Davutoğlu: Tek yol Esad'ın gitmesi

Davutoğlu, Kahire'de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Liderler Zirvesi Komisyon Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bölgede yaşanan sorunlara değindi.

İsrail'in yayılmacı politikalarını eleştiren Davutoğlu, “İsrail yayılmacı politikasına bir son vererek barış sürecinin canlanmasını kabul etmelidir. Başkenti sonsuza kadar Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmalı ve İsrail 1967 öncesi sınırlarına çekilmelidir” diye konuştu.

İsrail'in Filistin'deki yasa dışı yerleşimini şiddetle kınadığını ifade eden Davutoğlu, BM İnsan Hakları Komisyonu'nun İsrail'in Filistin'de kurduğu yasa dışı yerleşim yerleriyle ilgili aldığı kararı hatırlattı.

Suriye'deki olaylara da değinen Davutoğlu, Suriyeli sığınmacılara ilişkin, “Bizim kapımız her zaman Suriyeli kardeşlerimiz için açık olacaktır” dedi.

Uluslararası toplumun bu konudaki katkısının halen beklenenin çok altında olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Suriye'de yaşanan krize karşı büyük bir vicdan testinden geçiyoruz. Suriye'de ölenlerin sayısı aylık 5 bin kişiye ulaştı. Toplamda 60 bin kişi hayatını kaybetti. 4 milyon Suriyeli içerde acil olarak yardım beklemektedir.Suriye'deki acımasız diktatörlük mümkün olduğu en hızlı şekilde gitmeli ve yerini demokratik geçişe bırakmalıdır. Bu süre gelen şiddetin önlenmesi ve bölgeye istikrar ve güven gelmesinin tek yoludur.”

Suriye rejiminin kaçınılmaz sonunun yakın olduğunu belirten Davutoğlu, “Biz geçiş dönemine odaklanmalıyız. Suriye Muhalif Güçler ve Ulusal Koalisyonu, Suriye halkının tek meşru temsilcisi olarak rejimin güvenilir bir alternatifi olmada önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Şimdi muhalefeti güçlendirme ve destekleme konusunda bizim sorumluluklarımızı yerine getirmemizin tam zamanıdır” şeklinde konuştu.

MALİ'DEKİ SORUN
Mali'deki sorunu hatırlatan ve “Mali'nin ulusal birliğini ve toprak bütünlüğünü desteklemeliyiz” diyen Davutoğlu, komşularının ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Mali halkına, yardım ve destek olması gerektiğini vurguladı.

Bu yılın “Kıbrıs sorunu”nun 50 yılı olduğunu aktaran Davutoğlu, “BM'nin 2008'deki müzakere sürecine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin özverili yaklaşımına rağmen Rum kesiminin isteksizliği uzlaşmaz bir sonuç vermiştir” dedi.

Türkiye'nin Kıbrıs'ta “Garantör devlet” olduğunu hatırlatan Davutoğlu, Kıbrıs Türk halkının haklı davasına destek olan İİT üyelerine teşekkür etti.

Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunun barışçıl çözümünün de ancak Ermenistan'ın işgal ettiği Azerbaycan'a ait topraklardan çekilmesiyle bulunabileceğini vurguladı.

Keşmir'de 65. yılını dolduran problemin çözümünün de BM kararlarına uygun olarak tarafların kabul edebileceği barışçıl bir diyalogla mümkün olacağını aktaran Davutoğlu, “Biz kardeş Keşmir halkının kalıcı bir barışa ulaşmasını destekliyoruz” diye konuştu.

Batı Trakya'da yaşayan Türklerin haklarıyla ilgili de ciddi problemlerle karşılaşıldığını hatırlatan Davutoğlu, “Batı Trakya Türk azınlığı kendi müftü ve imamlarını seçememekte, vakıflarını oluşturamamakta, kendi kimliklerini ifade edememektedir. İstihdam ve siyasal katılım konularında fırsat eşitliğine de sahip değiller” şeklinde konuştu.

İİT'ye üye ülkelerin, Myammar Hükümeti'ni ülkede yaşanacak provakasyonlara karşı etkili olması konusunda uyarması ve Arakan Müslümanlarının acılarının dindirilmesi için çalışması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, İslamofobi'ye ilişkin de “Batı'daki İslamofobi ve yabancı düşmanlığı, bizim için endişe kaynağıdır. Biz diğer dinlere ve Müslümanlara karşı dini ayrımcılığı kınıyoruz” dedi.