Güncelleme Tarihi:
Öyle gelişmeler var ki, diplomat yahut uzman olmaya gerek yok, sağduyu yeterli.
Mesela, Kıbrıs’ta Annan Planı’na giden süreçte - detaya girmiyorum sizi de sıkmamak için - Avrupa Birliği’nin (AB) Ankara’ya kurduğu tuzak o kadar barizdi ki, Dışişleri’nin bunu görmemiş olması mümkün değil. Demek ki Türk hariciyesinin çaresi yoktu, yahut da siyasî irade ellerini kollarını bağladı.
Neticede, bir AB yöneticisinin, oylamaya birkaç gün kala, ‘Kıbrıs’ta referandumun sonucu ne olursa olsun Kıbrıs (yani Rumlar) AB’ye üye olacaktır’ dediği gün, ‘TRAAAK!’ sesi ta kulağıma kadar geldi, ‘HAH, ŞİMDİ TUZAK KAPANDI’ !
AB’nin, referanduma hazırlanan Rumlar’a verdiği mesaj netti: ‘ANNAN PLANI’NA EVET DE DESENİZ HAYIR DA, SİZİ AB’YE ALACAĞIZ’.
Rumlar bunun arkasındaki ‘gizli’ şifreyi de çabuk çözdü:
- Eğer Türkler de Rumlar da plana EVET derse, ‘Birleşmiş Kıbrıs’ olarak, Devlet’i paylaşarak, Türkler’le birlikte AB’ye girersiniz;
- Eğer Türkler EVET derken (hayır derlerse daha da iyi olur), siz Rumlar HAYIR derseniz, biz AB olarak SADECE siz Rumlar’ı Kıbrıs’ın resmi temsilcisi, resmi devleti olarak kabul ederiz, SADECE sizi AB’ye alırız, Türkler’i almayız...
Mesaj açıktı: EY RUMLAR, APTALLIK ETMEYİN, REFERANDUMA HAYIR DEYİN, BÖYLECE SİZ AB ÜYESİ OLUN, TÜRKLER DIŞARIDA KALSIN. DEVLETİNİZ DE SADECE SİZİN OLSUN...
Hesap açık çünkü: Rumlar ‘Kıbrıs’ olarak AB’ye girdikten sonra ve Türkiye’nin AB’ye üye olabilmek için Yunanistan’ın ve Kıbrıs’ın onayını alması gerekirken (zaten AB ülkelerinde hava da Türkiye aleyhine) Ankara’ya kolayca baskı yaparız, Rum kesimini tanımaya mecbur ederiz. (Ek umut: Zaten Kıbrıslı Türkler de, AB üyesi olabilmek için sonunda Türkiye’ye sırt çevirecektir ve Rumlar’ın şartlarını kabul edecektir.)
Referanduma birkaç gün kala ‘Sonuç ne olursa olsun Rumlar AB’ye üye olacaktır’ diye açıklama yapmak, sadece siyasi ahlâksızlık değil, suçtu. Kimse gık demedi.
Ama Kıbrıslı Rumlar mesajı aldı:
Türkler plana % 65 Evet derken, Rumlar % 76 Hayır dedi.
Böylece - AB’nin kurduğu ve bu son açıklamayla tetiği düşen tuzak sayesinde - Rumlar bir taşla iki değil çok kuş vurdular:
(1) Rumlar, Kıbrıs’ın resmi ve tek temsilcisi olarak AB’ye girdi
(*)Şimdi siz Rum olsanız, Kofi Annan’ın önünüze getireceği yeni bir planı ciddiye alır mısınız, yoksa Türkiye’nin AB tarafından dize getirilmesini sakin sakin beklerken oyalama mı yaparsınız?
Hasılı, AB’nin (Rumlar’la tezgâhladığı) ikinci tuzak da üstümüze kapandı!
*
Bundan sonra ne olur? Yazı çok uzadı. Onu başka bir gün konuşalım isterseniz...
(*) Avrupa Birliği’nin ‘bir aday ülke, komşularıyla olan anlaşmazlıklarını çözmeden birliğe üye olamaz’ şeklinde bir kuralı vardır. AB, Yunanistan’ı üye yaparak Türkiye’ye şu mesajı verdi: ATİNA İLE ANKARA ARASINDAKİ SORUNLARIN TAMAMININ KAYNAĞI VE SEBEBİ TÜRKİYE’DİR. BUNDAN BÖYLE ÇÖZÜM İÇİN SADECE ANKARA ADIM ATACAK YANİ ATİNA’NIN BÜTÜN ŞARTLARINI KABUL EDECEKTİR. Bunun başka anlamı var mı? Şimdi aynı AB, Türkiye’yle ve Kıbrıslı Türkler’le olan girift sorunlarına rağmen Güney Kıbrıs’ı üye yaparak yine aynı mesajı veriyor: KIBRISLI RUMLAR’IN KOMŞULARIYLA BİR SORUNU YOKTUR. SORUN TÜRK TARAFINDADIR. TÜRKİYE, ATİNA’NIN VE LEFKOŞA’NIN ŞARTLARINI YERİNE GETİRMEK ZORUNDADIR. (Yunanistan ve Kıbrıs artık AB üyesi olduğuna göre bir ‘askeri opsiyon’ da zaten ortadan kalkmış demektir.)