Dayakçı koca hukuk tanımıyor

Güncelleme Tarihi:

Dayakçı koca hukuk tanımıyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2000 00:00

Haberin Devamı

6 ay eve girmeme cezasını hiçe sayan Önder Öder, eve girdiği gibi, karısını dövmeye de devam ediyor

Türkiye'de ilk kez eşini döven bir kocaya ‘6 ay eve girmeme’ cezası verildi, süre bitmeden ceza altı ay daha uzatıldı. Ancak mahkeme kararları, zorba kocanın eve girip eşini dövmesine engel olamadı.

Sivil toplum örgütlerinin, kadın derneklerinin, hukukçuların, psikiyatristlerin açıklamaları, yerel yönetimlerin ya da sivil kuruluşların açtığı kadın sığınmaevleri, yasalar ve mahkeme kararları... Hiçbiri kadını dayak yemekten kurtaramıyor.

İzmir'de yaşanan son örnek, ‘zorba’ kocanın yasa ve mahkeme tanımadığını ortaya koydu. Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un çıkmasının ardından İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin eşini döven 38 yaşındaki Önder Öder'e verdiği, ‘‘Altı ay eve yaklaşmama’’ kararı, kağıt üzerinde kaldı. Mahkeme kararına rağmen eve girmeye, eşi Melihat'ı dövmeye devam eden Önder Öder'i hukuk da engelleyemedi.

ŞİKAYETTE BULUNMADI

Mahkemenin verdiği altı aylık sürenin bitiminde görmeye gittiğimiz 34 yaşındaki Melihat Öder'in hali yürek parçalayıcıydı. İlk altı aylık süre temmuz başında dolarken, bu süre bitmeden genç kadının avukatı aracılığıyla tekrar başvuru yapılmış ve dayakçı koca 10 Haziran'da ikinci kez altı ay evden uzaklaşma cezası almıştı. Ancak Önder Öder, kendisinden izinsiz çocuklarıyla tatile gittiği gerekçesiyle eşini yine kıyasıya dövmüş, gırtlağını sıkıp, tırnaklarıyla boğazını yaralamış, vücudunu morartmıştı. Çaresizlik içindeki Melihat Öder, son yediği dayağın ardından, engel olamadığı gerekçesiyle polise şikayette bulunmadı.

Göztepe semtinde oturan Melihat Öder'in dramı 12 yıl önce başladı. Aliağa Tüpraş Rafinerisi'nde işçi olarak çalışan Önder Öder'le evlenen Melihat'in iki çocuğu oldu. Görkem (7) ve Gizem (11) isimli çocukları ile mutluydu.

Ancak anlaşmazlıklar yavaş yavaş başgöstermeye başladı. Küçük kavgalar büyüklerine, itip kakmalar öldüresiye dayaklara dönüştü. Yavrularının hatırı için gördüğü eziyete yıllarca dayanmaya çalışan Melihat Öder, geçen yıl pes etti. Ve sürekli dayak yediği gerekçesiyle boşanma davası açtı.

ZORLA İÇERİ GİRDİ

Bu ‘‘cüreti’’, Melihat Hanım'a pahalıya patladı. Eşinin boşanmak istediği tebligatını alan Önder Öder, neye uğradığını şaşırdı. Alkol aldıktan sonra Önder Öder, eşini sokak ortasında evire çevire dövdü. Kocasının hışmından güçlükle kurtulan Melihat Öder, yüzü kan, üstü başı paramparça karakola başvurdu. Önder Öder polis tarafından gözaltına alınırken, Melihat Öder, avukatıyla Cumhuriyet Savcılığı'na şikayet dilekçesi verdi. Aynı gün 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkarılan Önder Öder, ‘‘Ailenin Korunmasına Dair Kanun’’ gereği altı ay eve girememe cezasına çarptırıldı. Sadece eve girmesi değil, telefonla dahi araması yasaklanan Öder, ayrıca boşanma davası sonuçlanana dek ayda 80 milyon lira nafaka ödemeye mahkum edildi. Kendisine, karara uymaması durumunda tutuklanacağı tebliğ edildi.

Karar Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Kocaları tarafından ezilen kadınlar umutlandı, sivil toplum örgütleri hakimi kutlayan fakslar yağdırdı. Ama sonuç beklendiği gibi olmadı. Çocuklarını görme bahanesiyle eve gitti. ‘‘Kararı biliyorsun. Evime giremezsin'' diyen Melihat Öder'e, ‘‘Hangi karardan bahsediyorsun. Bu evin kirasını kim ödüyor. Ben olmazsam sürünürsün. Çocuklara dua et’’ diyerek zorla içeri girdi. Sık sık eve girip çıkmaya başlayan Öder, sürekli telefon açarak eşine baskı yaptı. Boşanma davasının devam eden celselerinde de, nafaka vermekten kurtulmak için eşinin başka erkeklerle ilişkisinin olduğu iddiasında bulundu. 3 Temmuz 2000 tarihinde görülen son duruşmada hakim, taraflardan esas hakkındaki mütalaayı isteyerek, duruşmayı karar için 5 Ekim tarihine erteledi.

HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ

Boşanma davası sürerken, ‘Ailenin Korunmasına Dair Kanun' gereği hakkında ceza davası da açılan Önder Öder, 10 Haziran'da 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen duruşmada altı ay eve girmeme yasağını deldiği gerekçesiyle ikinci kez altı ay eve girememe cezasına çarptırıldı. Kocasından kurtulmak için ne yapacağını şaşıran genç kadın, ‘‘Boşanma davası açtığımda bu kabustan kurtulduğumu sanmıştım. Hiçbir şey değişmedi. Evime girmeme cezasına rağmen, bana şantaj yapıp, çocuklarımı aç bırakmakla tehdit etti. Elim kolum bağlı’’ diye konuşuyor.

HAPSE ATILMALI

Mor Çatı kurucularından Avukat Canan Arın ise bu olaylar karşısında polisin derhal Önder Öder'i gözaltına alması ve dayakçı kocanın yasaya ısrarla uymadığı için tutuklanması gerektiğini söylüyor. Ancak Arın'a göre uygulayıcılar ya yasayı bilmiyor ya da ciddiye almıyorlar. ‘‘Hiçbir mahkeme kararına karşı hiç kimse benim canım uymak istemiyor diyemez. Bu başka bir suç olsaydı, suçlu derhal hapse atılırdı. Dayak yiyen eşin, kocasını savcılığa şikayet etmesini öneririm. Ama sonuç alamadığını düşünüyorsa, demek ki savcılık da yeteri kadar ciddiye almıyor. O zaman savcı aleyhine de suç duruyurunda bulunmak gerekir, çünkü görevini ihmal ediyor’’ diyor.

Geçen kasım ayında toplanan Kadın Sığınakları Kurultayı'nda, Ailenin Korunmasına Dair Yasa'nın eksikliklerinin de tartışıldığını ve yapılması gereken değişikliklerin öneriler halinde sıralandığını belirten Avukat Arın, bu önerilerin Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü tarafından bir yasa değişikliği teklifi olarak hazırlandığını anlatıyor. ‘‘Ama henüz bir haber yok. Tabii, hükümetin çok ciddi işleri var, kadınların dayak yemesiyle filan kimse ilgilenemez’’ diye devam ediyor.

Aceleye getirilen yasada değişiklik gerekiyor

Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un, Işılay Saygın'ın devlet bakanlığı sırasında, ‘‘acil ihtiyaca cevap verebilmek için’’ biraz aceleye getirilerek çıktığını düşünüyor. Genel Müdür Şenay Eser, bu nedenle yasada bazı eksiklikler olduğunu belirtiyor. Mesela birinci maddede aileden ‘‘Aynı çatı altında yaşayan bireyler’’ olarak sözedilirken, ikinci maddede ‘‘kusurlu eş’’ ibaresi yeralıyor. Bu boşluklar da suçlu durumda olanların kendilerini kurtarmalarını sağlayabiliyor.

Ya da yasa, boşanma davası açmış ya da ayrılık kararı almış ancak evliliği devam eden çiftler için uygulanmıyor, bu da pek çok mağduriyete sebep oluyor. Ayrıca ekonomik özgürlüğü olmayan ve eşinden dayak yiyen kadın, bir yandan da dava harçlarını ödemekle boğuşuyor. Hakimler geniş takdir yetkilerini, her zaman kadından yana kullanmayabiliyorlar. Üstelik dayakçı eşin cezası ertelenebiliyor ya da para cezasına çevrilebiliyor.

Şenay Eser, yasanın uygulanmasından kaynaklanan sorunları, gönüllü kuruluşlarla işbirliği halinde incelediklerini ve ayrıntılı düzenlemelerle yeni bir rapor hazırladıklarını söylüyor. Başbakanlık'ta (Eğer sırası gelirse) değişiklik tasarısı haline getirilmeyi bekleyen bu rapora göre değişiklik yapılırsa, artık mahkeme kararına uymayan dayakçı eşin cezası ertelenemeyecek ya da paraya çevrilemeyecek; kadınlar dava için harç vermek zorunda kalmayacak; ayrılık kararı almış ancak evliliği bitmemiş kişilere de uygulanacak yasanın maddeleri daha sarih olacak.

İzmir'deki son örneği değerlendiren Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü proje asistanı Avukat Ayşegül Güngör, buna benzer olaylarla karşılaştıklarını, mesela geçen yıl silahı alınmayan bir kocanın eşini öldürdüğünü anlatıyor. Melihat Öder'in karakola haber vermesi ve kocasını hapse attırması gerektiğini söylüyor. Yasaya göre Öder'in altı aylık evden uzaklaştırma cezasına uymayan kocasının üç ay hapse atılması gerekiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!