de olduğu gibi kalmasını beklemek o kadar yanlıştır. Esasen biz, kurulduğumuz günden beri bu yenilenme sürecinden hiç kopmadık. Unutmayınız ki çetin yollar, yorgun bedenlerle aşılamaz. 2013 yılından beri kesintisiz, öylesine büyük saldırılara maruz kalıyoruz ki artık taarruz gücümüzü de artırmamız gerekiyor. Bölgemizde uygulanmaya çalışılan ve ülkemizin dahil edildiği gayet açık olan böl, parçala, yönet, hatta yut. Bu anlayışı mutlaka bozacağız.”
FORSLU İLK KAMP
CUMHURBAŞKANI ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın 41 aylık aradan sonra katıldığı Afyonkarahisar kampı, ilklere sahne oldu. 1275 kişi ilk kez çipli güvenlik kartlarıyla salona alındı. Çipli kartlarını okutan davetlilerin isimleri, görevleri ve fotoğrafları bilgisayar ekranında yer aldı. Partililer iki kez güvenlik noktasından geçirildikten sonra salona alındı. Erdoğan’ın konuşma yaptığı platformda Türk bayrağı ve AK Parti bayrağının ile Cumhurbaşkanlığı Forsu’nun bulunduğu bayrak da ilk kez yer aldı. Davetli olmasına rağmen 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yoktu. Ahmet Davutoğlu, Mehmet Ali Şahin, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik kampa katılan isimler arasındaydı.
TSK’NIN HARCAMASI % 69 ARTTI
Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Afyon’daki kampta TSK’nın operasyonuyla ilgili sunum yaparken TSK ile ilgili bilgiler verdi:
Hürkuş’u silahlandırdık artık yüzde 100 yerli diyebiliriz. Müşterileri de var.
Altay tankı yüzde 40 yerli. Çalışmalar sürüyor. Atak helikopterinde çok iyi bir aşamadayız, seri üretime geçeceğiz.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin harcamaları bölgemizdeki gelişmeler nedeniyle yüzde 69 artmıştır.
Irak’ın yüzde 90’ı DEAŞ’tan temizlendi.
Kuzey Irak’ta 15 civarında üssümüz var.
Milli Savunma Bakanlığı’nda son değişikliklerle bakanlıkta çalışanların oranı yüzde 55 sivil, yüzde 45 asker olarak arttı.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR