Güncelleme Tarihi:
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İngiliz yayın kuruluşu BBC 2'deki 'Newsnight' programına katıldı. Programın sunucusu Victoria Derbyshire'ın Suriye ve Mısır'daki gelişmelere ilişkin sorularını yanıtlayan Davutoğlu'nun ifadelerinden satır başları şı şekilde:
"Esad, ilk kez birçok kırmızı çizgiyi aşmadı. Geçmişte yaşananlara uluslararası toplum etkili bir tepki veremedi. Son 24 saatte, kimyasal silah saldırısının ardından uluslararası toplumda bir hareketlenme oldu. BM Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdık, Şam'daki BM ekibinin yetkisinin uzatılması yönünde çağrıda bulunduk. Dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi acil toplandı ancak sonuç çok etkili, kararlı ve katı olmadı. BM ekibinin son saldırı alanına girebilmesini umuyoruz."
"Bu Esad için ve Esad'ı destekleyen ülkeler için bir sınav. Esad, bu saldırıyı yapmadığını iddia ediyor. O zaman BM ekibine izin vermeli. Eğer Esad BM'nin çağrısını reddederse o zaman BMGK'nın kararlı ve katı bir duruşu olmalıdır."
SURİYE İÇİN 'SREBRENİTSA FORMÜLÜ'
Benzer bir olayın Srebrenitsa'da yaşandığını belirten Davutoğlu, BMGK etnik temizlik karşısında bir şey yapmayınca, uluslararası toplumun birlikte hareket ettiğini anımsattı. Davutoğlu, Suriye konusunda BMGK kararlı ve katı bir duruş sergilemezse uluslararası hukuka saygı gösteren, sadece Esad'a karşı değil, insanlığa karşı kimyasal silahlar ya da başka silahlar kullanabilecek diktatörlere karşı kararlı mesaj vermek isteyen ülkelerle bir araya gelinebileceğini ifade etti. Bakan Davutoğlu, "BM Genel Kurulu'nda Suriye halkına destek olarak 138 oy verildi. Bu 138 ülkenin bir araya gelerek, birlikte hareket edeceğinden eminim" diye konuştu.
"Nasıl bir eyleme geçilmesini istiyorsunuz" sorusuna Davutoğlu, "Öncelikle açık bir mesaj verilmeli ve Esad bu katliama son vermeli. Eğer Esad rejiminin kimyasal silah kullandığına dair elimizde yeterli delil olursa onu durdurmak için uluslararası bir eylem olmalı" ifadesini kullandı. Bu eylemin ne olabileceğinin yeniden sorulması üzerine de Dışişleri Bakanı Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bunu söyledim. Bosna'da Srebrenitsa'dan sonra yapılanlar, şimdi de yapılmalı. Çünkü Srebrenitsa'daki etnik temizlik hepimiz için çok kötü bir tecrübeydi ve Şam'daki kimyasal saldırı ve Suriye'de son üç yıldır gözlemlediklerimiz, Bosna'da olanlar kadar kötüdür. Bosna'da, bu insanlık suçuna son vermek isteyen ülkelerle birlikte hareket edildi."
MISIR'LA İLGİLİ DEĞERLENDİRMELER
Mısır'la ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bakan Davutoğlu, Mısır'ın Arap politikasının ve bölgenin omurgası olduğunu söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Mısır'da demokratik bir sisteme doğru yaşanan geçiş süreciyle ilgili hepimiz çok iyimserdik. Ancak son iki aydır gözlemlediklerimiz, protestocuların sokaklarda öldürülmesi, güvenlik güçlerinin ve ordunun bu olaylardaki rolü, Mısır'ın Suriye halkının karşı karşıya olduğu benzer zorluklarla karşılaşabileceğini uyaran işaretler."
"ESKİ LİDER DIŞARIDA, MURSİ İÇERİDE"
"Hüsnü Mübarek'i helikopterle hastaneden ayrılırken gördüğünüzde ne düşündünüz" sorusuna Davutoğlu, olayın hukuki veçhesine müdahale edilemeyeceğini ancak siyasi veçhesinin oldukça ilginç olduğunu kaydetti. Davutoğlu, "Otokratik bir rejimin eski lideri şimdi serbest, seçimle iş başına gelmiş bir Cumhurbaşkanı olan Mursi ve hiçbir suç işlememiş diğer siyasi liderler ise hapiste" değerlendirmesinde bulundu.
Sunucu Derbyshire'ın "Türkiye'nin geleceğiyle ilgili endişe duyuyor musunuz? Mısır'dakinin benzeri Türkiye'de olabilir mi" sorusuna ise Bakan Davutoğlu, "Hayır. Türkiye'nin uzun bir demokrasi geleneği var ve Türkiye, demokratik reformlar, ekonomik gelişmeler ve çok aktif dış politikası dolayısıyla bir başarı öyküsüdür. Türk halkı bugün geleceğe iyimser bakıyor" yanıtını verdi.
"GEZİ OLAYLARIYLA KIYASLANMAMALI"
Gezi Parkı olaylarının anımsatılması üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:
"Kimse bunları, Arap ülkelerindeki gösterilerle karşılaştırmamalı. Birçok Avrupa ülkesinde, ekonomik krizden dolayı birçok gösteri oldu. Demokratik bir ülke olan Türkiye'de gösterilerin olması doğaldır. Türkiye'de insanlar, çevreyle ilgili bir konudan dolayı gösteri yaptı, Mısır'daki gibi adil bir seçim istendiği ya da birçok Avrupa ülkesindeki gibi iş istendiği için değil. Çevreyle ilgili bir konu, gelişmiş demokrasinin konusudur. Dolayısıyla, endişeli değiliz. Türkiye'nin güçlü bir demokrasi geleneği vardır. Kimse böyle bir kıyaslama yapmamalı."