Güncelleme Tarihi:
Üzerinde bir çok yorum yapıldı. Ama şunu ifade etmek isterim. Hem Türkiye Cumhuriyeti hükümeti adına hem de Avrupa Birliği ve Almanya adına da bizim tek bir gayemiz var. İnsani bakımdan İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en büyük trajediye birlikte çözüm aramak. Bu mesele ne Türkiye'nin ne de Avrupa Birliğinin tek başına üstlenmesi gereken bir meseledir.
"TÜRKİYE MÜLTECİLERLE SINANACAK BİR ÜLKE DEĞİL"
Türkiye'ye yönelik her türlü tehdide karşı kararlı tavrımızı sürdüreceğiz. Sığınmacılar konusunda çok önemli mesafe kaydettik. Türkiye ağır yükler yüklenmiştir ve üzerine düşeni yapmıştır. Türkiye mültecilerle sınanacak bir ülke değildir. Hiç kimse kendi isteği dışında bir yere gönderilmedi. İllegal göçü yasal bir göç haline getiriyoruz.
"VİZE MUAFİYETİ HAYATİ BİR KONUDUR"
Türkiye için vize muafiyeti hayati bir konudur. Önümüzdeki günlerde Meclis'ten gerekli düzenlemeleri geçireceğiz. AB'nin de gerekli adımları atacağına inanıyorum. Bugünden itibaren AB taahhüt ettiği fonları harekete geçiriyor. Bugün Suriyeli mültecilerin umut duyması gereken bir gündür.
"MERKEL DE BİZİM GİBİ ELEŞTİRİLDİ"
Bizim Türkiye'de eleştirildiğimiz gibi Merkel'de ülkesinde ve Avrupa'da eleştirildi. Sayın Angele Merkel, en başından beri insani tavırlar sergiledi. Çok eleştirildi ama kendisine de ifade ettim tarihin altın sayfasına yazılırlar. Bize de Suriyeli sığınmacıları geri göndermemiz gerekir diyen liderler çıktı. Türkiye ve Almanya Suriyeli çocuklar için omur omuzadır.
Tusk'un açıklamalarından satır başları;
Programa ilişkin ortak basın toplantısındaki konuşmasına Tusk, Davutoğlu'na kendisini Gaziantep'e davet ettiği için teşekkür ederek başladı.
Başbakan Davutoğlu ile en son 18 Mart'ta Brüksel'de bir araya geldiklerini anımsatan Tusk, burada çok kapsamlı bir anlaşma olan AB ve Türkiye
arasındaki anlaşmayı sonuçlandırdıklarını hatırlattı.
Bu anlaşmanın amacının göç konusunu yasal bir bir alana çekmek ve bunu düzenlemeye kavuşturmak olduğunu dile getiren Tusk, bugünkü ziyaretin bu anlaşmanın uygulamasıyla ilgili bir izleme ziyareti olduğunu söyledi.
Batı Balkan ülkelerinde, Yunanistan'da ve göçmenlerin bulunduğu diğer üçüncü ülkelerde bazı ortak girişimlerde bulunduklarını kaydeden Tusk, "Artık, bunların sonuçlarını yavaş yavaş görüyoruz. Mart ayından bu zamana kadar gerçekten Ege'de yasadışı göçün büyük oranda azaldığını görüyoruz. Operasyonlarımız, Suriyelilerin, Türkiye'den AB üyesi devletlere giren Suriyelilerle birlikte çalışarak onların geri dönüşlerini sağlamak ve yasadışı olan göçü yasal çerçeveye kavuşturmak için çalışıyoruz. Bu gerçekten karmaşık ve büyük girişim. Önümüzde yapılacak çok şey var." dedi.
Bugün, burada Başbakan Davutoğlu ile ileriye yönelik atılacak adımları da görüşme fırsatı bulduklarını kaydeden Tusk, aynı zamanda Suriyeli göçmenlerin durumunu da değerlendirme imkanı bulduklarını bulduklarını ifade etti.
Nizip'teki kampı da ziyaret ettiklerini, Gaziantep'te Çocuk Koruma Merkezi'nin açılışına katıldıklarını anımsatan Tusk, 23 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle yapılan açılışa büyük bir onurla katıldıklarını belirtti.
Türkiye'de göçmenlere yönelik olarak AB fonları aracılığıyla pek çok projenin yürütüldüğünü dile getiren Tusk, bu programların daha da hızlandırılarak devam edeceğini kaydetti.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, konuşmasında şunları kaydetti:
"İşbirliğimizin ötesinde ikili ilişkilerimizin söz konusu olduğu çok çeşitli konular var. Onları ele aldık. Mesela, vizenin serbestleştirilmesi konusunda yine çalışmaları hızlandırdık. Görüyorum ki gerçekten Türkiye gerekli tüm kriterleri yerine getirdiği zaman bu yaz bu konuda bir adım atılabilecektir. En önemli konulardan bir tanesi tabii ki Suriye'deki çatışmalar ve siyasi görüşmeleri tekrar gündeme getirmek gerekiyor. İnsanı hedeflere yönelik yapılan son saldırılar maalesef bu konuyu engellemektedir."
Donald Tusk, Başbakan Davutoğlu'na daveti için teşekkür ederek, kararlılığı ve çabaları için de şükranlarını sundu.
Tusk, "Sadece siyasi açıdan söylediğim bir söz değil gerçekten şahsi kanaatim şöyle. Türkiye, bugün tüm dünyada göçmenleri nasıl barındırmamız gerektiğine dair dünyaya örnek olacak tek ülkedir. En önde gelen ülkedir. Türkiye'ye bu konuda kimsenin ders verme durumu yoktur. Gerçekten bundan büyük bir gurur duyuyorum, sizinle bu konuda işbirliği yapmaktan" diye konuştu.
Merkel'in açıklamalarından satır başları;
Türkiye -AB arasındaki anlaşmayı dikkate alarak bugün Türkiye'yi gördük. 23 Nisan'da gelmiş olmamız ayrı önemliydi. Burada mültecilerin toplum tarafından kucaklandığını gördük.
SORU-CEVAP
VİZE MUAFİYETİ VE 3 MİLYAR EURO'LUK ÖDEME
Başbakan Davutoğlu: Türkiye AB'nin en büyük özelliği ahde vefadır. Bu paket hem mültecilere yardıma yönelikti hem de Türkiye-AB ilişkilerini yeni bir zemine oturtmaya yönelikti. Geri kabul anlaşması ancak vize muafiyeti ile uygulanır. Biz bunun pozitif bir yöntemle devam etmesini istiyoruz. Meclis geç vakitlere kadar çalışmalarını sürdürdü. Biz gerekli adımları atacağız. AB'nin de gerekli adımları atacağını düşünüyorum. Zaten vize muafiyeti uygulanmazsa, geri kabul anlaşması da uygulanmaz.
Tusk: Bizler taahütleri ortaya koyduğumuz projelerin değeri hakkında şunu söyleyebiliriz. Bu yaz projeler için 1 milyar EURO harcanacak. Güçlü bir şekilde bunu ortaya koyduk.
Angela Merkel: Biz Almanya olarak bu parayı tahsis edeceğiz. Bütün üye ükelerden bu para geliyor.