Güncelleme Tarihi:
Babasının ardından sözde 'emirlik' görevini devralan Hamza Özden, geçen yıl aralık ayında tutuklandı. Ankara Gölbaşı'nda 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olan ikiz polis memurları Ahmet ve Mehmet Oruç'un (25) mezarlarının da aralarında bulunduğu 79 mezar taşını tahrip eden saldırganların arasında olan Özden'in diğer oğlu Hüseyin Özden de tutuklanarak cezaevine konuldu. Kendisi ve iki oğlu cezaevinde olan Mahmut Özden ile bağlantılı olan kişiler, polis ekiplerinin araştırması sonucu yakalandı.
Terör örgütü DEAŞ'ın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ile bazı dernek, kuruluş ve kişilere yönelik eylem arayışı içerisinde olduğu yönünde elde edilen istihbari bilgiler üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce yapılan çalışmada örgüt üyesi Hüseyin Sağır, geçen yıl ağustos ayında AK-47 marka uzun namlulu silah ve 5 şarjör ile İstanbul'da yakalandı. Sağır'a eylem talimatı verdiği değerlendirilen DEAŞ adına çatışma bölgelerinde sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği, üst düzey örgüt üyelerinden şifreli mesaj programları aracılığıyla aldığı talimatlar doğrultusunda Türkiye'de, stratejik yerlere, siyaset ve devlet adamlarıyla bazı ekonomik hedeflere yönelik sansasyonel eylem hazırlıklarını koordine ettiği belirtilen DEAŞ'ın sözde Türkiye emiri Mahmut Özden de 20 Ağustos'ta Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Yeşilbağlar Mahallesi'nde yakalanıp, gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.
SÖZDE 'EMİRLİK' GÖREVİNİ OĞLU HAMZA DEVRALMIŞ
Mahmut Özden'in yakalanmasının ardından oğlu Hamza Özden'in babasının sözde Türkiye emiri görevini devraldığı kaydedildi. Adana polisinin yaptığı operasyonla Hamza Özden'in de aralarında bulunduğu 5 şüpheli yakalandı. Hamza Özden ile örgüt üyesi olduğu saptanan şüpheliler de İstanbul'a gönderildi. Hamza Özden de çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Bu gelişmelerin ardından geçen yıl aralık ayında 'intikam eylemi' hazırlığında olduğu tespit edilen 7 terör örgütü üyesi gözaltına alındı, 4'ü tutuklandı, 3'ü ise adli kontrol şartıyla serbest kaldı.
DİĞER OĞLU DA 15 TEMMUZ ŞEHİTLERİNİN MEZARINI TAHRİP ETTİ
Mahmut Özden'in kendisi ve büyük oğlu Hamza Özden, İstanbul'da tutuklu bulunurken, Ankara Gölbaşı'nda 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olan ikiz polis memurları Ahmet ve Mehmet Oruç'un (25) mezarlarının da aralarında bulunduğu 79 mezar taşı, 21 Şubat'ta tahrip edildi. Soruşturmayı genişleten polis ekipleri, bölgede yaptıkları çalışmalar sonrası mezar taşlarını tahrip ettiği saptanan Mahmut Özden'in oğlu Hüseyin Özden ve yeğeni İmam Özden'in de aralarında bulunduğu 6 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili çalışma yürüten polis ekipleri, mezarlığın gidiş-geliş güzergahında yaklaşık 100 güvenlik kamerasının kayıtlarını incelemeye aldı. Ekipler, 3 motosikletle gelen 6 şüphelinin saat 16.05 sıralarında mezarlığa girdiklerini, saat 17.45 sıralarında mezarlıktan çıktıklarını, yaklaşık olarak 1 saat 40 dakika mezarlıkta kaldıklarını tespit etti. İmam Özden, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine itirafçı olarak, adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Hüseyin Özden'in de aralarında olduğu 5 kişi ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
MEZAR TAŞLARINDAKİ AYAKKABI TABANI İZLERİ ÖRTÜŞTÜ
Mezarlıkta tahrip edilen mezar taşları üzerinden alınan ayakkabı izlerinin, yakalanan şüpheli T.A.’dan elde edilen spor ayakkabı ile benzerlik göstermesi üzerine, ayakkabı ve elde edilen izler mukayese amacıyla kriminal uzmanlarına gönderildi. Yapılan uzman incelemesinde şüpheli T.A.’nın ayakkabı tabanı ve mezar taşları üzerinden elde edilen ayakkabı tabanı izlerinin aynı olduğu tespit edildi.
'ŞİRK' GÖRÜYORLAR
DEAŞ silahlı terör örgütünün kontrolü altında bulunan bölgelerde, silahlı terör örgütü üyelerinin Suriye'de radikal selefi düşünce doğrultusunda tarihi eserler, heykeller, mezar taşları, mabetler gibi yerleri sözde 'şirk' olarak gördüğü ve bu yapıları tahrip ettiği biliniyor. DEAŞ silahlı terör örgütün radikal selefi düşüncesi doğrultusunda sözde şirk olarak görülen mezar taşlarının yıkılması gerektiği görüşünün, Alihocalı Mezarlığı'ndaki, mezarların tahrip edilerek zarar verilmesi olayını gerçekleştiren şüpheliler tarafından benimsenerek DEAŞ silahlı terör örgütü adına saldırıyı gerçekleştirdikleri değerlendiriliyor.