Güncelleme Tarihi:
Geceyi Erzincan’da geçiren Başbakan Ahmet Davutoğlu, sabah ilk olarak, eşi Sare Davutoğlu ve Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik eski Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte Terzi Baba Türbesi’ne gidip, dua etti. Başbakan Davutoğlu ve yanındakiler, saat 10.30’da 13 Şubat Spor Salonu’na geçti ve Ak parti merkez ilçe kongresine katıldı. Kongreye, Davutoğlu’nun yanı sıra, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik eski Bakanı Binali Yıldırım, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, çevre illerin milletvekilleri, belediye başkanları ve çok sayıda partili katıldı. Alkışlar eşliğinde kürsüye çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Erzincan’a yaptıkları ve yapacakları hizmetleri anlattı.
’KARABASAN GİBİ ÜLKENİN ÜSTÜNE DÜŞMEK İSTEDİLER’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen yılın mayıs ayında büyük hizmetler hamlesi başladığını ve ekonominin zirve döneminde olduğunu anlatırken, "IMF’ye borcumuzu ödemiştik. 3’üncü köprü, 3’üncü havalimanı yapılmaya başlanmış. Faizler yüzde 5’e inmişti. Ardından Gezi, 17 ve 25 Aralık provokasyonları başladı. Ama aziz milletimiz buna ’dur’ dedi" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, zor süreci Ak Parti’nin inanmış kadrolarının çok iyi yönettiğini, olağanüstü bir durum hissedilmediğini anlatırken şöyle dedi:
"Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı gibi yüce bir makam iki arkadaş, iki Ak Partili arasında görev teslimi oldu. Herkes ’Bu görev değişikliğinde tartışma olur mu ?’ diyordu. ’Karabasan gibi ülkenin üstüne düşmek isteyenler’ diyordu. Ama Ak Parti kendi istikrarından çok, milletin geleceğiyle ilgilendi. Bakanlar Kurulu’nda yenilikler oldu. Tek bir çatlak ses çıkmadı. Tek bir arkadaşım ’Geleceğim ne olur ?’ diye düşünmedi. Herkes aynen 2001 de yola çıktığımız gibi aşkla, şevkle 2015 Haziran’ına yürüme iradesi gösterdi."
’TEMELİ OLMAYAN ÇATI ÇÖKTÜ’
Ak Parti’nin bu tempoda yürürken Başbakanlık gibi ağır sorumluluğu üstlenip kongrelere hazırlanıp yurt dışı temaslarını sürdürürken diğer partilerde neler yaşandığını anlatan Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"CHP, 10 Ağustos’ta yediği darbeden sonra hani çatı dediler, Cumhurbaşkanımızın karşına çatı aday çıkarmaya kalktılar. Ne oldu? Temeli olmayan çatı çöktü. Liderlik sipariş, davet üzere, genel başkanların bir araya gelerek aday çıkarması üzerine olmaz. Liderlik Anadolu’nun bağrından çıkar. Gelip Erzincanlı ile kucaklaşanlardan çıkar. CHP daha sonra olağanüstü kongreye gitti. Biz de gittik kongreye ’Vefa kongresi’ dedik. Şenlik içinde gittik. CHP kongresi ise tartışma, parçalanmaların ürünü oldu. Kılıçdaroğlu’nun son dönemde söylediklerine getireceğim konuyu. Son 2 ay içinde Kılıçdaroğlu’na oy vermedi delegeleri. Bu da deklare edildi kongrelerinde. Arkasından ihtilaflar yaşandı. Her kafandan bir ses çıktı. Bir kısmı ’yenilikçi’ bir kısmı ’ulusalcı’ dedi. Mescit açacağız dediler sonra da mescit taraftarları, mescit karşıtları çıktı. Sonrasında Kılıçdaroğlu, Dersim konusunda geçmişle tek parti dönemiyle hesaplaşmaktan korktuğu için genel başkan yardımcısı bir şey dedi. Yarım yamalak konuştu diğerleri katılmadı."
’OYNAMAYAN GELİN YERİM DAR, YERİM KISA DERMİŞ’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisini antrenör zannettiğini öne süren Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir takımın sahaya çıktığını herkesin topu alıp oynadığını anlatırken şöyle dedi:
"Kılıçdaroğlu da kendisini antrenör zannediyor. Kılıçdaroğlu birden bir şey keşfetti. Kendisinin keşfi olduğunu zannetmiyorum. Birileri kulağında fısıldamıştır. MİT’le ilgili. MİT’in başka işi yok mu? Zaten siz bölünmüşsünüz. Rıza Türmen kendi milletvekilleri dedi ki ’bizim içimiz zaten karışık MİT’e gerek yok karıştırmak için’. Ben söyledim cevap verdim. MİT’i siyasi tartışmaların içine çekmeyin dedim. Hala buna devam ediyor. Biz de devam ederiz o zaman. Kendi beceriksizliğinin, acemiliğinin faturasını başkalarına kesmeye çalışma. Devlet kurumlarını buna hiç karıştırma. Anadolu’da bir söz vardır. ’Oynamayan gelin yerim dar, yerim kısa’ dermiş. Bırakın liderliği genel başkanlık, koordinatörlük yapamıyor. Partilileri arasında bu dağılmayı örtmek için MİT’e yüklenmeye çalışıyor. MİT, Musul’daki konsolosluk çalışanlarını vatandaşları nasıl kurtardığına bütün millet şahittir ve takdir etmiştir. Kendilerine ve her birine bende takdirlerimi sunuyorum. MİT, yurt dışındaki vatandaşlarımızı kurtarabilir CHP’yi kurtaramaz. CHP’nin kurtuluşu MİT’ten medet ummasın. Bu 7 Şubat 2012’de MİT’e yapılan komplonun devamıdır. Bunu Kılıçdaroğlu’na fısıldayanlar aynı çevreler. Biz buna izin vermeyiz."
BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, MİT konusunda Kılıçdaroğlu’nu eleştirmeye devam ederken kendisine gelen bir notu okuyarak, "Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu sabah kayınvalidesi vefat etmiş. Allah rahmet eylesin kendilerine taziyelerimi sunuyorum. İnşallah bizzat arayarak da sunarım. Eşlerine de taziyelerimi sunuyorum Allah rahmet eylesin" diyerek eleştirilerini HDP ve MHP’ye yöneltti.
Dersim konusuna MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisine ağır ifadeler kullandığını söyleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bir kez daha söylüyorum. Buradan Tunceli’ye geçeceğiz. Orada da diyeceğiz. Devletin bekasını sağlamaya çalışanlar, öncelikle vatandaşın devlete aidiyetini tahkim etmek durumundadırlar. Bizim felsefemizde Şeyh Edebali’nin ’insanı yaşat ki devlet yaşasın der.’ Eğer bir devlet gücünü kullanan bazı kesimler hukuk dışı uygulamalarda bulunmuşsa, bu devlete vurulacak en büyük darbedir. Dersim olaylarında öyle acı olaylar yaşanmıştır. İdama mahkum olan yaşlı bir zat son isteğinde yine kendisi gibi idam edilecek oğlunun acısını görmemeyi diler. İlk önce kendisinin idamını ister. Ama oradaki yetkililer sırf o yaşlı zata işkence olsun diye önce oğlunu idam ediyorsa bu devletin bekasını sarsar. Eğer biz Türkiye’yi ebediyen bekasını sağlayacaksak devletle milletin her bir ferdini buluşturmak zorundayız. İster Dersim’de olsun, ister 3 Mayıs 1944’te tabutluklar olsun, ister 12 Eylül, 28 Şubat’ta olsun takındığımız tutumla biz her zaman baskıya karşı çıktık ve devam edeceğiz karşı çıkmaya. Milleti devletle buluşturma milletle devlet arasında yeni aidiyet bağı kurmaya karalıyız. Gün barış günüdür. Muhabbet günüdür."
Başbakan Davutoğlu, HDP’nin 6-7 Ekim’de Kobani olaylarını bahane ederek birçok şehirde vandallığa zemin oluşturacak çağrılarda bulunduğunu bildirirken, "Şiddet belli vilayetlerimizde. ’Burada sadece ben siyaset yaparım’ iddiasıyla evlere, işyerlerine, devlet binalarına Ak Parti merkezlerine saldırıda bulundular. Bu ülke topraklarının her santiminde kamu düzeninin korumakta kararlıyız. Çözüm süreci konusunda kararlığımızı teyit ettik. Millet arasındaki birliği daimi etmek üzere yolumuza devam edeceğiz" dedi.