Davutoğlu CNN-Türk'te Mısır ve KKTC ile ilgili son gelişmeleri değerlendirdi.
Mısır'da ordunun kendini demokratik süreç taahhütüyle bağlaması ve tarafsız olarak geçiş sürecini yönetmesinin önemli olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Tarihin akışını kimse geri çeviremez" diye konuştu. Bakan Davutoğlu, bunun gecikmiş bir dönüşüm olduğunu, aslında 1990 ya da 2000'li yıllarda yaşanması gerektiğini bildirdi.
Mısır ile Ortadoğu insanlarının demokrasi isteğine güvenmek ve saygı duymak gerektiğini vurgulayan Davutoğlu,
seçim yapılmasının garanti altına alınması ve seçimin standartlarının doğru konmasının önemine dikkati çekti. Davutoğlu, Mısır'daki seçimlerden çok renkli bir tablo beklediğini söyledi.
Türkiye'nin Mısır'a pek çok açıdan katkıda bulunduğunu, Türkiye'nin mevcudiyetinin dahi kendi başına önemli bir katkı olduğunu kaydeden Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği mesajların da çok büyük bir katkı olduğunu belirtti. Mısır yönetimi ve kitlelerin nabzının da iyi tutulduğunu, Mübarek istifa edene kadar kitlelerin ordu ile karşı karşıya kalması ihtimali dolayısıyla ciddi kaygı duyduğunu ifade eden Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt'in mektubuna aynı tonda, açık bir yanıt verdiğini bildirdi.
Bakan Davutoğlu, tutumlarını net belirlediklerini, ancak Mısır'ın iç işlerine karışmaktan kaçındıklarını kaydetti.
REJİM KONUŞU ÜLKE SINIRLARINI AŞARSA..Suriye ve Libya gibi ülkelerin liderlerine de aynı mesajları verip vermediklerinin sorulması üzerine Davutoğlu, herhangi bir ülkenin rejimi konusu artık o ülkenin sınırlarını aşan bir konu olduğu zaman ve o ülkenin alacağı karar herkesi etkileyecekse bu duruma kayıtsız kalamayacaklarını belirtti.
Suriye'nin de siyasi ve ekonomik reformları yapmasının doğru olacağını, bunu onlarla da paylaştıklarını söyleyen Davutoğlu, "Bizim bu konuda ikili bir dilimiz, gizli bir gündemimiz yok" dedi.
Türkiye'nin çevresinde rakip görmediğini vurgulayan Bakan Davutoğlu, diğer ülkelerin de güçlü olmasını arzu ettiklerini, bütün dost ülkelerle açık konuştuklarını ve istedikleri tek şeyin tarihin normalleşerek, Ortadoğu'nun eskisi gibi tarihin merkezlerinden biri haline gelmesi olduğunu kaydetti.
İran'daki seçimlerin ardından yapılan gösterilerin hatırlatılmasına karşılık da Davutoğlu, İran ile de çok rahat her şeyi paylaştıklarını, ancak Mısır ile İran'ın karşılaştırılamayacağını bildirdi. İran'da daha dinamik bir siyasi yapı ve karşı kutuplarla rekabetin olduğu bir ortam bulunduğunu bildiren Davutoğlu, Mübarek'in iktidarda olduğu 30 yılda İran'da 5 cumhurbaşkanı değiştiğine dikkati çekti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Tunus ve Mısır'daki gelişmeleri başka ülkelerde bekleyip beklemediğinin sorulması üzereni, iletişimin artık Arap ülkelerinde çok dinamik olduğunu ve bu meselelerin ortak bir kader bilinci doğurduğunu, bunun da doğru bir bilinç olduğunu vurguladı. "Ulus devletlerin dışında, ortak bir bölge bilinci doğmaya başladı, bu tarihi bir dönüşümün başlangıcıdır" diyen Davutoğlu, bu gelişmelerin Ortadoğu toplumlarının özne olarak tarih sahnesine tekrar dönmesi anlamına geldiğini belirtti.
Bunun sağlıklı bir bilinç olduğunu ve Türkiye'nin de attığı adımlarla böyle bir bilincin doğmasında teşvik edici olduğunu ifade eden Davutoğlu, Ortadoğu'daki bu sürecin belki sancılı olacağını, ama bu nehrin akışının engellenmesinin artık çok zor olduğunu söyledi.
Bakan Davutoğlu, kritik olan hususun bu sürecin istikrarsızlığa neden olmaması olduğunu belirterek, her bir ülke ve toplumun kendine has şeyler yaşadığını, her ülkenin kendi tecrübesini yaşayacağını kaydetti. Mısır'daki geçiş sürecinin iyi yürümesini temenni ettiklerini bildiren Davutoğlu, Mısır'da ordunun bu süreci iyi yönetmesi ve demokrasi tam olarak kurulduğu zaman da çekilmesi gerektiğini ifade etti.
Davutoğlu, "Özeleştiri yapması gereken ülkelerin başında İsrail geliyor" diyerek, "demokrasi bizde olsun başkasında olmasın" anlayışının yanlış olduğunu, İsrail'in süratle izolasyona gittiğini bildirdi.
KKTC İLE İLGİLİ GELİŞMELERDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, KKTC ile ilgili son gelişmelerin ve tartışmaların hatırlatılması üzerine, büyükelçi değişimi hakkında Türkiye'nin eski Lefkoşa Büyükelçisi Kaya Türkmen'in cezalandırılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, değerli bir diplomat olan Türkmen'den merkezde ciddi bir katkı alacaklarını söyledi.
Davutoğlu, 30 yıldır Türkiye'nin Kıbrıs için büyük mücadeleler verdiğini, bunu da bir iyane ya da lütuf gibi yapmadıklarını ve bu çabaların taçlandırılmasını istediklerini belirterek, bu taçlandırmanın KKTC'nin kendisine güçlü bir ekonomi kurması ile gerçekleşeceğini kaydetti.
KKTC ekonomisinin çok ciddi bir zaaf gösterdiğini söyleyen Davutoğlu, "Bizim isteğimiz KKTC ekonomisinin kendi ayakları üzerinde duracağı araçları bulmak" dedi. Tartışma konusu olan mitingdeki pankartları gördüğünde "Nerede hata yaptık" diye düşündüğünü bildiren Davutoğlu, ekonomik reformları KKTC yönetiminin de sahiplenmesi gerektiğini vurguladı.
Bakan Davutoğlu, bu durumun sürdürülebilir bir durum olmadığını, süratle siyasi ve ekonomik reformlar yapılması gerektiğini, Türkiye olarak güçlü bir KKTC ve onurlu, özgür, başı dik bir Kıbrıs Türk toplumu istediklerini ifade etti.
Büyükelçi Türkmen'in alınarak yerine Türkiye Cumhuriyeti Teknik Heyet Başkanı Halil İbrahim Akça'nın getirilmesinin kişisel bir konu olmadığını ve istismar edilmemesi gerektiğini kaydeden Davutoğlu, istedikleri reformların sağlıklı yapılabilmesi için bu konuda uzman olduğuna inandıkları bir bürokratı atadıklarını bildirdi.
Davutoğlu, böyle bir atamanın ilk örnek olmadığını, 1987'de Ertuğrul Kumcuoğlu'nun, 1991-1995 arasında Cahit Bayar'ın da atandığını hatırlattı. Bu konuyu kişisel bir tartışmaya dönüştürmenin yanlış olacağını vurgulayan Davutoğlu, Akça'nın "doğru zamanda doğru fonksiyonu yapacak bir arkadaş" olduğunu, agremanının da geldiğini söyledi.