Güncelleme Tarihi:
BAKAN Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin NATO’ya üye oluşunun 60. Yıldönümü nedeniyle düzenlenen toplantıya katılmak için önceki gün Brüksel’e giderken uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu. Başlıklar arasında mezhep çatışmasının gündeme geldiği Irak ve Suriye de vardı. Davutoğlu’nun mesajları şöyle:
“(Irak Başbakanı) Maliki Amerikalıların çekildiği gün bayram havasında ülkesindeki tüm liderleri biraraya getirebilseydi Irak bir başarı hikâyesi olurdu. Ama tam tersine Irak’ın hâlâ kriz ülkesi olduğu algısını oluşturdu. Kürtler gibi Bağdat’a yönelmiş siyasi gruplar bile kendisine mesafeli yaklaşmaya başladı. Irak’ın mevcut sınırları ile oynanmamalı. Irak’ta yaşanan gerilim uzun yıllar sürecek dinler ve mezhepler arası bir savaşa dönüşürse birçok devleti içine çeker. Biz bölgede iki kutbun (Sünni–Şii) olmasını istemeyiz. Bizim tek bir bölge oluşturma çabamız var. Arap Baharı’ndan önce bunu istikrarla sağlamaya çalışıyorduk, şimdi dönüşümle sağlamaya çalışıyoruz.
Suriyeli muhaliflere askeri eğitim vermiyoruz
Bir ara Türkiye, Suriyeli muhaliflere askeri eğitim veriyor gibi bir hava oluşturuldu. Bunlar Türkiye’yi belli bir yere sürüklemek için yapılan rivayetler. Biz de bu nedenle bilinçli olarak her adımı Arap Ligi ile birlikte koordine etmeye karar verdik. Tabi yarın yüzbinlerce insan Türkiye sınırına dayanırsa, o zaman ne yapılması gerektiği meşru bir sorudur. Ancak Türkiye’nin, uluslararası meşruiyet zemininde hareket edeceğini söyleyebilirim.
Sekiz yılda inşa ettiğimiz binanın yıkılmasını istemezdik
Sonuçta Suriye ile son sekiz yılda ilişkileri o noktaya getiren de bizdik. Taş taş üstüne koyup birşey inşa ediyorsunuz. Ancak halkına silah doğrultan anlayış, tahrip edip binayı yıkmaya çalışıyor. Bir insan kendi eserinin yıkılmasını ister mi? Bizim Suriye’ye bakışımız halkın refahı ve esenliği ve kalıcı dostluk bağlamında bir bakış. Bazı ülkeler için Esad rejiminin kendisi bir stratejik kazanç. Bazı ülkeler için rejimin düşmesi stratejik kazanç. Bizim için halkıyla çatışan hiçbir rejim stratejik bir kazanım olamaz.”
RÜYALARIMDA KRİZ GÖRÜYORUM
Dış politika alanında aldığınız kararlar kariyerinizi riske atan hareketler değil mi?
Bunlar kolay kararlar değil. Meselemiz doğru olanı yapmak. Zor bir tabloyla karşı karşıya kaldığımız aşikar. Ne kadar zorlu kararlardan geçtiğimizi ancak yaşayan bilir. Birkaç hafta önce gece bire kadar Suriye konusunda çalıştım. Yattım rüyamda Libya’da tekrar kriz patlamıştı. Tabi rüya değil kabus bu. Kan ter içinde sayıklayarak uyanmışım, hanım da uyandı. Uyuyamadım tekrar gerçeğe yani Suriye mesaisine döndüm. Sadece Libya’da tahliye döneminde yaşadıklarımız yeter. Ben bugüne kadar çilesi bakımından iki dönemi ayrı tutuyorum. Birincisi Irak savaşı, yeni hükümet olmamızın dezavantajlarını yaşadık. İkincisi de Libya’da tahliyeler başladığından başbakanımızın Libya seyahatine kadar geçen dönem. Önemli bir risk alıyorsunuz. Bizim üstümüzde en büyük baskı iç ve dış kamuoyu baskısıdır. Dış derken Ortadoğu’yu kastediyorum. Bölge demokratikleştikçe bizim üzerimizdeki
bu baskı artacak.
İran ile fitneye izin vermeyiz
DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, NATO çerçevesinde füze savunma sisteminin, Malatya’ya yerleştirilen radarının İran’a yönelik tehdit oluşturduğu iddialarına, “Kimse yanlış hesap içinde olmasın. Herkes kamuoyuna yaptığı açıklamalara dikkat etmeli. Türkiye’nin İran’a vereceği en büyük güvence tarih boyunca test edilmiş dostluğudur” sözleriyle yanıt verdi. İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ile dün ortak basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, “Hiçbir komşumuza dönük tehdit algılamasında değiliz. Bu bizim için NATO içerisinde savunmaya dönük geliştirilmiş bir sistemdir. İran’a dönük bir hedefi yoktur. Bazıları Türkiye ve İran’ın ilişkilerinde sıkıntı çıkarmak için bu konuları gündeme getirebilir. Biz aramıza fitne girmesine izin vermeyiz” dedi. Salihi de, “Bazıları bizi rakipmiş gibi göstermek istiyor ama biz birbirini tamamlayan iki ülkeyiz” dedi.