Güncelleme Tarihi:
Arap Birliği'ne üye 11 ülkenin dışişleri bakanları ile aynı gün Gazze'ye giden Davutoğlu'nun Ankara'dan ayrılmadan önce yaptığı açıklamalardan satır başları:
- İsrail saldırılarının bir an önce durması için yapılması gereken her şeyi yapmaya hazırız.
- Dolaylı görüşmeler devam ediyor. Tüm taraflarla temasımız açıktır. Özellikle Mısır'la çok yakın bir işbirliği içindeyiz. Bu işbirliği Ortadoğu'daki barış hamlelerine ivme katacaktır.
- Arap Birliği'nden meslektaşlarımla birlikte Gazze'ye ziyarette bulunacağız. Amacımız dayanışmamızı göstermektir. Hiçbir zaman kendilerini yalnız hissetmesinler. Bölge halkları Gazze halkının yanındadır.
- 2008'de İsrail benzer bir saldırı gerçekleştirdi aynı zamanlamayla. Amaç o zaman yeni ABD yönetimi üzerinde baskı oluşturmaktı. Zamanlamanın aynı olması İsrail'in planını ortaya koyuyor. Bu planlar bölgede istikrarı tehdit ediyor.
"ARTIK DURUM FARKLI"
- 2008'den farklı bir Ortadoğu var. Ortadoğu halkları kendi kaderlerini tayin ediyor. Halklarının vicdanı doğrultusunda politika üretmek zorunda olan devletler sessiz kalamazlar. 2008'de böyle bir heyet oluşturulamazdı. Ama bugün bölge ülkelerinin sessiz kalmayacağı ortada.
- İkinci amacımız ateşkes, üçüncü amacımız da Filistin meselesi çözülmeden Ortadoğu’ya ya da dünyaya barış gelmeyeceğini göstermek.
- Sürekli ertelenen Filistin sorunu istikrarsızlık kaynağıdır. Sözler verildi ama hiçbiri yerine getirilmedi. Kendi özgür vatanlarında kendi sınırları içinde başı dik yaşamalarının zamanı gelmiştir. Bu irade doğrultusunda her zaman yanlarında olacağımız mesajını ileteceğiz.
- Gazze'den sonra D8 zirvesi için Pakistan’a gideceğiz. Başbakan da gelecek. Perşembe Türkiye’ye döneceğiz.
İsrail’in kanaatini biliyoruz bize iletilen kanaatler var. Kahire’deki müzakereler birçok ayaklı müzakere. O zaman da bir bütün olarak değerlendirilmişti. O anlamda kanallarımız açık. Bir tek Gazzeli kardeşimizi bile koruyabileceksek her türlü çabayı sarf ederiz. Doğrudan ve dolaylı kanallarımız açıktır.
"FİLİSTİN DEVLETİ ARTIK KURULMALI"
Clinton’ın geleceği bilgisi bize de ulaştı. Son günlerde kendisiyle sık sık görüştüm. Ateşkes planı çerçevesinde sürekli temas halindeydik. Önce şu anda birinci hedef Gazze’de ateşkes sağlanması. Ancak kalıcı olabilmesi için Gazze’yi bir açık hava hapishanesine dönüştüren kısıtlamaların sona ermesi lazım. Hareket serbestliği getiren bir yeni ateşkes çerçevesi oluşması lazım.
Bu insanların bütün taleplerini içeri alacak sürdürülebilir bir ateşkes lazım. Geçici ateşkesler üzerinde birçok formül geliştirdik, taraflarla paylaştık.
29 Kasım’da Filistin’in devlet olarak tanınma süreci var. Obama’nın 2010’da BM Güvenlik Konseyi’ndeki konuşmadaki vaatleri var. Artık kalıcı adımların atılması lazım. Filistin’de yaşayabilir ve sürdürülebilir, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti artık kurulmalı.
"PATRIOT FÜZELERİ SON AŞAMADA"
Son 5-6 ayda NATO Konseyi’ni düşen uçağımız ve Akçakale’de vatandaşlarımız şehit olmasının ardından 4’üncü madde çerçevesinde bilgilendirdik. NATO’nun ilgili komitelerinde bir ihtiyat çalışması başlatıldı. Türkiye-Suriye sınırı NATO sınırı da olduğundan bundan daha doğal bir şey olamaz. Daha büyük riskler de var. NATO’nun misyonu bu. Üye ülkelerin güvenliğini temin etmek. Bu konudaki kapasitelerini Türkiye’ye sağlaması konusunda mutabakat vardır. Patriotlar konusunda yoğunlaşmıştır. Müzakerelerin son aşamasına gelinmiştir.
Resmi müracaat en kısa zamanda sonlandırılacak. Dün Genel Sekreter’le görüşmem oldu. İnşallah görüşmeler belli bir aşamaya gelince müracaat yapılır, uzun sürmez, tamamlanınca kamuoyuyla paylaşılır.
Daha önce de 1990 ve 2003’te benzer tedbirler alınmıştır. Burada bizim en temel hedef ve sorumluluğumuz güvenliği teminat altına almaktır. NATO üyeliği de bu yüzden vardır. Son aşamaya geldi. Bakarsanız kapasiteye sahip ülkeler bellidir. Onlarla da mutabakata varıldı.
İsrail’in açıklamalarını sadece biz değil uluslararası toplum tüm kaygı ve tepkiyle karşılıyor. Saldırının öyle bir noktaya gelmesi İsrail için de olumlu sonuç doğurmayacaktır. Herkes sorumluluk duygusuyla hareket etmek zorunda.
Suriye muhalefeti konusunda da her zaman Suriye halkının yanında olmuştur Türkiye. Suriye Ulusal Konseyi’ne (SUK) de desteğimiz devam ediyor.