Güncelleme Tarihi:
Can dost, hoşgeldin yuvana!
Sen gittikten sonra Ankara'da erken seçimin iptali ve ittifaklarla ilgili bir sürü spekülasyonla geçirdik günleri. Bir de AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çocuklarını yurt dışında kimin okuttuğu bilmecesiyle uğraştık durduk.
Erdoğan yakın bir akadaşının bursuyla çocuklarını ABD'de okuttuğunu ve döndüklerinde bursu veren tekstil firmasında “mecburi hizmet” karşılığı burslarını ödeyeceklerini açıkladı.
Bayıldım bu mecburî hizmet hikayesine.
Eğer devlet üniversitesi ya da Milli Eğitim Bakanlığı burs verseydi anlardım zorunlu hizmetin ne demek olduğunu. Buna ise düpedüz çocuklarına istihdam yaratmak denir. Bu da çok önemli değil. Önemlisi yurtdışına açılmış zengin bir dostun dört yıllık burs vermesinin doğru olup olmadığı.
Bir kere Türkiye’de tarafsız, tarafsız olduğu kadar şaibesiz burs veren çeşitli kurum ve kuruluşlar var. Devletin kurum ve kuruluşları dışında, başarılı öğrencilere vakıf üniversiteleri de milyonlarca dolarlık fon ayırıp veriyorlar.
Bu da olmadı mı? Yabancı kurum ve kuruluşlar var, hem de yüzlerce. Bunlar da
öğretim alanlarına göre burs yardımı yapıyorlar. ABD'de burs aslanın karnında olabilir, Avrupa ülkelerinin bursları var. Hatta AB'nin burslarını da ekleyelim. Şimdi madem ki evlatları başarılı ve Türkiye'de özgürlük içinde eğitim yapmaktan yoksunlar, o halde muhakkak özel bir işadamının yerine başka burs bulabilirlerdi.
Hele madem ki AB'yı savunuyordu Erdoğan, çocukları Avrupa Birliği'nin kurucusu Jean
Monnet bursuna başvursaydı ve kabul edilseydi, Türk basını da "Erdoğan'ın çocukları AET (AB’nın eski adıyla anılan burs) bursu ile okuyorlar" diye yazsaydı daha iyi olmaz mıydı? Hiç olmazsa AB'ye inanmadığı, ama takiye yaptığı iddiasını bertaraf etmiş olmaz mıydı?
Anlamak çok zor Erdoğan'ı. Servetinin büyük bölümünü oğlunun düğününde verilen altınlarla izah etmeye çalışan bir parti liderine nasıl inanalım? Hele bu lider birinci parti olma hayali içinde ise ve buna inanıyorsa.
Evet dostum, bu burs işi oldukça karışık ve tartışılması gereken bir konu.
Sevgiler,
Sezai