Davutoğlu: Bizim için o gece gurur gecesiydi

Güncelleme Tarihi:

Davutoğlu: Bizim için o gece gurur gecesiydi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2015 11:25

Başbakan Ahmet Davutoğlu AK Parti’nin düzenlediği eğitim toplantısında konuştu.

Haberin Devamı

İşte Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları:

İki konuda sizlerle bazı hususları paylaşmak istiyorum. Türkiye ve dünya ateş çemberinden geçiyor. Her anlamda, ekonomik krizin tetiklediği sorunlar bütün dünyayı etkisi altına alıyor. Türkiye’nin çevresinde her an yeni krizlere gebe son derece hassas bir konjonktür var. Bütün bunların ortasında istikrarla geleceğe yürüyen Türkiye varsa bunun temel aktörü AK Parti’dir, AK Parti kadrolarıdır. Biz istihdamı artıran gıpta ile takip edilen bir ekonomik performans sergiliyoruz.

“MUHALEFET MECLİS’İ TERÖR ORTAMINA ÇEVİRMEYE ÇALIŞIRKEN…”

Ateş çemberi dedim. Bu hafta sonu Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece, bir taraftan muhalefet Meclis’i terör ortamına çevirmeye çalışırken bizler 9 saat süren bir operasyonla, hem tarihi mirasımıza hem de uluslararası haklarımıza sahip çıkma mücadelesi veriyorduk. Ben bir kez daha TSK’ya, onlara istihbarat desteği sağlayan MİT’e, bütün güvenlik birimlerimize teşekkür ediyor, bu operasyona katkıda bulunan vatandaşlarımızı görevlilerimizi alınlarından öpüyorum.

Haberin Devamı

“CUMARTESİYİ PAZARA BAĞLAYAN GECE BİR ONUR GECESİYDİ”

Ve dün hayretler içinde muhalefetin Şah Fırat operasyonu kanaatlerini hepiniz takip ettiniz. Öyle anlar vardır ki milletler imtihan edilirler. O anlarda alınan tavır ya onurla kaydettikleri izler olurlar ya da hayat boyu hareketleri boyunca taşıdıkları kara lekeler olurlar. Bizim için cumartesiyi pazara bağlayan gece bir onur gecesiydi. Ama Pazar günü muhalefetin yaptığı yorumlar tarihe kara leke olarak geçecek niteliktedir.

“SURİYE REJİMİYLE BİRLİKTE AYNI DİLİ KULLANDILAR”

Operasyon ile sabaha kadar tarihi bir sayfa açarken muhalefet bunu takdir etmek yerine, yine dış aktörler ve Suriye rejimiyle birlikte aynı dili kullandılar. Biz bu operasyonla üç ana hususu korumayı ve bu üç ilkesel konuda açık tutumla Türkiye Cumhuriyeti’nin kudretini dünyaya göstermeyi hedeflemiştik.

“TÜRKİYE’YE GETİRDİK, ONURLA GETİRDİK”

Günlerdir Süleyman Şah’ta ne oluyor diye Meclis gündemine taşımaya çalışan muhalefet, operasyon sonrası da aynı küstah tavrı devam ettirdi. Gurur duyduğumuz en önemli hususlardan birisi yurt dışındaki askerlerimize diplomatlarımıza sahip çıkıyor oluşumuzdur. Konsolosluk çalışanlarımız için sabırla çalıştık. Geceyi gündüze kattık. Günlerce gecelerce bütün birimlerimiz çalıştı. Aylar süren mücadeleden sonra Türkiye’ye getirdik, onurla getirdik. Ateş çemberinin içinden aldık ve çıkardık. Libya’da iç savaş sürerken 25 bin vatandaşımızı Libya’nın her bir köşesinden 10 gün içinde tahliye etme kudretini gösteren tek devlet Türkiye’ydi. Hiçbir vatandaşımızı mağdur garip bırakmadık. Daha sonra Ukrayna’dan Somali’den Afrika içlerinden her vatandaşımıza sahip çıktık.

Haberin Devamı

“DEVLETİN KUDRET ELİYLE ÜLKEMİZE GELDİLER”

Bu anlamda Süleyman Şah Saygı Karakolu’nu, askerlerimiz son altı ayda kahramanca ve direnç ile mücadelelerini sürdürdükten sonra insanına sahip çıkan devletin kudret eliyle ülkemize geldiler. Bir askerimiz hayatını kaybetti. Astsubay Halit kardeşimize rahmet diliyorum. Bu Mehmetçiğin bu zor şartlarda vakarla mücadele edişini izlemekten de gurur duyuyorum.

“SÜLEYMAN ŞAH BİR SEMBOLDÜR”

Süleyman şah bizim ecdadımızdır. Sadece bir fani olarak tarih içinde oynadığı rol itibariyle önemli değil ayrıca milletimizin bu toprakları vatan kılma konusunda semboldür. Süleyman Şah’a sahip çıkmak tarihimize kimliğimize sahip çıkmaktı. O topraklarda bu emanetlerin sahip çıkmak için Şah Fırat operasyonuyla büyük bir başarıyla bu emanetleri ülkemize intikal ettirdik. Süleyman Şah, şehitliği tattıktan sonra o topraklarda defnedilen sonra o günden bugüne bir sembolik mekandır. Evliya Çelebi’nin seyahatnamelerinde de Süleyman Şah’a atıf vardır.

Haberin Devamı

“İKİ AYAKLI BİR OPERASYON YAPTIK”

Biz uluslararası hukukumuzu korumak üzere, tek ayaklı bir operasyon yapmadık. İki ayaklı bir operasyon yaptık. Mürşitpınar’dan saygı karakoluna yürürken, emanetlerimizi almak üzere 40 tank, toplam yüz araç ile yürürken ikinci bir kol Suriye’ye Eşme’den girdi ve kontrol altına alarak 21:02’de bayrağımızı o toprağa dikti.

“İKİ AYRI BAYRAK DALGALANMAYA BAŞLAMIŞTIR”

Üçüncü husus, uluslararası hukukumuzu korumak anlamında da iki operasyonu aynı anda yaparak, daha önce taşın
mış olan bu vatan toprağını Suriye’nin Eşme köyü civarında bir tepeye intikal ettirdik. İki ayrı bölgede iki ayrı bayrak dalgalanmaya başlamıştır.

Haberin Devamı

“İHA GÖRÜNTÜLERİYLE SÜRECİ TAKİP ETTİK”

Gece saat 11’den itibaren sabaha kadar Genelkurmay karargahında hem operasyonu bizzat yönettik, burada istişarelerde bulunduk, Diyarbakır Suruç’taki karargahlarla görüştük, Süleyman Şah Karakolu Komutanı Binbaşı Oğuzhan ile an be an İHA’ların, gönderdiği görüntülerle bu süreci takip ettik.
04:45 itibariyle görevini tamamlayan askerlerimiz ayrıldı, 06:03 itibariyle de ilk kol Türkiye topraklarına girdi.

“GÜL BABA’NIN HUZURUNA GİDECEĞİZ”

Tarihi mirasımıza sahip çıktık. Orhun anıtları biz geldiğimizde metruk ve kendi haline bırakılmış şekildeydi. Onları restore eden AK Parti iktidarıdır. Yarın inşallah Budapeşte’de olacağız ve orada da Gül Baba’nın huzuruna gideceğiz. Orta Avrupa’ya mirasımızı götüren Gül Baba’nın huzuruna varacağız. Yine Zigetvar’da Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatından sonra oradaki türbe için gerekli talimatları verdik. Nerede tek bir taş parçası olsa dahi onlara sahip çıkmak bizim boynumuzun borcudur.

Haberin Devamı

“SURİYE TOPRAKLARINDA SONSUZA KADAR BAYRAĞIMIZ DALGALANACAK”

Ama gelin görün ki Osmanlıcaya yabancı dil muamelesi yapan CHP sahip çıkmaktan bahsediyor. O senin haddin değil Kılıçdaroğlu, o mirasa sahip çıkmak bizim gücümüz. İktidarları olduğu dönemde Orhun anıtlarına sahip çıkmayan Bahçeli, ecdat topraklarını terkten bahsediyor. Suriye topraklarının içinde sonsuza kadar aziz bayrağımız dalgalanmaya devam edecektir.

“BUGÜN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ HER ZAMANKİNDEN DAHA KUDRETLİDİR”

Askerlerimize yürüttükleri disiplinli çalışma dolayısıyla takdirlerimi ifade ediyorum. Bu başarı TSK’nın kabiliyetini göstermek bakımından da dünyaya örnektir. Tekrar teyiden söylüyorum, Şah Fırat operasyonu Türkiye Cumhuriyeti devletinin direktifleriyle uygulamaya geçmiştir. Böyle bir operasyon için hiçbir yerden izin almayız, hiçbir yerden yardım ve destek istemeyiz. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti her zamankinden daha kudretlidir. İcap ettiğinde de gösterme konusunda hiçbir tereddüt söz konusu olmayacaktır.

TBMM’de özgürlüklerin korunması ve İç güvenlik bağlamında yaşanan gelişmeler. Biraz önce ateş çemberi dedik, biz bir taraftan Süleyman Şah ile ilgili gayret gösterirken, diğer taraftan Türkiye’yi Irak ve Suriye’ye dönüştürmeye çalışanlara karşı mücadelemizi sürdürüyoruz.

6-7 ekim olaylarında şehirlerimizi yakıp yıkanlara karşı tedbir alma ihtiyacı söz konusu olduğunda, gerekli talimatları verdik. İç güvenlik reformu şubat ayında çıkan bir paket değil. Olayları seyrettiniz, güney ve doğudaki vatandaşlarımız alanda yaşadılar. Nasıl bir şiddet ortamının Türkiye’ye egemen kılınmak istendiğini izledik. Sessiz kalabilir miyiz? Kalmadık, kalmayacağız. Türkiye’yi kimse güvenlik kaosu ortamına sokamayacaktır. Şimdi 6-7 ekim olayları olduktan sonra 15 Ekimde bugün iç güvenlik reform paketindeki unsurları kamuoyumuzla paylaştım. İçişlerinden brifing aldım. Gerek uyuşturucuyla mücadele, nüfus işleri konusunda, jandarmamızın içişleri bakanlığında tayinler sicil bağlamında bağlanması konusunda, gerekse 6-7 ekimden sonra özgürlüklerin korunması ama genel kamunun hukukunun da korunmasını sağlayacak reform sağlanması için brifing aldık. Daha o gün molotofun kesin şekilde yasaklanacağı ve şiddet unsuru olarak kabul edileceği, maske takarak yürüyüş yapmanın yasaklanacağı, gözaltı şartlarının yeniden düzenleneceği, toplumu terörize eden gruplara alınacak tedbirlerin yeniden düzenleneceğini paylaştık. 21 Ekim’de TBMM’de anlattım. Kasım’da yasa sevk edildi.

“HADİ HDP’NİN NİYE GOCUNDUĞUNU ANLIYORUZ…”

Hadi HDP’nin niye gocunduğunu anlıyoruz. Ama MHP ve CHP de bir haftadır TBMM’yi ki gazi Meclis’tir, vakarın adabın edebin hakim olması gereken bir Meclis’tir. Her türlü tahrikle meclis ortamını kirletmeye çalıştılar. Şiddet uygulamaya yöneldiler. Bu kanunu iki kez erteledik. Dedik ki eğer buralarda herhangi bir şekilde AB standartlarına aykırı husus varsa bize bildirin. Her türlü maddeyi tekrar görüşmeye hazırız. Ama şunu diyorsanız, tam seçime giderken 6-7 ekim olaylarında olduğu gibi bir takım Vandallar sokaklara egemen olsun diyorsanız işte biz bunu yapmayacağız. Her ne suretle olursa olsun güvenlik şartlarının sağlanması için bu kanun Meclis’ten çıkacaktır. Ama bir teklifiniz varsa görüşmeye hazırız.

“AB ÜLKELERİNDE NASIL DÜZENLENDİĞİNE HEP BERABER BAKALIM”

Yani diyorsanız ki açık şekilde ortaya koyalım. Molotofu serbest bırakalım. Bunu görüşmek hiç kimsenin harcı değildir. Dünyanın her yerinde suçtur. Yine ABD’de Almanya’da Molotof kokteyli suç sayılmıştır. ABD’de ağır hapis ve para cezası vardır. Eğer gözaltı süreleriyle ilgili sorularınız varsa, yine AB ülkelerinde nasıl düzenlendiğine hep beraber bakalım. Polisin tek başına gözaltı yapma hakkı yok. Kitle gösteriler olduğu durumlarda polise 24 saat izin veriyoruz.

İngiltere’de polisin tek başına 36 saat gözaltı yetkisi var. Almanya’da 24-48 saate uzatılan yetki var. İtalya’da polisin gözaltı yetkisi 24 saat. İspanya’da 72 saat. En minimum olan Fransa’dır, polis 24 savcı 48 saat. Biz de en asgari düzenlemeyi esas olarak bunu yaptık.

“MAKUL GÖRDÜĞÜMÜZ DÜZENLEMELERİ YAPARIZ”

Bonzai konusunda okul ve mescit gibi gençlerimizin yoğun olduğu yerlerde yapılması halinde cezaların artırılmasına karşı çıkmak istememek herhalde kimsenin tasvip edeceği bir şey değildir. Bir kez daha soruyorum. Muhalefet liderlerinin yapması gereken bize somut tekliflerle gelmektir. Neye karşı çıkıyorsanız söyleyin. Muhalefet yapmak hakkınızdır. Şiddet kullanmadan çıkın ve görüşleri sergileyin. Biz de makul gördüğümüz düzenlemeleri yaparız. Halkı direnişe çağırıyorsanız, bazı CHP vekilleri Meclis’te kavga çıkmamasını eksiklik olarak görüyorlarsa, işte o zaman durun deriz. TBMM’nin vakarını çiğnetecek hiçbir tavra izin vermeyiz. Aynı şekilde bizim özellikle CHP genel başkanının halkı direnişe çağırma karşısında tutumumuz açık olacaktır. Herkes toplantı yürüyüş yapma hakkına sahiptir. Yeter ki bu özgürlükler yapılırken şiddet olmasın. Gencecik canlar dördüncü kattan atılıp katledilmesinler. Seçimlere doğru giderken teşkilatlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum her biriniz bulunduğunuz şehirlerde hiçbir tahrike kapılmayınız.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!