Güncelleme Tarihi:
Davutoğlu, Üçüncü Büyükelçiler Konferansı'nın kapanış oturumunun ardından düzenlediği basın toplantısında, konferansın son oturumunu yaptıklarını belirterek, sembolik kapanış oturumunun da Erzurum Kongre Binasında yapılacağını kaydetti.
Erzurum'un tarihin harmanlandığı, "Anadolu'nun kilidi" olarak anılan bir şehir olduğunu belirten Davutoğlu, Milli Mücadele'nin burada başladığını hatırlattı. Erzurumlulara ve Dadaşlara müteşekkir olduklarını vurgulayan ve Erzurum'un "Türk tarihinin taçlandığı bir yer" olduğunu söyleyen Davutoğlu, Büyükelçiler Konferansını burada yaparak Erzurum ruhunun bütün dünyaya yayılmasını istediklerini dile getirdi.
Büyükelçilerin de Erzurum'un değişik köşelerini ziyaret edeceklerini ve Dadaşlarla sosyal alanlarda birlikte olacaklarını belirten Bakan Davutoğlu, yarın da Sarıkamış'a giderek şehitleri anacaklarını söyledi.
Büyükelçiler Konferansı ile üç temel hedefleri olduğunu anlatarak bu hedefleri sıralayan Davutoğlu, bakanlık olarak iç istişare ve muhasebe yapmayı, büyükelçiler arasında sağlıklı bir istişare oluşturmayı hedeflediklerini, bu sayede dış politika vizyonunu gözden geçirmenin mümkün olduğunu kaydetti.
Bu seneki temel ilkelerinin vizyoner diplomasi olduğunu, bu çerçevede konferansta 17'si genel kurul oturumu, 8'i çalışma grubu toplantısı çerçevesinde toplam 25 oturum düzenlendiğini aktaran Davutoğlu, birçok iç istişare toplantısının da yapıldığını bildirdi.
Davutoğlu, konferansın ikinci hedefi bağlamında dış politikanın sadece dışişleri camiasının katkıları ile yürümediğini, bütün olarak devlet politikası ve bütün bakanlıkların katkıları ile yürüdüğünü gösterdiklerini söyledi.
Bakanlıklar arasında koordinasyon gerçekleştirerek, ortak bir hedef oluşturduklarını bildiren Davutoğlu, 9 bakan ile 8 kurum ve kuruluşun başkanının özel oturumlara katıldığını hatırlattı.
Bakan Davutoğlu, üçüncü hedefin de kamu diplomasisi olduğunu, bu çerçevede gerek iç gerekse dış kamuoyu açısından çok önemli toplantılar yaptıklarını, yabancı konukları ağırladıklarını belirtti.
Her yıl özel misafirler geleceğini de dile getiren Davutoğlu, gelecek yılki toplantının büyük ihtimalle Edirne'de düzenleneceğini kaydetti.
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e büyükelçileri kabulü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da katılımı dolayısıyla ayrı ayrı teşekkür etti.
ÇÖZÜM İÇİN TOPLANTI SAMİMİYET TESTİDİR
Bakan Davutoğlu, Kıbrıs konusunda dün Başbakan Erdoğan'ın dile getirdiği ilgili taraflar ile AB ve BM'yi içine alan 7'li toplantıya nasıl bir cevap alındığının sorulması üzerine, Türkiye'nin Kıbrıs konusunda bir barışı gerçekleştirmek için elinden geleni yaptığı anımsattı.
2004 tarihinin unutulmaması gerektiğini dile getiren Davutoğlu, 2004'te KKTC'nin güçlü bir barış perspektifine sahip olduğunu ortaya koyduğunu ancak o zaman karşısında Kıbrıs Rum yönetimi anlamında bir muhatabın bulunamadığını ifade etti.
Eğer muhatap bulunsaydı şu anda herkesin arzu ettiği barışın gerçekleşmiş olacağını söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Sayın Başbakanımızın dile getirdiği görüşlerimiz şu çerçevede önemlidir. İlgili taraflar ve uluslararası toplumun bir masa etrafında bir araya gelerek buna çözüm bulması. Bu bir samimiyet testidir. Biz bu samimiyeti 2004'te gösterdiğimiz gibi aynı samimi tutum içerisindeyiz. Barış isteyen tarafların da bu kararlılık içinde olmaları lazım. Bu kararlılık görüldüğü zaman mesafe alınır ama sonu gelmez müzakerelerle bunun ilanihaye çözümsüz kalacağı ve Türkiye'nin ve KKTC'nin bu çözümsüzlük içinde baskı altında karar alacağı gibi bir kanaat hasıl olursa, böyle bir kanaatin hiçbir zaman geçerli olmayacağını da bütün dünyanın herhalde şimdiye kadar öğrenmiş olması gerekir. Türkiye adil ve kalıcı barışa 'evet' der ve bunun için bütün taraflar nezdinde çalışmaya hazırdır ama bu şekilde müzakerelerin uzatılması suretiyle bir şekilde bir baskı oluşturma çabalarına da açıkçası teslim olmaz. Böyle bir çabanın sürmesine izin vermez.
Ümit ederiz, 26 Ocakta Cenevre'de yapılacak olan, Sayın Ban Ki-mun, Sayın Eroğlu ve Sayın Hristofyas'ın yapacağı üçlü görüşmeden daha olumlu ve ileriye dönük barış perspektifini güçlendiren bir sonuç çıkar, ondan sonra da ilgili bütün taraflar Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve BM bir araya gelerek mesafe alır. Bizim tercihimiz bu. Yunanistan tarafı ile de bu konuları paylaşıyoruz. Başbakanımız ile Papandreu arasında ve sonrasında Dimitri Druças ve bizim de katıldığımız dörtlü görüşmede bütün bu konular ele alındı. Daha sonra da görüşmeler sürdü. Önemli olan birlikte çalışma iradesini göstermek Sayın Başbakan dünkü yapılan toplantılarda da bu barışı birlikte kurma ve çalışma iradesini güçlü bir şekilde dile getirdi. Ümit ederiz bu hayata geçer."
"KIBRIS'TA İŞGALCİ GÜÇ" NİTELEMESİ
Yunanistan Başbakanı Papadreu'nun Türkiye'yi "Kıbrıs'ta işgalci güç" olarak nitelendirdiği ve azınlıklarla ilgili sözlerin hatırlatılması üzerine Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'ın azınlıklar konusunda gerek Atina'da gerekse başka yerlerde her zaman, her düzeyde Türkiye'nin görüşlerini açıklıkla dile getirdiğini belirtti.
"Biz hiçbir görüşümüzü dile getirmekten çekinmeyiz" diyen Davutoğlu, gerek başmüftülük gerekse başka konuların takipçisi olduklarını, başmüftülük konusunu dün de görüştüklerini, marttaki ziyaretinde de bu konuyu ve diğer konuları ele almaya devam edeceklerini kaydetti.
"İşgalci" sözleri hakkında da Başbakan Erdoğan'ın gerekli yanıtı verdiğini, dikkatli dinlenmesi durumunda AB üzerinden verilen yanıtın çok açık olduğunu belirten Davutoğlu, Türkiye'nin Kıbrıs'ta uluslararası hukuk bağlamından kaynaklanan hakkını kullanarak bulunduğunu, Kıbrıs'ta yeni bir düzen kurulması için de Türk tarafının her zaman hazır olduğunu bildirdi.
Papandreu'nun kendi pozisyonunu ifade ettiğini, Başbakan Erdoğan'ın da aynı açıklıkla yanıt verdiğini belirten Davutoğlu, dünkü açıklamaların ilk başta çelişki gibi görünebileceğini, bir taraftan samimi ifadeler bir taraftan da farklı görüşlerin olabileceğini, bunun komşulukta olabileceğini kaydetti.
Bakan Davutoğlu, zaten iki ülke arasında bu konularda bir mutabakat olmuş olsaydı bütün bu görüşmelere gerek kalmayacağını ifade ederek "O kendi pozisyonunu dile getirdi, biz de kendimizinkini açık bir şekilde dile getirdik" dedi.
Davutoğlu, Kıbrıs için bütün tarafların katıldığı bir toplantı için çağrı yaptıklarını da söyleyerek, hiçbir zaman hiçbir zeminde görüşlerini esirgemediğinin bütün dünya kamuoyu tarafından bilindiğini kaydetti.
SABRIN SONU
Başbakan Erdoğan'ın dün "Türkiye'nin sabrının bir sonu olduğunu" söylediğinin anımsatılması üzerine de Davutoğlu, Türk diplomasisinde Dadaşların sabrı ve olgunluğu olduğunu, bütün diplomasiyi büyük bir sabır ve olgunlukla yürüttüklerini belirterek, ilkelerinin net olduğunu vurguladı.
Davutoğlu, "Ancak sabrımızın sınırını test etmeye kimse kalkmamalıdır, bu sabrın nerede başlayıp nerede bittiği ise ilkesel pozisyonumuz ile ilgilidir" dedi. Davutoğlu, kimsenin önlerine "AB mi, Kıbrıs mı?" diye bir seçenek koymaması gerektiğini belirterek, gerekli olduğu zaman Türkiye'nin zor kararlar alabildiğinin bilindiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kıbrısta adil ve kalıcı bir barış sağlanmasını istediklerini ancak aynı zamanda Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin de gerçekleşmesi gerektiğini belirterek, bunun herkes için en doğru yol olduğunu söyledi.
Davutoğlu, "Türkiye dış politika konusunda dar bir kulvara girmez. Sabrımızın limiti olan şey bu dar kulvara Türkiye'nin yönlendirilmeye çalışılmasıdır" dedi.
İRAN NÜKLEER GÖRÜŞMELERİ
İranın nükleer programı ile ilgili İstanbul görüşmesi ile ilgili soruya karşılık da Davutoğlu, bu konuda gerekli görüşmeleri yaptığını belirterek, AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'un gelecek hafta hazırlıklar için İstanbul'a geleceğini kaydetti.
Görüşmelerin 21-22 Ocakta İstanbul'da yapılacağını, bir gün önce akşam da evsahibi olarak bir yemek vermeyi planlandığını söyleyen Davutoğlu, Cenevre görüşmelerinin başarı ile geçmesi için büyük çaba gösterdiklerini, aynı çabayı simdi de göstermekte olduklarını kaydetti.
Davutoğlu, İran'ın son teklifinin gündemde olduğunu söyleyerek, görüşmelerin karşılıklı anlayış içinde sürmesine büyük önem verdiklerini kaydetti.