Güncelleme Tarihi:
Ve beklenen festival geliyor... Dört yıl önce, müzik festivalinden ayrılarak bağımsızlığını ilan eden ve İstanbul'un vazgeçilmez bir parçası olan Uluslararası İstanbul Caz Festivali için geri sayım başladı.
Yerlisiyle, yabancısıyla, pek çok sanatçı ve topluluğun katılacağı festival, 7 Temmuz'daki konserle başlıyor. Hem de ne başlangıç!
Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konserin başlığı Legends '97 (Efsaneler '97). Konser, müzik dünyasının her biri kendi enstrümanında 'efsane' haline gelen beş sanatçısını buluşturuyor. Bas gitarda Marcus Miller, gitarda Eric Clapton, saksofonda David Sanborn, piyanoda Joe Sample ve davulda Steve Gadd. Bu arada, hemen hatırlatalım, -özellikle de Eric Clapton hayranları için- bu, belki de pek çok dinleyicinin beklentisinden farklı bir konser olacak. Çünkü Clapton bu konserde şarkı söylemeyecek. Aslında, Legends'97, ilk kez birlikte çalan beş sanatçı için çok farklı bir deneyim. Müzikseverler için de öyle olacak.
CABO VERDE'DEN İSTANBUL'A
‘‘Blue Lines'' adlı albümleriyle müzik dünyasının çehresini değiştiren Massive Attack, da festivalin en önemli konuklarından biri. ‘‘Tricky'' de dahil olmak üzere pek çok ünlü sanatçıyı yetiştiren bir okul olarak görülen Massive Attack, 1990'ların en önemli topluluklarından biri.
Bir diğer önemli konuk ta Cesaria Evora. Atlantik Okyanusu'nun ortasındaki Cabo Verde takımadalarından gelen bu dev cüsseli kadın, son dönemin en ilginç şarkıcısı olarak gösteriliyor.
En çok ilgi görecek konserlerden biri de Goran Bregovic ve grubunun konseri olacak gibi görünüyor. Emir Kusturica'nın, pek çok filmine yaptığı, Türk kültürüne çok da uzak olmayan müzikleriyle tanıdığımız Bregovic, Balkanlar'ın atmosferini Açıkhava Tiyatrosu'na taşıyacak. ‘‘Düğün ve Cenaze'' başlıklı bu konserde sanatçıya Bulgar Kadın Korosu ve Nefesliler Topluluğu ile ENBE Yaylılar Grubu ve Korosu eşlik edecek.
Pekineller caz çalıyor
Festivalin sürprizlerinden biri de Güher- Süher Pekinel konseri. Bugüne kadar hep daha ciddi salonlarda ve klasik müzik çalarken dinlediğimiz Pekineller, bu kez caz çalacaklar. Hem de Vivaldi ve Bach'ın bestelerini caz standartları içinde yorumlayan Fransız piyanist Jacques Loussier Üçlüsü'yle birlikte. Bu konser için tek şey söylenebilir: Sakın kaçırmayın!
Cazın 'yaşlı kurdu' Elvin Jones da Açıkhava'yı şenledirecek ünlülerden. Caz davulunda dönüm noktası olarak kabul edilen Jones, festival konserlerinde sahneyi genç kuşaktan bir yetenekle, trompetçi Wynton Marsalis'le paylaşacak.
Saksofon ustası Joe Lavano ise Frank Sinatra'ya İstanbul'dan kocaman bir selam gönderiyor. Kalabalık bir kadroyla sahneye çıkacak olan Lavano, ‘‘Müzikteki en büyük idollerimden biri'' dediği Sinatra için hazırladığı Joe Lavano Celebrating Sinatra adlı albümden parçaları sunacak müzikseverlere. Lavano'nun trompetiyle harikalar yaratacağı konserin en büyük sürprizi ise Sinatra'nın unutulmaz şarkılarını, bir kadın sanatçının, Judi Silvano'nun sesinden dinleme olanağı sunacak olması.
Açıkhava'da Latin gecesi
Latin müziğin insanın içini ısıtan, kıpır kıpır ritmlerinden hoşlanıyorsanız, üç topluluğun arka arkaya sahneye çıkacağı Latin Gecesi tam size göre. Crisol ve Irakere gruplarıyla piyanist Michel Camilo ve grubu, sıcak bir temmuz gecesini Latin ezgileriyle daha da ısıtacaklar.
Festivalin kalabalık ve dinamik ekiplerinden biri de Radio Tarifa. Gitardan darbukaya, buzukiden cümbüşe çok sayıda enstrümanın çalındığı Radio Tarifa, İspanya'dan katılıyor festivale. Bu arada kısa bir bilgi de verelim. Grup adını, İspanya'nın Kuzey Afrika'ya en yakın burnundan, Tarifa Burnu'ndan alıyor. Müzikleri ise İspanyol ezgileriyle, Kuzey Afrika'nın ritmlerini biraraya getiriyor. Bu konser de dinleyicileri epey terleteceğe benziyor.
Arjantin'in, Astor Piazzolla'dan sonraki en tanınmış müzisyeni bandoneoncu Dino Saluzzi de grubuyla birlikte festivalde yeralıyor. Caz ve tangonun bu ilginç karışımını izlemek müzikseverler için hoş bir deneyim olacak.
Büyülü sesler
Festivalde, dünyanın bir numaralı kadın ve erkek vokalistlerini de dinleme olanağı bulacak müzikseverler. Kimler mi bunlar: Brezilya'nın süper starı piyanist ve vokalist Ivan Lins, yine bir piyanist ve vokalist Diana Krall, ve tabii ki gelecek vaadeden genç yetenek Fleurine.
New Orleans'ın en tanınmış topluluklarından, Mahogany Brass Band, müziği sokağa taşıyacak. Topluluk, Galatasaray Lisesi'nin önünden başlayarak Taksim Meydanı'na kadar müzikli bir yürüyüş gerçekleştirecek.
NIGHT ARK VE SEZEN AKSU
Gencecik bir grup B- Sharp Dörtlüsü, soul- funk- caz ziyafeti sunacak olan Groove Collective, Jazz Crusaders ve Patti Austin, trompetçi Nicholas Payton ve Perspectiva da İstanbul'u müzikle şenlendireceklerden bazıları.
Festivalde yerli sanatçı ve topluluklar da var. Scott Joplin ve Bernstein'ın eserlerini seslendirecek olan piyanist Fazıl Say, Hümeyra, Acid Trippin grubuyla Erkan Oğur, TRT İstanbul Hafif Müzik ve Caz Orkestrası, İmer Demirer, İlhan Erşahin, Kerem Görsev, Volkan Hürsever ve Can Kozlu'dan oluşan Yıldızlar Topluluğu...
Arto Tunçboyacıyan'ın Night Ark adlı projesinde ise Sezen Aksu ile Eleftheria Arvanitaki konuk sanatçı olarak yeralıyor.
Uluslararası Türkler
Çalışmalarını yurtdışında sürdüren, biri usta, diğeri genç iki Türk sanatçı da yeralıyor festivalde.
Biri, artık dünyanın dört bir yanında tanınan piyanist Aydın Esen, diğeri de yeni bir Aydın Esen olma yolunda emin adımlarla ilerleyen klavyeci Mehmet Ali Sanlıkol.
Daha önceki festivallere de katılan saksofoncu Jan Garbarek, piyanist Jacky Terrasson, bir başka saksofoncu Joshua Redman, gitar ustası Ernest Ranglin, mistik bir hava taşıyan müzikleriyle Kronos Quartet yine festivale konuk oluyor.
Yeni mekanlar
4. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin konser mekanlarına yenileri eklendi bu yıl. Açıkhava Tiyatrosu ve Cemal Reşit Rey Konser Salonu gibi artık gelenekselleşmiş mekanların yanısıra Roxy, Q Jazz Bar ve Esma Sultan Yalısı'nda da caz müziğinin keyfini çıkacarak İstanbullu müzikseverler.