Davutoğlu: Evlatlarımızı da kendimizi de feda etmeye hazırız

Güncelleme Tarihi:

Davutoğlu: Evlatlarımızı da kendimizi de feda etmeye hazırız
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 01, 2015 09:08

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, “Terör odaklarına karşı, eş zamanlı terör operasyonları başlattık. Ben bu operasyonun adına ‘Huzur ve demokrasi operasyonu’ diyorum. Bundan sonra da sınırımızda askerimize sıkılan bir kurşunun bedeli o kurşunu sıkanların tümünün tasfiyesiyle sonuçlanacaktır. Sizler ve bizler gerektiğinde bu vatan, bu vatanın birliği, bu milletin huzuru, gelecek nesillerin geleceğinin parlak olması için evlatlarımızı da kendimizi de feda etmeye hazırız” dedi.

Haberin Devamı

Başbakan Davutoğlu, dün TZOB, MEMUR-SEN, TESK, Türkiye KAMU-SEN, TÜRK-İŞ, TİSK, HAK-İŞ, TİSK ve TOBB’un 81 ilden gelen temsilcilerinin katılımı ile düzenlenen “Teröre karşı sivil insiyatif” toplantısına katıldı. Konuşması, “Vur vur inlesin PKK dinlesin” sloganı ile zaman bölünen Davutoğlu, özetle şunları söyledi:

GÜN DAYANIŞMA GÜNÜDÜR
“Öyle zamanlar, öyle konular vardır ki toplumlar ortak sınava tabi olurlar. Birliğini korumuş toplumlar geleceğe güvenle bakabilirler. Özgürlüğümüzü tehdit eden teröre karşı işbirliği, bu konuların en başında gelen husustur. Güzel bir değişle, ‘Gün bugündür. Gün dayanışma günüdür. Gün omuz omuza verme günüdür.’ Tek başına siyasi irade, güvenlik yöntemleri yetmez. Tüm toplumun omuz omuza vermesi başarının öncelikli şartıdır. Çok güçlü bir siyasi irade ile terör saldırısına karşı ortak bir tavır sergiledik. 7 Haziran’dan bu yana Türk demokrasisi iyi bir sınav vermiştir. Türkiye’de herşey meşuiyet çizgisinde ilerlerken birden demokrasimize darbe vurmak isteyen şer odaklarının eş zamanlı olarak harekete geçtiğini gördük. Bazıları sanki bu yaşananların arka planı bilmiyormuş gibi hükümetimizi erken seçim için bu operasyonları yapmakla suçluyorlar. Tarih silsilesine dikkatinizi çekerim. Bu hepimize yapılan bir suikasttir. 9 Temmuz’da cumhurbaşkanımız beni görevlendirdikten sonra 11 Temmuz’da KCK ateşkesi bitirdiğini ilan etti. Bu açık bir şekilde ‘Siz ne yaparsanız yapın, biz Türkiye’de kaos’ çıkarmak istiyoruz’ mesajıydı. 15 Temmuz’da HDP ile görüştüğümüz saatlerde KCK devrimci halk savaşını başlattığını ilan etti. 19 Temmuz’da HDP Eş Başkanı sırtlarını PKK’ya dayadıklarını kamuoyu önünde zikretti. Zamanlamaya dikkatinizi çekerim. Türkiye’de hükümet kurmak için çaba başlamış. Bunları biz yaparken birileri Türkiye’de demokrasiye darbe vurmak için düğmeye basmış bulunuyorlardı. 20 Temmuz’da Suruç’ta 32 vatandaşımız katledildi. O gün öğleden sonra bir erimiz Adıyaman’da PKK tarafından şehit edildi. 21 Temmuz’da bu sefer DHKP-C İstanbul sokaklarında eli silahlı yüzleri maskeli gösteri yapma cüretine kalkıştı. Birden DAEŞ, PKK ve DHKP-C nin saldırılarına muhatap olduk. 22 Temmuz iki polisimiz Ceylanpınar’da ensesinden vurularak, uyurken şehit edildi.

Haberin Devamı

BARIŞ GÜVERCİNLİĞİNE SOYUNANLAR GÖRSÜN
Şimdi hükümeti suçlayanlara; operasyonları siyasi projenin parçasıymış gibi gösteren HDP Eş Başkanlarına sesleniyorum. Operasyonlar 23 Temmuz’u 24 Temmuz’a bağlayan gece oldu. Ama polislerimiz 22 Temmuz’da, askerimiz 21 Temmuz’da şehit edildi. KCK 11 Temmuz’da çatışmasızlığı bitirdiğini ilan etti. Şimdi barış güvercinliğine soyunanlar bunu görmek durumundadır. Böyle bir saldırı karşısında bekle gör diyerek zamana oynasaydık, ‘geçici hükümetiz’ diyerek erteleseydik emin olun Türkiye tam bir kaosa sürüklenmişti. Hesap açıktı PKK, DEAŞ saldırıalarını bahane ederek aynen Kobani gibi ayaklanmaya yönelecekti. DEAŞ saldırıları bahane ederek, canlı bombalarla Türkiye’yi kana bulamaya kalkışacaktı, DHKP-C başka toplum kesimlerini provake etmeye çalışacaktı. Birisi DEAŞ yüce dinimizi istismar ederek o konudaki hassasiyetlerimiz kaşıyacaktı. PKK Kürt, DEAŞ Alevi vatandaşlarımızı kaşıyarak sosyokültürel fay kırılmalarına yol açacaktı. Bunu gördüğümüz için biran tereddüt etmedik.

Haberin Devamı

TALİMAT AÇIK: ETKİN SALDIRIN, TAHRİP EDİN
Bu üç ayaklı terör saldırısının üç hedefi vardı; demokrasimiz, kamu düzenimiz, uluslararası itibarımız aynı zamanda ekonomik kalkınmamız. Biz de eş zamanlı terör operasyonu başlattık. Ben bu operasyona ‘huzur ve demokrasi operasyonu’ diyorum. Birileri huzurumuzu bozmak istiyorsa bizim de görevimiz huzuru ikame etmektir. Güvenlik görevlilerimize verdiğimiz talimat açık ve netti; madem ki savaş ilan edilmiş, bu iç savaşı ilan edenlerin merkezlerine en etkin şekilde saldırarak, tahrip edeceksiniz. Bundan sonra da sınırımızda askerimize sıkılan bir kurşunun bedeli o kurşunu sıkanların tümünün tasviyesiyle sonuçlanacak.

Haberin Devamı

HAM HAYAL GÖRÜLMESİN
Düzenlenen operasyonla PKK’nın bilinen bütün sığınak, barınak, mühimmat depoları yerle bir edildi. Bunun hesabını soracak olanlara ve çatışmasızlığı Türkiye’nin bitirdiğini iddia edenlere sorumuz şudur; Ceylanpınar’da uyurken kalleşçe şehit edilen polislerimizin katillerine bunu soruyorum, şimdi çözüm sürecinden bahsedenlere, çözüm sürecini istismar ederek alanda vatandaşlarımıza gününü dar edenlere söylüyoruz, çözüm süreci konusunda bizim irademiz sabitti, hala sabittir. Ama çözüm süreci istismar edilerek, polislerimiz evlerinde şehit edilecekse, esnafımız haraç, kepenkleri kapatma baskısı altında olacaklarsa böyle bir çatışmasızlığı kabul etmeyiz. Çatızmasızlıktan kastınız kamu düzenini ihlal ederek alternatif mahkemeler kurmaksa, vatandaşların üzerinde baskı uygulamaksa biz böyle bir çatışmasızlığı kabul etmiyoruz. Ama eğer çatışmasızlıktan kastettiğiniz 2013’ün mayıs ayında söylediğiniz gibi silahlı unsurların Türkiye’den çekilmesi, bütün silahların bırakılmasıysa işte o zaman çözüm süreci bir anlam taşır. Silahlar bırakılana, silahlı gruplar Türkiye’yi terkedene kadar ve DEAŞ terörü tehdit olmaktan çıkana kadar bu operasyonlar devam edecektir. Kimse ham hayal görmesin.

Haberin Devamı

DEMİRTAŞ’A CEVAP
HDP Eş Başkanı, ‘tekrar çatışmasızlık dönemine gidelim, başbakanın silahları bırakma çağrısı gerçekleşebilir birşey değildir’ demiş. Soruyorum, sizler bu milletin oyları ile TBMM’ye geldiniz. Silahlı bir mücadeleyi savunarak görev üstlenmediniz. Meşru bir parlamentonun üyeleri olarak gayrı meşru bir silahlı mevcudiyeti nasıl savunursunuz? Hangi Avrupa demokrasisinde bir parlamenter, ‘aynı zamanda sırtımızı silahlı terör örgütlerine dayadık’ deme cüreti gösterir. Düşünün Avrupa’da biri çıkacak, ‘Ben parlamentodayım ama gücümü El-Kaide’den alıyorum’ derse o modern demokrasi buna izin verir mi?

EVLATLARIMIZI FEDA ETMEYE HAZIRIZ
Çarşamba gece yarısı itibariyle bin 302 terör zanlısı gözaltına alındı. İstanbul bir daha maske takan, silahlı gösteri yapan, vandalların hareket alanı haline gelmeyecektir. Özgürlükler teminat altındadır. Herkes gösteri, miting, toplantı yapabilir gösterilen yerlerde. Özgürlükler, bir başka bireyin özgürlüklerinin sınırlandığı yerde biter. Sizin buradaki mevcudiyetiniz, halkımıza, teröristlere, devlet adamlarına en büyük mesajdır. En önemli mesajınız, bütün bu mücadelede şehit düşen kardeşlerimizin ailelerindedir. Evlerinde ensesinden şehit edilen polislerimizedir, eşinin yanında katledilen binbaşımızın ailesinedir, babacım derken katledilen askerimizin babasınadır. Sizin evlatlarınız, bizim evlatlarımızdır. Sizin yüreğinize düşen acı bizim acımızdır. Allah bu millete bir daha şehit verme fedakarlığı yapacak şartlar getirmesin. Ama biliyoruz ki sizler ve bizler gerektiğinde bu vatan için, vatanın birliği, milletin huzuru için, gelecek nesilllerin geleceğinin parlak olması için evlatlarımızı da, kendimizi de feda etmeye hazırız. Bu fedakarlığı da dünya alem bilmeli.”

Haberin Devamı

STK’lardan ortak açıklama
TZOB, MEMUR-SEN, TESK, Türkiye KAMU-SEN, TÜRK-İŞ, TİSK, HAK-İŞ, TİSK ve TOBB’un organize ettiği “Teröre karşı sivil insiyatif” toplantısında kuruluşlar ortak bir açıklamaya da imza attılar. Ortak açıklamada özetle şu ifadeler yer aldı:
“Gelişmelerden büyük elem, üzüntü ve geleceğe kaygı duyduğumuz için bugün buradayız. Siyaset yapmanın yolu sandıktan geçer. Terör, siyaset yapmanın ahlaki bir yolu olarak kabul edilemez. Güvenli bir ülkede yaşamak en doğal hakkımız ve beklentimizdir. Her tür terör özgürlüklerimizi kısıtlıyor, kaynaklarımızı tüketiyor. Kamu düzenini tesis etmek devletin asli yükümlülüğüdür. Kamu güvenliği olmazsa, üretim, hizmet, istihdam, eğitim olmaz, refah olmaz.”

BAKMADAN GEÇME!