Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu diyor ki:
“Dikey mimariden yatay mimariye geçmeliyiz.”
* * *
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan diyor ki:
“İnşaata abanmaktan vazgeçmemiz gerekir. Üretimi arttırmamız, sanayiye ağırlık vermemiz gerekir.”
* * *
Durun bir dakika!
Yoksa... Yoksa...
Tayyip Erdoğan’ın kendisi iktidarda, fikirleri ayaklar altında mı?
* * *
13 yıllık Tayyip Erdoğan döneminde...
* Dikey mimari şahlanmadı mı?
* İnşaat sektörünün biricik sektör olması için el verilmedi mi?
* Beton ve çimento hem iktidar hem muktedir olmadı mı?
* AVM’ler... Rezidanslar... En altın çağlarını yaşamadı mı?
O zaman nasıl yorumlayacağız Davutoğlu ve Babacan’ın yaklaşımlarını?
* * *
Yoksa... Yoksa...
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan “kripto Gezici” falan mı?
Eğer değillerse...
Neden böyle tipik bir Gezici gibi konuşuyorlar ki?
--------------------------------------------------------------------------------------------------
GONDOLDA TEK BAŞIMA MIRILDANDIĞIM CÜMLELER
- Umarım etrafta Türk yoktur. Eğer varsa... Gitti bizim karizma...
- Arya söylemesini iyi kıvıran gondolcudan “Huma Kuşu”nu söylemesini istesem mi acaba?
- Bu gondolun ilk beş dakikası gayet iyi... Ama sonra fena halde bezdirici.
- Tipik Türk soruları geçiyor beynimin kıvrımları arasından: Bir gondolun fiyatı kaç para acaba? Bir gondolcu günde kaç para kazanıyor acaba? Bir gondol en fazla ne kadar hız yapabiliyor?
- Hey gondolcu! “Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın/Bir âlem-i hayale dalan ab uyanmasın.”
- Bir gün işsiz kalırsam pazarda limon satmak yerine Venedik’te gondolcu olmak isterim.
- Gondola tek başına binmek, sinemaya tek başına gitmekten bile daha kötü.
- “Ama çok turistik bir olay” diye gondoldan uzak duranlara ifrit oluyorum. Mübarekler sanki Venedik Dükü’nün torunları... Peh!
- Şu Japonlara bak! Gondolda da sürekli fotoğraf çekiyorlar. Şeytan diyor al ellerinden makineleri, at Venedik kanallarının kirli sularına.
- Bizim Türkler gondolcu olsa... Kesin hemen tüplü bir motor taktırırlar gondollarına.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
BEDAVA
“BİRİNCİ Yeni”nin babası Orhan Veli’nin “Bedava yaşıyoruz, bedava” şiirini, ülkemizin “İkinci Yeni”nin sularına girdiği şu sıralarda “Bedava ölüyoruz, bedava” diye değiştirmenin vakti geldi de geçiyor.
O zaman değiştirelim:
* * *
Bedava ölüyoruz, bedava.
Halk otobüsünde ölüm bedava. Durakta beklerden ölmek bedava. Kadın olup koca tarafından öldürülmek bedava.
Maden ocağında fıtrattan ölmek bedava. Piknik yerinde sele kapılmak bedava.
Üstgeçitte tanker teröründen ölmek bedava. Bedava ölüyoruz, bedava.