Güncelleme Tarihi:
3 GÜN AÇ BİLAÇ UYKUSUZ
“Gerek bizler, gerekse müvekillerimiz 3 gündür aç biilaç, uykusuz ayaktayız. Müvekillerimiz öğlenden beri adliyedelerdi ve hiç yemek yiyememişlerdi. Onlara yiyecek vermek için 3 avukat Adliye’nin C kapısından içeri girdik. Nezarethanenin olduğu bölüme doğru girerken polis tarafından engellendik. Onları dinlemeyip yolumuza devam ettik. İlk önce mantıklı bir tartışma başladı. ‘Yiyecekleri bırakamazsınız çünkü üzerleri streç folyo ile sarılı değil’ dediler. Ben kendi müvekkilimi mi zehirleyeceğim? Zehri koyduktan sonra da streç folyoya sarabilirim. Böyle mantık olamaz, dedik.
BARO’YA DAVALI POLİS RAMAZAN
Biz ilerlemeye başlayınca polislerden biri, diğer polislere ‘Tutun onları, bırakmayın’ diye seslendi. Bütün sıkıntıyı çıkaran, bu amir olmadığı halde amir gibi davranan polis ile Ramazan adlı diğer bir polisti. Gelen komutla birlikte arkamızdan pata küte koşturmalar başladı. Önce öndeki 2 kadın meslektaşıma ulaşmak için beni itelediler. Duvara ve duvarın önündeki sabit sandalyelere çarptım. Sonra o sırada nezarethanenin içine girmiş olan meslektaşlarımdan birini bir çuvalı duvara vurur gibi dışarıya attılar. Müdahale etmek isteyince beni de defalarca duvarlara vurdular. Sonra 9-10 sivil polis, beni 2 meslektaşımdan ayırdı vura vura alandan uzaklaştırdı. Aramıza belirli bir mesafe girince bu sefer adliyede görevli, üniformalı 8-10 polis tarafından dövüldüm. O sırada 2 meslektaşım da sivil polisler tarafından darp ediliyordu. Yanlarına gitmek istedikçe beni tutan üniformalı polislerce engellendim. Bir ara fırsatını bulup meslektaşlarımın yanlarına yaklaştığımda cep telefonuyla yaşananları görüntüledim. Bu sırada, hat safhada kinle hareket eden Ramazan adlı polis, telefonumu benden elimi duvara vurarak almaya çalıştı. Ama elimden düşmedi telefon, birkaç fotoğraf çekebildim. Bu polis, daha önce de baro yönetiminden meslektaşlarla davalık olmuştu. O sırada meslektaşlarım ile polislerin arasındaki aklı selim kişiler girip, ortalığı yatıştırdılar.
YEMEKLERİN ÜZERİNDE TEPİNDİLER
Bütün arbede toplam 10 dakika sürdü. Polisler gözümüzün önünde müvekillerimize getirdiğimiz yemekler ve meyve sularının üzerinde tepindiler. Bunun açıklaması nedir? Dertleri kesinlikle hukuka uygunluk değil. Bu, tamamen hınç duygusuyla hareket edildiğinin ispatı. İçinde en azından vicdan kelimesinin ‘i’sindeki nokta kadar vicdan duygusu kalmış bir kişi zaten böyle bir konuda zorluk çıkarmazdı. Benimle birlikte darp edilen 2’si kadın meslektaşımın kolları ve sırtlarında yer alan darp izleri adli muayene sonrası raporla belirlendi. Benim durumum biraz daha ciddi. Beyin tomografisi, ciğer, mide filmi ve ultrason çekildi. Başımda ağrı, midemde bulantı oldu. Beyin tomografisini inceleyen doktor, ‘Uyuyun ama eşiniz sizi 2 saatte bir uyandırsın. Uzun süre uyku halinde kalmayın, beyin kanaması riskiniz var’dedi. Yine avukatlara, mesleğimize büyük bir saldırı yapıldı.”