Davutoğlu: Günlerdir infial içindeyim

Güncelleme Tarihi:

Davutoğlu: Günlerdir infial içindeyim
Oluşturulma Tarihi: Haziran 20, 2013 02:03

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Taksim Gezi Parkı olaylarına ilişkin, "Avrupa başkentlerinde bu kadar yaygın gösteriler olduğunda biz dönüp şunu dedik mi, onların dediği gibi 'İki Türkiye var ve meydanda iki Türkiye çatışıyor'. Hiçbir dışişleri bakanı benim ülkem hakkında böyle konuşamaz. Türkiye'de tek Türkiye var" dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, TGRT Haber televizyonundaki programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Taksim Gezi Parkı olaylarıyla ilgili konuşan Davutoğlu, bir anda Türkiye hakkında iki hafta içinde yeni bir algı oluşturma operasyonu başlatıldığını söyledi. Davutoğlu, olaylarda komplo teorilerinin ötesinde bir vaka bulunduğunu belirterek, görüştüğü mevkidaşlarına da aynı şeyleri anlattığını ifade etti. "Öyle bir atmosfer oluşturulmaya çaışıldı ki Türkiye'nin en yakın dostları bile bir şekilde alışılmadık açıklamalar yapma ihtiyacı hissettiler. Bazen de kendileri bu açıklamaların cazibesine kapıldılar" diyen Davutoğlu, Avrupalı muhataplarına Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu anlattığını söyledi. Davutoğlu, "Avrupa'da hangi büyük başkentte veya metropol şehirde bir gösteri dolayısıyla şehrin en büyük meydanı 18 gün normal akışına kapatılır" ifadesini kullandı. Davutoğlu, şöyle devam etti:

"1 Haziran günü, aynı gün, Frankfurt'ta Blockupy gösterilerinde polis hem biber gazı kullanıyordu hem tazyikli su kullanıyordu. Yüzlerce göstericiyi gözaltına alıp uzun süre kontrol altında tutmuştu saatlerce. Tek gerekçe vardı. Yüzleri kapalıydı. Peki Türkiye'de uzun saatler verilen yayınlarda göstericilerin yüzleri açık mıydı?"

Burada "kötü bir oryantalizm" gördüğünü dile getiren Davutoğlu, batıdaki olaylarda polis benzer tepkiler verdiğinde kamu düzenini korumak için bunların yapıldığı gerekçesinin öne sürüldüğünü bildirdi. Davutoğlu, Türkiye'de olduğunda farklı tepki verildiğini belirterek, Avrupalı meslektaşlarına bunları anlattıklarını aktardı. Davutoğlu, "Avrupa başkentlerinde bu kadar yaygın gösteriler olduğunda biz dönüp şunu dedik mi onların dediği gibi, 'İki Türkiye var ve meydanda iki Türkiye çatışıyor'. Hiçbir dışişleri bakanı benim ülkem hakkında böyle konuşamaz. Türkiye'de tek Türkiye var" diye konuştu.

'İYİ NİYETLİ HABERCİLİK YOK'

Davutoğlu, evrensel değerler konusunda eleştiriden kaçmayacaklarını ifade ederek, uluslararası medyanın özellikle Amerikan, Rus, İran ve İsrail medyasının bir anda benzer tonda, benzer dozajda, benzer yayınlar yaptıklarını söyledi. Davutoğlu, "Ben burada iyi niyetli habercilik anlayışı görmüyorum" yorumunda bulundu. Bir gazetenin, hatta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtülü bir kadına olaylar sırasında yapılan saldırının doğru olmadığını dile getirdiğini hatırlatan Davutoğlu, konuyla ilgili şunları anlattı:

"O saldırıya uğrayan başörtülü hanım, benim çok yakın bir öğrencimin eşidir. Olayın olduğu gün kendisiyle konuştum. Cezayir'deydim, bizzat aradım. Kayınpederi üniversite arkadaşımdır. Ortada bir fiili vaka var, bu bilinsin diye söylüyorum. Babası üniversite arkadaşımdır, aynı dönemlerde okuduk. Oğlu benim talebemdir. Eşi benim de gelinim sayılır. Ben bunu birinci ağızdan dinledim. Twitter'da bu çıkınca ben şüphe ettim ve dedim ki 'birileri provokasyon yapıp kitlesel karşıtlığa mı yol açmak istiyor' ve bizzat aradım."

Ailenin bir fitneye sebebiyet vermemek için kendisinden bile olayı saklamak istediğini kaydeden Davutoğlu, "Biz bunu Başbakanımız da duymasına rağmen toplumsal tepki doğmasın diye günlerce dile getirmedik. Böyle bir acıyı, bir hanıma yapılabilecek en büyük hakareti siz neredeyse mazur göreksiniz. Ben günlerdir infial içindeyim. Günlerce bu infiali de içimizde taşıdık. Şimdi bu bir özgürlük kullanımı mı?" değerlendirmesinde bulundu.

'KİMSE İKİ BREZİLYA VAR DEMİYOR'

Davutoğlu, Brezilya'da da benzer olayların yaşandığını hatırlatarak, "Kimse 'iki Brezilya var' demiyor. Kimse 'Brezilya'nın geleceğinden kaygılıyız' demiyor. Kimse Brezilya hükümetine 'gidin onlarla diyalog kurun' gibi yukarıdan bir dille çağrıda bulunmuyor" diye konuştu.

Davutoğlu, Avrupalı kimi siyasetçiler ve Avrupa Parlamentosu'nda bulunanların çoğunun 1990'lı yılların Türkiyesi'ni tanıyarak bir Türkiye algısı geliştirdiklerini, son 10 yılda Türkiye'de yaşanan başarıların onlar için abnormalite olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Son 15 gün içinde bunlar rahatladı. Niye biliyor musunuz? Eskiden huzursuzluk vardı. Kendi içlerdinde bir Türkiye algısı vardı. Var olan Türkiye realitesi bu algıyla örtüşmüyordu. Var olan Türkiye realitesini hep bastırıyorladı. 15 günde yaşananlar onları rahatlattı. Eski algılarını tekrar inşa edebildiklerini düşündüler, gördüler" dedi. Olaylardan önce bazı provokatif şeyler beklediklerini kaydeden Davutoğlu, son günlerde yaşananların değerlendirildiğini ancak bu tür olayların bir plan dahilinde meydana gelmesini hesap etmenin kolay olmadığını söyledi. Davutoğlu, "Bu bir tecrübe. Biz de hükümet olarak, devlet aklı olarak bunları analiz edeceğiz. Aramızda da konuşuluyor. Anatomi gibi incelemeye çalışıyoruz" ifadesini kullandı.

Alman Bild gazetesinde yayımlanan bir karikatüre atıf yapan Davutoğlu, karikatürde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hitler gibi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve kendisinin de onun yanında SS subayları gibi gösterildiğini aktardı. Davutoğlu, "Bunu bir Alman gazetesi yapıyor. 1,5 sene önce ben gidip Almanya'da yetkililere Neonazi cinayetleri dolayısıyla hesap soran bir Dışişleri Bakanıyım. Aklıma bu geliyor. Bir rövanş mı? Bana Nazi benzetmesi yapılacak, her türlü ırkçılığa karşı sesini yükseltmiş bir Başbakana Hitler benzetmesi yapılacak. Burada bir algı oluşturuluyor" değerlendirmesinde bulundu.

'KARŞILIKLI KİTAP OKUMALARINDA BEİS YOK'

Taksim Meydanı'ndaki "duran adam" eylemine de değinen Davutoğlu, kitapsever birisi olarak meydanda eylemcilerin durup kitap okumasına karşılık polislerin de kitap okumasının hoşuna gittiğini söyledi. "Karşılıklı kitap okumalarında hiçbir beis yok" diyen Davutoğlu, eylemin sürdürülebilir olmadığına işaret etti. Davutoğlu, Taoizm'de yer alan ve hareketin var olan dinginliği bozacağına dayanan "Wu Wei" prensibine atıf yaparak, "Ruh dinginliğini bulayım anlayışıyla yapıyorlarsa felsefe olarak hoşlanabilirim" dedi. Davutoğlu, durmak ile anlamak arasında kelime olarak birçok dilde bağ bulunduğunu anlatarak, "İnşallah durur ve düşünürler. Durduklarında ümit ederim ki anlamaya da başlarlar" ifadesini kullandı. Olaylarla ilgili dünyada nasıl algı oluştuğuna dair Türkiye'nin büyükelçiliklerinden rapor istediğini belirten Davutoğlu, kendilerinin de bir performans değerlendirmesi yapacaklarını bildirdi.

"Türkiye'de geçmiştekilere benzer çok kritik bir viraj aşıldı mı" sorusuna Davutoğlu, "Evet. Çok kritik bir şeydi. Bunu kabul etmemiz lazım" karşılığını verdi. Davutoğlu, "4 şiddetinde bir deprem hepimizi sarsar. Faydası da daha yüksek dozda depremler için hazırlar. Ülke binamızı sarsan bir deprem değil ama bize bir şey hatırlatan bir deprem" dedi.

İran'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini de değerlendiren Davutoğlu, İran'da cumhurbaşkanının değişmesiyle çok radikal değişimlerin hemen gözlenmeyeceğini söyledi. Davutoğlu, "Sürekliliği takip eden bir çizgi vardır. Ama bir üslup ve doz farkı da ortaya çıkar. Bunu takip edeceğiz. Bizim için en önemli ülkelerden biridir. Her zaman ilişkileri geliştirme çabamızı sarf edeceğiz. Ümit ederim, Sayın Ruhani, İran'ın Ortadoğu halkları nezdinde bizim için de önemli olan itibarını yeniden kazanması için Suriye rejimiyle ilgili tutumunu gözden geçirir" yorumunda bulundu. Davutoğlu, Hamas lideri Halid Meşal ve Başbakan İsmail Heniye'nin Ankara ziyaretinde Erdoğan'ın Gazze ziyareti konusunda bir gelişme olup olmadığı sorusuna ise tarihin netleşmediğini ancak ziyaretin yapılacağını söyledi. Davutoğlu, "Çok uzak olmayan bir vakitte yapılır inşallah" diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!