Güncelleme Tarihi:
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizim iktidarlarımız, tesadüfi gelişmelerle politikalarını belirleyen bir iktidar değildir. AK Parti hükümetleri, mikro ölçekten makro ölçeğe ve küresel ölçeğe, birbirleriyle tutarlı, bütünlük arz eden bir perspektifle ekonomik kalkınmaya bakmaktadır" dedi.
Türkiye'de bir ülke ölçeğinde yürüttükleri kalkınma programları, büyük projeler ve hamlelerin yanı sıra bölge bazında geliştirdikleri programların da bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, bugün bunların en önemlilerinden birinin açıklanacağını, geniş bir katılımla bundan sonra atılacak adımlar konusunda istişarelerde bulunulacağını söyledi.
Türkiye'nin son 12 yılda, Cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma hamlelerini gerçekleştirdiğini vurgulayan Davutoğlu, bu kalkınma hamlelerinin muhtevası kadar yönteminin de önem taşıdığını dile getirdi. Davutoğlu, "2002'den bu yana yürütülen bütün faaliyetlerde Türkiye, ülke ölçeğindeki kalkınma planlamaları ile bölge ölçeğinde yürüttüğü çalışmalar arasında entegre bir stratejiyi çok başarılı bir şekilde hayata geçirdi" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti: "62. Hükümeti kurar kurmaz 1 Eylül 2014'te açıkladığımız Hükümet Programı'nda bir hususu çok güçlü bir şekilde vurguladık. Ve dedik ki 'Bu Hükümet Programı, 2015 Haziran'ına kadar yürüyecek olan bir dönemin Hükümet Programı değildir. Bir geçiş ya da geçici Hükümet Programı da değildir.' Aksine 2023 yılına kadar 9 yıllık bir program çerçevesinde bu programın ilk aşaması olarak 62. Hükümet Programı'nı ilan ettik. Şunu ısrarla vurguladık: Bu dönemde 2023 planları ki Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde, çok kapsamlı bir vizyon olarak ortaya konmuştu, hayata geçirilmesi için makro ekonomik politikalar, Türkiye'nin reel sektörleriyle ilgili takip edilen stratejiler ve sosyal alanda sağladığımız gelişmeler, hepsi birlikte bir büyük makro stratejik çerçeve oluşturuyor. AK Parti hükümetleri hiçbir şeye konjonktürel bakmadı, hiçbir gelişmeyi konjonktürel olarak değerlendirmedi ve hiçbir programı da genel makro stratejik yaklaşımın dışında münferit olarak ele almadı."
"İstikrar, güven, süreklilik ve reform"
Davutoğlu, "Bu çerçevede de son 12 yıl içinde milli gelirimiz dört misli artarken neredeyse, ihracatımızda olağanüstü gelişmeler, olumlu gelişmeler yaşanırken, dünya ekonomik krizle boğuşurken biz ekonomik krizi aştığımız gibi bütçe dengeleri itibariyle dünyanın örnek ülkelerinden biri haline gelirken, hep istikrar ve güveni öne çıkardık. İstikrar, güven, süreklilik ve reform" değerlendirmesinde bulundu.
İstikrar ve güvenin olduğu ortamlarda, gelecek perspektifiyle planlama yapılabileceğini belirten Davuoğlu, "Sizin planlama yapmanız yetmez. Daha önceki hükümetler de birçok plan gerçekleştirmişlerdi ama hayata geçirme noktasında yeterli güç ve kapasiteye ulaşamamışlardı ya da süreklilik ifade edememişlerdi" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, "Bizim 2002 yılından bu yana güven ve istikrarla topluma verdiğimiz güçlü mesaj, toplumun bütün bu kalkınma hedefleri yönünde harekete geçmesi çerçevesinde olağanüstü bir ivme katmıştır" dedi.
Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Sadece Türkiye içinde değil, Türkiye dışında da uyguladığımız programların bir kredibilitesinin, itibarının olması lazım. Türkiye'nin, Türkiye dışındaki itibarı aslında dışarıdan Türkiye'ye gelen yatırımlarla da Cumhuriyet tarihinin bir toplamının 10 misli kadar yatırımı neredeyse 14 milyar dolar civarında olan bütün yatırımları bizim iktidara kadar, bizde 146, 150 milyar doları aştı 12 yılda. Bütün bunlar Türkiye'deki güven ve istikrar ile dünyadaki itibar arasında kurulan sağlam ilişkinin yansımaları. Biz, dünya ekonomisindeki gelişmeler, Türkiye'nin bu gelişmeler içindeki yerini tayin ederken belli düzlemlerden bakarak bir planlama yapıyoruz. Küresel ekonomi nereye seyrediyor? Hele bu sene G 20 Dönem Başkanı olarak bunu daha da fazla tartışacağız. G 20 Dönem Başkanı olarak küresel ekonominin seyrini Türkiye belirleyecek. Küresel ekonominin hemen alt tabakasında, düzleminde Türkiye'nin yoğun ekonomik ilişkiler içinde olduğu AB ve çevre bölgelerdeki gelişmeleri gözönüne alıyoruz. Türkiye'nin hemen çevre bölgelerle olan irtibatını kurmaya çalışıyoruz."
"Bölgesel kalkınma planları ve detaylı eylem unsurları kamuoyuyla paylaşılacak"
Davutoğlu, "Yani Trakya ile ilgili bir projemizin Balkanlarla, Doğu Anadolu ve Karadeniz'le ilgili bir projemizin Karadeniz'in çevre ülkeleriyle ve Kafkaslarla, yine Güney Doğu Anadolu'da, Akdeniz'de kurduğumuz ilişkilerin de Akdeniz ve Ortadoğu stratejileriyle bütünlük arz etmesi lazım" dedi.
Daha sonra ülke genelinde takip edilen ve onu tamamlayan bölgesel kalkınma projelerinin bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, "GAP, bizden önce başlamış bir önemli bölgesel kalkınma projesiydi ki dünyada da çok önde gelen projelerden biridir hala bölgesel kalkınma anlamında. Ona biz DOKAP'ı, KOP'u, DAP'ı ekledik. Doğu Anadolu Planı, Doğu Karadeniz ve Konya Ovası. Bütün bunlar ülkenin makro kalkınması ve stratejik bütünlüğü içinde bölgelerimize verdiğimiz önemi gösteriyor" diye konuştu.
Daha alt düzeyde ise il bazında her bir ilin, Türkiye'nin 2023 perspektifinde ne şekilde bu kalkınmanın içinde yer alacağıyla ilgili de kent ekonomileri anlamında çizdikleri perspektiflerin bulunduğunu belirten Davutoğlu, "Dolayısıyla bizim iktidarlarımız, tesadüfi gelişmelerle politikalarını belirleyen bir iktidar değildir. AK Parti hükümetleri, mikro ölçekten makro ölçeğe ve küresel ölçeğe, birbirleriyle tutarlı, bütünlük arz eden bir perspektifle ekonomik kalkınmaya bakmaktadır" görüşünü dile getirdi.
Bu anlamda Doğu Anadolu Projesi, Doğu Karadeniz Projesi, Konya Ovası Projesi bölge kalkınma idarelerini kurduklarını anımsatan Davutoğlu, önümüzdeki birkaç hafta içinde DOKAP'tan başlayarak, bu bölgesel kalkınma planlarının ve detaylı eylem unsurlarının kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.
"Doğu Karadeniz bölgesiyle ilgili 2023 planımızı ortaya koyuyoruz"
Davutoğlu, "DOKAP, Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Samsun ve Trabzon illerini kapsıyor. Yani Sarp Kapısı'ndan, Samsun'a kadar olan sınır ve arkasında Bayburt ve Gümüşhane de olmak üzere bütün bu havzanın birlikte kalkınmasını planlamak üzere bu Doğu Karadeniz bölgesiyle ilgili 2023 planımızı ortaya koyuyoruz" ifadesini kullandı.
Haziran seçimlerinden sonra odaklanacakları iki temel hususun olacağını belirten Davutoğlu, şu bilgileri verdi:
"Şimdiden ilan ediyorum. Bunlardan birisi, bölgeler arası kalkınma farklılıklarını gidermek. Dolayısıyla Türkiye'de 60'lı, 50'li yıllardan bu yana yaşanan dengesiz bölgesel göçleri durduracak, hatta her bölgeye uygulayacağımız bölgesel kalkınma planları ve teşvik programlarıyla geriye göçü ya da belli bölgesel ekonomik çekim havzaları oluşturmak suretiyle daha dengeli bir ekonomik kalkınmayı sağlamak. Diğer bir önemli hedefimiz de değişik gelir grupları arasındaki gelir farklarını giderecek şekilde çalışmaları sürdürmek ve kalkınmadan bütün toplumumuzun eşit oranda pay almasını sağlayacak bir sosyal adalet perspektifini ortaya koymak. Biz hem Ankara'da hükümet programları ve son ilan ettiğimiz 25 sektörel dönüşüm programıyla bu perspektifi planlar ve geleceğe doğru adımlar atmaya başlarken hem de bu istişareleri topluma yayıyoruz."
Bugün burada bakanlar, milletvekilleri, bölgedeki üniversitelerin rektörleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok geniş kapsamlı bir istişari platformunun da oluşturulduğunu aktaran Davutoğlu, "Bundan sonra da sadece bölgesel kalkınma planlarını açıklamakla yetinmeyeceğiz. Sık sık bir araya gelerek, bu bölgesel kalkınma planları nereye doğru seyrediyor, bunun takibini yapacağız" diye konuştu.
62. Hükümet olarak son 3 ay içinde, 3 paket halinde, 25 sektörel dönüşüm programını açıkladıklarını ve ilan ettiklerini anımsatan Davutoğlu, "Makro ekonomik istikrar ile ilgili olan hususlar, reel sektörü teşvik ve dinamik nüfus yapısını da koruyacak şekilde sosyal hayatı, eğitimi kapsayan eylem planları" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, G 20 bünyesinde bu çapta program açıklayan ilk ülke olduğunu vurgulayan Davutoğlu, ülke ölçeğinde ilan ettikleri bu 25 sektörel dönüşüm programının, bölgesel kalkınma programlarıyla uyumunun çok önemli olduğunu belirtti.
Davutoğlu, "Bütün bölgesel kalkınma planını uyguladığımız yerlerde, GAP'da, KOP'da, DAP'da, DOKAP'da inşallah önümüzdeki dönemde Batı Karadeniz'le ilgili de böyle bir çalışma yapmayı planlıyoruz, bütün bu alanlarda bu 25 sektörel dönüşüm programının gelecekle ilgili perspektifinin alana yansıması önem taşıyor" dedi.